22

165 18 33
                                    

Metawin okulun bankında oturmuş, hemen ilerisinde gerçekleşen küçük çaplı valeybol maçını seyrediyordu.
Aynı zamanda elindeki bisküvi aromalı içeceğini yudumluyor ve maçın işleyişini yorumluyordu kendi kafasında sessizce.

Khao, hemen geri döneceğini dair söylemlerde bulunup yanından ayrılalı tam yirmi dakika olmuştu. Fakat hala ortalıkta yoktu, First'ün yanına gittiği çok belliydi. Win bunu tahmin ettiğinden onu beklemeyi çoktan bırakmış, sadece karşısındaki maçı izlemekle ilgileniyordu.

Tüm dikkati hala oradayken kulağına üflenen minik nefesle irkilerek hızlıca arkasına döndü. Karşısındaki genç, onun bu şaşkın yüz ifadesini komik bulduğu için kahkahasına engel olamadı.

"Korkuttum mu? özür dilerim." gülerek söylediği şeye karşılık, yanındaki genç gözlerini devirirken içeceğinden yudumladı sadece.

Bright banktaki yerini aldığında, müzik sınıfından getirdiği gitarını da
dik bir şekilde yanına bıraktı.

Win sadece maç ile ilgileniyormuş gibi gözükürken, Bright onun dikkatini üzerine çekebilmek adına, gencin elindeki içeceğini hızla kaparak kafasına dikti.

"Ne yapıyorsun ya? o benim içeceğimdi!"

Bright elindeki şişeyi hızla ağzından çekerken, yüzünü ekşitti abartılı bir şekilde.

"Rezalet bir tadı var amınakoyim, nasıl içiyorsun bunu?"

"Ben seviyorum, geri ver!" içeceğine tekrar kavuştuğu için yudumlamaya devam ederken, Bright onun bu halini son derece sevimli bulduğundan tebessüm etti.

"O kadar çok seviyorsan, sırf senin için bu içeceğin tüm stoklarını tüketebilirim."

Win ciddi olup olmadığını sorgular bir tavırla ona bakarken, ayağının önüne yuvarlanan valeybol topu bakışlarını oraya kaçırmasına sebep oldu.

"Topu atabilir misiniz gençler?"

"Tabi, hemen." dedi Bright önce davranarak.

Yerdeki topu yavaşça karşıdaki genç kıza yolladıktan sonra yerine geri oturdu.

"Teşekkürler Bright! Ah, bu arada sana söylemeye fırsat bulamadım ama.." gözleriyle gitarı işaret ederek, "Çok güzel çalmıştın. Bir daha duymak için sabırsızlanıyorum."

Bright mahçup bir şekilde gülümsedi. "Teşekkür ederim, müzik sınıfında arada çalıyorum, dinlemek istediğin zaman uğrayabilirsin."

"Geleceğime emin olabilirsin." dedikten sonra tatlı bir şekilde gülümseyip sahaya geri dönmek üzere uzaklaştı genç kız.

Metawin elleri arasındaki şişeyi sıktığını bile farketmezken, pek hoşnut durmuyor olan bakışlarını yanındaki çocuğa taşıdı.

"Ne diyorduk en son?" dedi Bright dikkatini tekrar yanındaki çocuğa verirken.

"Lily aklını başından aldı herhalde, hatırlayamadığına göre?"

"Ne?" diye sordu kaşları şaşkınlıkla havalanırken.

"Diyorum ki, öpüşeceğin rol arkadaşınla arandaki samimiyeti bu kadar hızlı ilerletmene sevindim. Gitar bile çalmışsın ona, ne kadar hoş."

Yüzündeki histerik gülümsemesiyle konuşmaya devam edeceği sırada, Bright ondan önce davrandı.

"Bir dakika- ne öpüşmesi ne samimiyeti? şuan dediklerinden hiçbir şey anlamadım."

"Of! salak mısın?" Metawin, bıkkınlıkla iç çekti. Şuan, yanındaki çocuğun çok fena salağa yattığını düşünüyordu. Ve bu durum onu ciddi anlamda sinirlendirmek üzereydi. Sınıfa dönmek için oturduğu banktan kalkacağı sırada, Bright onun ayaklanmasına engel oldu.

"Neler oluyor Win? bu tavrını hak edecek ne yapmış olabilirim, çok merak ediyorum doğrusu."

Win silik bir gülüş atıp, göz devirmekle yetindi sadece. Sessiz oluşu, yanındaki çocuğun da sinirlerinin bozulmasına sebep oluyordu.

"Bak, Win- az önceki kız bizim tiyatro kulübünden, sen de tanıyorsun zaten.
Ama onun öncesinde, benim eski sınıf
arkadaşım. Samimiyetimizin sebebi ise sadece bu, başka hiçbir şey değil.
Gitar konusuna gelirsek eğer, geçen akşam başka bir arkadaşımın cafesinde gitar çalmıştım, bir seferliğineydi. Tesadüfen Lily de oradaydı ve beni dinledi işte, hepsi bundan ibaret."

Metawin'in duyduğu cümleler ona mantıklı gelmeye başladığında, anladığına dair kafa salladı sadece.
Şuan çok utanmış hissediyordu. Ona karşı bu denli yargılı davrandığı ve bu denli kıskançlığı için.

Bakışlarını hala yanındaki çocuğa çevirmekte zorlanırken, elinin üstünde hissettiği temas ile, gözleri gencin gözlerini buldu hızla.

"Benden gözlerini kaçırmana gerek yok güzelim, yanlış anlaşılmalar olabilir."

Metawin gözlerini ona sabitlediğinde, yanındaki gencin onunla özdeleşmiş olan karizmatik gülümsemesi boy gösteriyordu.

"Peki öpecek misin onu?"

Bright duyduğu şeye ciddiyetini koruyamayarak kahkaha attığında, Metawin kaşlarını çattı hafifçe.

"Böyle gereksiz bir fikri Mark attı ortaya, ben de reddettim. O da hiç üstelemedi zaten. Lise tiyatrosundayız sonuç olarak, dizi falan çekmiyoruz."

"Benim de duyduğum en saçma fikirdi. Mark hangi kafayla attıysa ortaya zaten."

Bright'ın yüzündeki gülümsemeyle dudakları kıvrılırken keyfi oldukça
yerindeydi. Hoşlandığı çocuğun kıskançlığını farkettiğinde, bu durum çok fena hoşuna gitmişti elbette.

Bright gözlerini hala yanındaki kusursuz gözüken çocuktan alamadığında, aralarındaki sessizliği bölen Metawin oldu.

"Benim için gitar çalar mısın?"

duzyazida korelmisim arkadaslar mazur gorunuz ltfn

as it was, brightwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin