0.6

78 9 9
                                    


Saat gece yarısını çoktan geçmişti ve herkes ciddi anlamda dağılmıştı.
Marcelo masaya çıkmış bardaklarla rövaşata çekmeye çalışıyor, gareth attığı bardakları ağzıyla tutmayı deniyordu.
Cris ise Mesut'u zorla ayağa kaldırmış dans etmeye çalışıyordu, harbi amına koyayim bu nasıl ortam herkes zil zurna sarhoş

Pardon, herkes değil ben dışında hepsi. İçki beni pek etkilemediğinden hala aklım yerimdeydi ama bir iki bardak daha devirirsem burdan zor çıkarılacağımı bildiğimden durmaya karar verdim.

Masada çaprazımda oturan luka'ya çarptı gözlerim, oldukça sarhoş olduğu her halinden belliydi. Genelde sarhoş luka yıkar, döker ve saçmalardı; bu gecenin aksine.
Oturduğu koltuğa iyice sinmiş, gözleri bir noktayı odaklamış, hiç tepki vermeden sadece duruyor . Luka böyle boş durmaz, duramaz. Onun yaptığı her şey bir anlam içerir; davranışları, bakışları, dokunuşları...Bazen o bakışların yüklediği anlamların altında ezilir kalırsınız bazense sadece yanıldığınızı kabul etmek istersiniz.
Ben luka'ya bakmakla meşgulken cris dans için anlamazdın açtırmıştı, luka nihayet kendine gelmiş gibiydi kafasını kaldırdı ve bana baktı, gözlerimiz kesişti. Bu sefer bakışları anlam kazanmıştı ve yine bakışlarının altında ezildiğimi hissediyordum, bir duygu vardı bakışlarında; kırgınlık. Ben gerçekten anlamıyordum acaba ne düşündüğümü biliyormuydu da böyle bakıyordu bana, içimde karanlığa gömdüğüm şeyleri görüyor gibi bakıyordu bana.
Yine kötü bir his kapladı içimi sanki herşeyi mahvetmişim gibi sanki tüm benliğim bakışlarının altında eriyormuş gibi...

Öyle ne kadar kaldık bilmiyorum ama bana bir asır gibi geldi, gözlerimin yandığını hissedebiliyordum ve sanırım yanan tek yerim gözlerim değildi; içimde ki karanlık alev almış gibiydi. Bundan sonra istesem de tekrar söndüremeyeceğim şekilde alev almıştı, kapanan yaralar yine kanamıştı.

Luka oluşan durumun farkına varmış olacak ki ilk o söze girdi

- ne oldu bakmalara doyamadın ramoo

dediğiyle boş boş sırıttım tabi doyamam be oğlum..

- ya ne demezsin hiç doyamam bakmaya sana

- gelsene yanıma çok uzaktasın göremiom ben

- sarhoşluk gözlerine mi vurdu luki, al geldim şimdi görebilirsin

- az daha doldursana bana şu viskiden

- biraz daha içersen bayılırsın luka, daha fazla içki yok

- offf sergio bir kere de yardımcı ol

- neye yardımcı olacakmışım acaba?

- birini unutmalıyım ya da vazgeçmeliyim sanırım

Bir ses duydunuz mu.. benden geldi o ses kırılmamın sesiydi.

- içmek seni kimseden vazgeçirmez luka

- ama o beni sevmiyoooo

- nasıl yani neden sevmiyormuş

- beni hiç görmüyor neredeyse herkes benim ondan hoşlandığımın farkında ama o görmüyor

- kim lan bu bana niye söyleyen olmadı

- of sergio of körsün çünki sen göremessin

- ya gider ayak kör damgasıda yedik iyimi

Luka dediklerinin ardından kafasını omzuma yaslamış garip garip konulardan mırıldanmaya başlamıştı dediğim gibi, sarhoş luka çoğunlukla saçmalar. Ama birinden hoşlanıyor olması ve bunu benim görememiş olmam kısmı gerçekti, beni üzen tarafta buydu. Bu zamana kadar fark etmemiş olmam benim suçumda evet ama bana bundan bir kez olsun bahsetmemişti ve şimdi kim olduğunu bile bilmiyordum. Aslında beni heyecanlandırabilecek ihtimallerde, üzecek ihtimallerde vardı tabi ben ihtimallere inanmaya bırakalı çok oluyordu.

Bizimkiler şarkıların arabeske dönmesiyle bir bir masaya gelmeye başlamıştı üstelik herkes sanki çok acı çekiyormuş gibi bir havaya bürünmüştü.
' emin ol bu masada hiç tahmin edemeyeceğin kadar keder ve acı var sergio..'

Sergio' n'oldu size oğlum daha biraz önce kuduruyordunuz, dağılmış gördüm sizi.

Luka' hayret ilk kez görüyorsun dağıldığımızı sergio'm

Mesud' Luka içince gerginleşiyor hep aga, calm downn

Cris' onu bunu boşverin koskoca beni bile dağıttılar lan

Gareth' seni kim dağıttı be abim

Cris sadece kafasını kaldırıp karşısında oturan Mesut'a bakmakla yetindi, yapabileceği başka birşey gelmiyordu yine elinden onu dağıtanda buydu.

Cris' boşver oğlum her dağıtılanın bir toplayanı olur sonuçta

Mesut ise Cris'in toplayanı olmak istiyordu, dağıttıklarını bilmeden...
Bunu başkalarının yapabilecek olması, Cris'i ondan daha çok seven birinin gelebilecek olması korkusuysa Mesut'u dağıtandı.

Luka' bazen olmuyor kardeşim her dağınıklık toplanabilecek büyüklükte olmaz. Yada toplayabilecek kişi hiç karşına çıkmaz.

Luka; o toplayabilecek kişiyi çoktan buldu ama yıkıntının sahibi dağınıklığın farkına varamadı. Belkide luka'nın bu denli dağılmasının nedeni yıllar önce açtığı yaralardı kim bilir..

Marcelo' e her dağınıklık en sonunda unutulmaz mı

Sergio' dağılmış kişi ne dağıtanını unutur ne dağınıklığını.

Sergio'nun yıllanmış yaraları onu içten içe yıprattı, zaman onun yaralarını iyileştiremedi. Onu dağıtansa kapandığını sandığı ama durmadan kanayan bu yaralar oldu.

Gareth' o zaman son kadehlerimizi bu masadaki yıkıntılara kaldıralım!

" şerefe!"

Bu kadar dağınıklık toplanılabilir mi? Orasını bilmem ama bu akşam bu masada konuşulan, konuşulmayan birçok sır kendini gün yüzüne çıkardı. Bazen sırların gün yüzüne çıkması gerekir bazen sırlarımız bizi birbirimize bağlayacak şeylerdir.
Bu dağılmışlar masasını da birbirine bağlayacak şey yine sırları ve dağınıklıklarıdır.

———————————————————
Uzuuun bir aradan sonra yeni değil geri geldim😎
Beklediğimden daha iyi bir bölüm oldu birazda duygusal takıldım 😔
umarım sizde beğenmişsinizdir, oylamayı unutmayınn

sergio'luka - mi rubiaOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz