Misafir

722 83 198
                                    



Saçlarım tekrar taranmış, mumlanmış ve benim için hazırlanan kırmızı, daha ağır olan tokam takılmıştı. Bay Jeon ile geçirdiğim geceden sonra en iyi yaptığım, yelpaze dansını yapmam için beni salona çağırmıştılar.

Henüz masalara konuk ağırlamak için çıkmıyordum. Beni dans ettirerek salona alıştırmaya çalışıyorlardı. Salona dans için çıktığımda, gözlerim Bay Jeon'u arıyordu.

Beni özlemiyor muydu? Yatağımı, yuvamı...

Saat gelmişti ve yine hazırlanmıştım. Kıkırtı sesleri geldi bahçeden. Benim odamın camı hanın arka bahçesine açılıyordu. Sessizce cama ilerledim ve tülün arkasından gözledim, gözükmemek için.

Seokjin hyung ve Namjoon hyung hararetli bir şekilde birbirinin tadına bakıyordu. Namjoon hyung, Seokjin hyungun hanbokunun altından kalçasını avuçluyordu ve hyungun bacağı sokak lambası altında göze çarpıyordu.

Elim ağzımda, aynalı masama geçtim tekrar.

Mahremiyetlerine saygı duymam gerekiyordu ama seçtikleri yer hiçte mahrem değildi. Başkası görürse kesin Bayan Harin'in kulağına gider ve ikisi de ceza alırdı. Seokjin hyung çok iyi bakılıyordu, onu bilmiyorum ama Namjoon hyung büyük bir ceza alabilirdi.

Kapım tıklatılınca içeri gelecek olan kişi, seslerini benim gibi duymasın diye seslice öksürdüm.

"Jimin konuklar gelmeye başladı. Bayan Harin artık masalara eşlik etmeni istiyor."

Gelen hyunga başımı salladım ve gitti. Yüzüme tekrar baktım aynada. Artık sojunun yanına meze olma vaktim gelmişti. Kalktım ve tokam gibi kırmızı olan hanbokumu, bağını düzelttim.

Salonun büyük kapısına geldiğimde karşımdan gelen Yoongi'yi gördüm. O benim kırmızı tokama baktı uzun uzun, ben de onunkine...

O da artık bakir değildi. Umarım ilk gecesinde değer görmüştür, benim gibi. Kapının önünde yan yana geldik ve salona göz gezdirdik, ellerimiz önümüzde bağlı.

Yanında geyşa olmayan konukları tararken Jeon'umu gördüm ve heyecanla ilerlerken Yoongi bir adım önüme geçti. Onun da gözlerindeki hedef Başkandı ve konuklara belli etmemeye çalışarak kalçamla kaktırdım. Başkanın yanındaki adama yöneldiği için mecbur kalıp yanına otururken ben de Jeon'umun yanına hoş bir edayla oturdum.

Bakışlarımı Yoongi'nin kızgın yüzünden kurtarıp Bay Jeon'a çevirdiğimde bana öylece baktığını gördüm. Kırmızı mı bana çok yakışmıştı yoksa beni görmeyi mi beklemiyordu?

Ağzı açık kalmış bakmaya devam ederken başımı eğdim hafifçe, "Hoşgeldiniz Efendim." dedim ve boğazını temizleyip toparlandı.

"Hoşbulduk." Dedi ve karşındaki adamı gösterip, "Misafirim. Kendisi yatırımcı ve bölgemizi gezerken burayı merak etti."

"Hoşgeldiniz Efendim." Dedim aynı şekilde misafirine dönüp, Yoongi'de eşlik ederken.

Misafiri silah fabrikası kurmak istiyordu ve bölgeyi araştırıyordu. Onlar kendi aralarında muhabbet ederken ben ve Yoongi sojularını tazeliyorduk. Sonra Bay Jeon uzandı şişeye ve boş bardağa doldurup önüme koydu.

Eşlik etmemizi esteyen konuklarla içmek zorundaydık ama Bay Jeon'un bunu benim sıkılmamam için yaptığını biliyordum.

Kabarık hanbokumu yerde duran elinin üzerine doğru attım önce ve bakan birileri var mı diye kontrol edip bu sefer kendi elimi soktum hanbokumun altına. Yüzümü ona çevirmeden ulaştım sıcaklığına. Ellerimiz birbirine değer değmez sardı, uzun parmaklarını etrafına.

Geyşa   ᘛ JikookWhere stories live. Discover now