"Makyajım bozulmadan bir öpeyim seni" dedi kollarını bana açarken. Onun kolları arasına girdiğim sıra yanağıma bir buse kondurup geri çekildi.

Bizi uzaktan izleyen Zehra ise bize bakıp sandalyeleri gösterdi

"Oturun hadi kahvaltı hazır!" dedi.

Zeynep ne kadar evin şımarık kızı olsa Zehra da bu evin annesiydi. En düzenlimiz, en tertiplimiz, en mantığa dayalı hareket edenimizdi. Bir annede olan şevkati , ilgiyi, merhameti asla bizden esirgememiş her daim bolca vermişti. Odaya ilk girdiğimizde etrafı düzenlerken yakaladığımızda onu yüzü kızarmış suç işlemiş bir çocuk gibi susmuştu ne diyeceğini bilememişti. Zaman geçtikçe bize annelik yapması bizim onu benimsememiz ve kaynaşmamıza vesile olmuştu. Çocukları çok sevdiği için okul öncesi oğretmeni olmuş ve bu alanda baya ilerleme kat etmişti. Atanmış ve hayalindeki mesleği yapıyordu.

İkisi kahvaltı masasına oturmuş benim oturmam için ayaktaki bana bakıyorlardı. Ağzıma bir zeytin atıp

"Benim gitmem gerek kahvaltı edemem"

"Aaa! nereye aşkom?"

"Dün bahsetmiştim ya babamın bir askere rütbe verecek falan"

"Ha! Hatırladım kız" dedi Zeynep. Zehra ona göz devirerek

"Hatırlamaman normal, aklın bir karış hava da. Ayy! Pardon havada değil 1,90 olan maviş adamda!" dedi Zehra kinaye ile. Zeynep onun dediğine omuz silkeleyerek tabağına kahvaltılıkları koymaya başladı.

"Ne 1,90 maviş?"

"Zeynep Hanım yine biri ile interneten tanışmış ve bugün buluşmaya gidiyor" o bunu der demez Zeynep, Zehra ya kötü bakışlar atmaya başladı.

"Zeynep!" dedim anlatması için

"Efendim bebeğim?" dedi anlamayarak

"1,90 maviş?"

"Ha o mu? Aşkım bir çocukla tanıştım ama görsen var ya çocuk tam da analar  neler doğuruyorun kanıtı gibi"

"Ayy Zeynep!" diyip başımı olumsuz anlamda salayarak güldüm.

"Yeni biri mi?"

"Ayy evet! Gel fotosunu göstereyim sen de yorum yap" diyip telefonuna uzanmıştı ki

"Kalsın gelince bakarım. Geç kalmadan çıkmam gerek yoksa babamın dilinden kurtulamam" dedim

"Olur bebeğim hem bu günkü randevum hakkında da konuşuruz, bakalım bu çocukla tamam mı devam mı?!"

"İyi şanslar sana"

"Ona değil çocuğa şans dile onun daha çok ihtiyacı var" dedi Zehra ağzına peynir atarken.

Ben onun dediğine gülerken Zeynep yüzünü buruşturmuştu.

"Niye onun varmış? Ben çekilmez bir insan mıyım yani? Bunu mu demek istiyorsun sen Zehra? "

"Kavga yok. Hadi ben gidiyorum" diyip ikisinin de yanağına buse kondurup çantamı almak için mutfaktan çıktım.

Çantama cüzdanımı, anahtarlığımı, birkaç kişisel eşyamı koyup evden dışarı attım kendimi.

Kendimi evden dışarı attıktan sonra yoldan geçen ilk taksiyi durdurup bindim. Otobüsle uğraşıp daha da geç kalamazdım. Organizasyonun olacağı yeri söyledikten sonra arkaya doğru yaslanıp dışarıyı izlemeye koyuldum.

BİR KİBRİT YAK (ASKER KURGU ) +18Where stories live. Discover now