⚡6 Bölüm; Gerçeklerin ortaya çıkma huyu!⚡

40 6 2
                                    

Yeni bölüm yayında okuyup oylarsanız sevinirim. Lütfen düşünceleriniz belirtin. Düşünceleriniz benim için önemli...

***

Nefesim kesilmiş olduğum yerde dona kalmıştım. Kıpırdamayıp olduğum yerde mıhlanmışım gibi arkamı dönmeye cesaretim yoktu. O kadar korkmaya başlamıştımki ben kardelen iris acarlı ilk kez birinin gücünden bu kadar korkmaya başlamıştım. Sesin sahibi yaklaşırken nereden bulduğumu anlamadığım cesaretimle arkamı döndüm.

Yüzünde sinsi sırıtması elleri ceplerinde bana doğru yürüyordu. Onun göz teması kurmaya başladım. Bana gittikçe daha çok yaklaşırken aklıma gelen fikirle sırıtmaya başladım. Çok az bir mesafe kaldığında ellerimi iki yana açıp göz temasını bozmadan cevapsız bıraktığım sorusunu cevaplayarak "benim değil ruhumun uçurumu" deyip ucunda olduğum uçurumdan kendimi aşağı bırakırken ona el salladım.

Barın hızla bana doğru koşup uçurumun kıyısından aşağı bakmaya başladı. Vücudum soğuk sularla buluşurken gülümsemeye devam ediyordum. İçim büyük bir huzurla dolarken gittikçe dibe batıyor ve bunu umursamıyordum. Gözlerimi kapatıp kendimi suyun akışına bırakırken birden bire güçlü kollar belime sarılıp beni yukarıya çekmeye başlarken ben nefesümi tutuyordum.

Suyun üstüne çıktığımızda nefesimi bırakıp gözlerimi açtım. Gözlerim belimi tutan barına kayarken belimden tutmaya devam edip gözlerini bana çevirip sinirle bakmaya başladı. Saçındaki su yüzüne damlıyor, vücuduna yapışan tişörtü kaslarını gösteriyordu ve bu an çok büyülü görünüyordu. Anın büyüsüyle elimi yüzüne uzatıp saçlarını gözlerinin önünden çekmek isteyen inanılmaz bir arzu hissettim. Ben ona dalmışken belimdeki eli ile baskı yapıp beni yüzlerimizin yeterince yakında olduğunu düşündüğü bir şekilde kendi yapıştırıp "manyakmısın sen" diye bağırdı.

Söylediği sinirimi bozarken "evet öyleyim" diye bağırıp onu ittip kıyıya yüzmeye başladım. Şu güzelim anın mahvettiği için ona çok sinirliyim. Ne oluyor bana, ne güzelim anı, kendine gel iris diyerek kendimi azarlarken kıyıya çıktım. Arkama baktığımda barında kıyıya çıkmıştı. Onunla şuan konuşmak istemediğim için ıslak kıyafetlerime aldırmadan soğuk havada uçuruma çıkan patikaya tırmanmaya başladım. Buraları çok iyi bildiğim için hiç zorlanmadım.

Defalarca gelmiştim buralara. Kendimi suçladığım, nefes almak istediğim, nereye sürekleneceğimi bilmediğim, kaybolduğum her an soluğu burda alabiliyordum. Tıpkı şuan olduğu gibi buraya geliyor önce hayatımı, annemi ve babamı, ruhumu benden alan bu uçuruma sayıyor sövüyordum. Öfkem geçincede huzur bulduğum nadir yerlerden olan bu uçurumda en uca oturup ayaklarımı aşağı salandırıyor ve denizin kokusunu içime çekiyordum. Saatlerce burada oturup ruhumu bir nebze bile olsa duyuyordum.

Ben düşüncelerime dalmışken beni düşüncelerimden uyandıran şey yanıma oturan barın oldu. Yanıma oturup benim yaptığım gibi ayaklarını aşağı sarkıtıp yüzüme bakmaya başladı. Gözlerimi kapatıp denizin kokusunu içine çektim. Serin hava daha derinden eserken hafif bir titreme sarmıştı bedenimi. Barın nefes alışverişleri kulağıma gelirken ilk defa sessizce yanımda oturmasına şaşırıyordum. Ne oldu da böyleydi diye merak ettim. Önce sağ gözümü açtım. Etarafa baktığımda barın yoktu. Sonra sol gözümü de açıp iyice baktığımda kimse yoktu.

Gittiğini sanıp sevinerek ayağa kalkacaken sırtıma atılan bataniye ile olduğum yerde kaldım. Barın yanıma oturup eski pozisyonunu alırken "gittiğime sevindim bakıyorum" dedi. Üzerimdeki bataniyeyi ittip "evet sevindim" deyip ayağa kalktım. Yaptığım hareketle kaşları çatıldı. Gözleri koyu bir renk alırken benim gibi ayağa kalkarak "bana olan sinirini battaniyeden çıkarma" dedi. Sinirle soluyup geri geri gittiğimin farkında olmadan bir adım daha attım. Sinirden gözüm hiç bir şeyi görmüyordu.

BATAKLIK ÇİÇEKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin