-1.Bölüm TEK TABANCA-

148 31 77
                                    

Bu kitap tamamen hayal ürünüdür kişiler ve karakterlerin gerçek hayatla hiçbir

Bağlantısı yoktur...

Kural basitti; İtaat et ve hayatta kal!

-Görünmezler

-1.Bölüm Tek Tabanca-

"Giden değil kalan kaybetmiştir Kuzgun..."

Pusuya yatmış bir şekilde tuttuğum tabancanın merceğinden karşımda ki örgüt üyesini izliyordum. Elinde tuttuğu kabarık zarfı karşısında duran Bakana uzatıyordu. Gürkan Atahan isimli vatan hainin mutlulukla ona uzatılan zarfı almıştı. Siyah zarfın üstüne altın harflerle işlenmiş olan YDK harfleri ile damarlarımda doluşan kanın sinirden hızlanmasına sebep olmuştu. Bakan Atahan son kez kolunda ki saate bakmıştı, ardından zarfı paltosunun cebine koyarak elini tokalaşmak için örgüt üyesine doğru uzattı. Yavaşça elimi kulağımdaki kulaklığıma değdirdim ve sessizce konuştum. "Bakan Atahan'ın infazı için onay istiyorum" Tabancamın ucuna susturucuyu takarken kulaklarıma Enfal'in tok sesi doldurdu "Bakan'ın infaz emri Yuva tarafından onaylandı Serçe." Aldığım onay ile dudaklarım zevkle kıvrıldı gizlenmiş olduğum çatıdan nişan alıp Bakanı tam kalbinden vurdum.

Saniyeler içinde acıyla yere düşen Bakanla Örgüt üyesinin gözleri benim saklandığım yeri buldu, beni arıyordu ama beni göremezdi. Herkes bakar ama kimse göremezdi, hele benim gibi yıllardır bu işte olan bir keskin nişancıyı çıplak gözle görmek imkânsızdı.

Bu sefer tabancamın namlusu örgüt üyesini bulunca Enfal uyarı dolu bir sesle konuştu "Serçe hayır!" göz devirerek ofladım. "Neden aptal örgüt üyelerini öldüremiyordum ki!"

"Kural bu Serçe."

"Bana serçe deme."

"Nisan." Dedi sakince "Nisan dememe de izin vermiyorsun" dediğinde gözlerim hala olay yerinde oyalanan Örgüt üyesinin üzerinde dolaşıyordu. "Alaca" dedim sakince "Alaca de bana" basit bir isteğimi bile bu kadar sorgulaması beni üzüyordu. "Peki Alaca." Dedi Enfal "Görevi başarılı bir şekilde tamamladın kıdemlilerden iki kişi seninle konuşmak istiyor Yuvaya gel"

Tam onaylamak için konuşacaktım ki gözlerim Örgüt üyesinin yaptığı hareketle şokla açıldı. Benim olduğum tarafa bakarak elleriyle barış işareti yapmıştı ve sonra koşarak uzaklaşmıştı. Beni görmedi değil mi?

"Geliyorum Enfal." Diyerek cebimden çıkardığım beyaz ameliyat eldivenini, ellerime geçirdim ve olay yerine doğru yavaş adımlarla indim. Yerde yatan bakanın nabzını kontrol etmek için eğildim ve iki parmağımı birleştirerek bakanın boynuna dayadım. Bir süre bekledim ve herhangi bir yaşam belirtisi olmadığına emin olunca gür bir kahkaha patlattım. Bu kadar aciz insanların bu denli büyük hamleler yapması bana oldum olası komik gelmişti. "Her daim yanına çanta gibi taşıdığın o korumaların nerede?" diyerek yerde yatan bakanın parçalanmış göğüs kafasına odaklandım "Kazandığın milyonlar şimdi de kurtarsın seni" diyerek topuklu ayakkabımın ucu ile kafasını hafifçe ittirdim "Uğruna ülkeni sattığın o piçler şimdi nerede!?" dediğimde kulağıma yine Enfal' in sesi doldu "Alaca yeter." Kapatmayı unuttuğum kulaklığı hatırlayınca küçük bir küfür savurdum. "İşime karışma" Diyerek bakanın göğsüne saplanmış olan kurşunu elimle alıp naylon poşete koyarak çantama attım.

Son defa olay yerini incelemeye başladım herhangi bir kanıt bıraktım mı diye emin olmak istedim. "Kameralar ne durum da?" diye sorduğumda Arel konuştu "Emrin ile devre dışı kalacaklar."

Serçe ve GözyaşıWhere stories live. Discover now