𓊈11𓊉

116 24 4
                                    

Çilekli milkshake bardağını masaya bırakıp arkasına yaslandı.

"Hadi artık anlat, Tōya!" deyip kollarını önünde kavuşturdu.

"Ha?" dedi, transtan çıkarak. "Tamam, anlatayım. Aslında anlatacağım bir şey yok. Sana karşı hislerim olduğunu fark ettin. Tabii, ben böyle davranmasam yine fark etmezdin; ama neyse, bunları geçiyorum."

Haruna kızararak bakışlarını kaçırdı. "Bunun konumuz ile alakası ne?"

"Yedi yaşındayken senden hoşlanmaya başladım; bu yüzden ilkokulda, ortaokulda ve lisede senden hoşlanan veya seninle sevgili olanları, etik olmadığı hâlde senden uzaklaştırdım. Liseye geçince ilk seneden sevgili yapmıştın, çocuğu da uzaklaştıramadım. Sen de bayağı seviyor gibi duruyordun, sinirlendim."

Tōya dolan gözlerini gizlemek için başını hafifçe eğerek gülümsedi. "Yani kendime yediremedim. Ben on sene boyunca seni sevdim, kendimden çok seninle ilgilendim, kendimi sana adadım; ama sen beni, bu on sene boyunca hiç görmedin ve seni daha birkaç aydır seven bir çocuk ile sevgili oldun. Onda olup da ben de olmayan ne var diye çok düşündüm."

Haruna dudaklarını büzerek üzgünce gözlerini kırpıştırıp elini masanın üzerine uzattı ve çocuğun elini sıkıca tuttu.

"Tōya, böyle düşünme. Seni fark etmediğim için çok aptalım! Ya Tōya, ağlama... Ben de ağlarım." dedi, titrek bir sesle.

Tōya yerinden kalkıp kızın yanına oturarak sıkıca sarıldı. "Ya sen niye ağlıyorsun, güzelim? Sen bana arkadaş gözüyle baktığın için bu çok normal. Sana sinirlenip iki sene boyunca çocuk gibi seninle uğraştığım ve senin canını sıktığım için çok özür dilerim."

Haruna başını, çocuğun boynundan kaldırıp sulu gözleri ile çocuğa baktı. "Sorun değil, affettim."

Tōya gülümseyerek kızın yanağından süzülen yaşları narin bir şekilde sildi. "Teşekkür ederim... Çok teşekkür ederim."

Haruna aralarındaki tüm sorunların bitmesi ile rahatlayarak güldü. "Şu an üstümden bir yük kalkmış gibi hissediyorum."

"Emin ol, ben de öyleyim."

"Ama benimle bunu konuşmadığın için biraz kızdım. Baştan konuşsaydın da bunların hiçbirini yaşamasaydık."

"Beni yakın bir arkadaşın olarak görüyordun, nasıl anlatabilirdim ki?" diyerek kızın saçlarını okşayıp kulağının arkasına sıkıştırdı.

"Evet, haklısın."

"Peki, şimdiki hislerin nasıl?"

Kız iç çekerek dudaklarını büzüp omuz silkti. "Tam bilmiyorum ama ucundan, minicik bir şeyler var gibi duruyor."

Tōya, kızın 'minicik' derken parmaklarını birleştirmesine gülerek tutup öptü.

𓃸

𝙲𝙷𝙸𝙻𝙳𝙷𝙾𝙾𝙳 𝙵𝚁𝙸𝙴𝙽𝙳Where stories live. Discover now