Amcasının onu böyle görmesine hiç gerek yoktu.

Kaldırımda bir ileri bir geri yürürken yanına yaklaşan arabaya baktı amcası gelmişti, kızın ve amcasının aralarında yedi yaş olduğu için amca yiğenden ziyade daha çok abi kardeş ilişkileri vardı.

Kunt arabadan inip yiğeninin karşısına geçtiğinde sahteden buruşturdu yüzünü.

"Bu elbiseyle mi geliceksin ?"
Kız sinsi bir şekilde gülüp konuştu.

"Aaa beğenmedim mi amcacım, halbuki birlikte almıştık ve sen çok güzel olduğunu söylemiştin ?"
Kızın dediği şeyle arabaya yaslı olan bedenini ayırıp hızlı bir hareketle burnunu kaşıdıktan sonra konuştu adam.

"Herneyse hadi bin geç kalıcaz"
Kız zafer gülüşüyle ön yolcu koltuğuna geçmek üzereyken amcası elini kapıya yaslamış bir şekilde konuşmuştu.

"Arkaya küçük hanım arkadaşım gelicek"
Kız dudaklarını büzüp arkaya geçtiğinde içindeki çemkirmeyi dışarı vurmuştu.

"Çocuk uyum ben ya! Niye hep arkada oturuyorum oldu olacak birde çocuk koltuğu al da tam olsun!"

Amcası kıkırdayıp yolu izlemeye devam etti, yiğeniyle uğraşmak dünyadaki en güzel şeydi ona göre.

Araba yol boyunca sadece davetin yapılacağı yerde durunca kız yoldaki gözlerini amcasına çevirmişti.

"Hani arkadaşın gelecekti ?"
Amcası gülmemek için dudaklarını kemirirken konuştu.

"Yolda mesaj attı sonra gelecekmiş ?"
Kız amcasının yaptığı şeyi daha yeni idrak edip ellerini yumruk yapıp sinirle bir anda arabadan inmişti, ayağındaki topukluları umursamadan sert adımlarla yürürken arkasından amcasının keyifli sesi onu daha da deli ediyordu.

"Topukların kırılacak yapma amcacım"
Girişe geldiğinde kız üstündeki bütün siniri gözlerini kapatıp derin nefesler vererek attıktan sonra yüzüne samimi bir gülümseme yerleştirdi.

Kapının önündeki görevli önündeki defterden davetlilere bakarken amcasıda yanına gelip kızın elini kolundan geçirmişti. Kız amcasına yandan bakış atıp sinirlenmemek için tekrar görevliye döndüğünde adını söylemişti.

"Hazal Yenerler"
Amcası da aynı şekilde yiğenine uymuştu.
"Kunt Yenerler"

İkiside görevliye mesafeli bir gülüş sunarken görevli olumlu anlamda başını sallayıp eliyle içeriyi işaret etmişti, ilk görevliyi geçen ikili bu defa davetlilerin kaban ve kürklerini alan görevliye yaklaşmışlardı, Kunt kaban giymediği için ellerini cebine yerleştirip yiğenine bakarken kız hızlıca elindeki çantasını amcasının karnına bastırınca Kunt istemsizce gerilemiş sonra karnındaki çantayı tutmuştu.

Hazal minik bir tebessümle kürkündeki broşu açıp tek eliyle kürkü önüne aldıktan sonra teşekkür ederek vermişti görevliye.

Kunt çantayı geri Hazal'a verecekken kız küçük bir gülüş sunup anında mekane girmeye başlayınca Kunt elindeki küçük parıldayan gümüş çantayla öylece kala kalmıştı.

Kısa süre elindeki çantayla bakışmış hemen sonra ise başını 'bu kız benim belam' diyerek sallamış ve o da içeriye girmişti.

Hızlı adımlarla kızın yanına varıp koluna hafifçe dokunduğunda kızın bakışları amcasını bulmuştu. Amcası bakışlarını bir kıza birde kızın arkasında bir yere iki defa deydirdiğinde kız merak edip arkasına dönmüştü.

Kız gördüğü kişiyle ilk başta kala kalmış ama hemen sonra o kişiye doğru koşarak gitmiş ve aynı zamanda da bağırmayı ihmal etmemişti.

"BABAAAAAAAAA"
Kunt elini alnına vurup rezil olduğu için yiğenine kızarken kızın hiç umrunda değile, Albay Hatem Yenerler kızını görmesiyle heybetli bedeniyle ona dönüp ceketinin bağlı olan düğmesini açıp koşarak gelen kızını kucaklamış ve saçlarını okşayarak koklamıştı. O da tıpkı kızı gibi onu özlemişti ve bu bir hafta da olabildiğince özlem gidermeye çalışacaktı.

Komtanım Da KomtanımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin