~3~

59 7 17
                                    

𝔉𝔬𝔯 ℜ𝔢𝔳𝔢𝔫𝔤𝔢

~

Yaklaşık iki ayını ailesinin mezarının yanında geçirdi küçük kız. Her şeyi olan ailesinin yanında. Naruto'yu görme izni yoktu, Sandaime'nin kesin emriydi bu. Fakat o güne kadar bilmiyordu bunu. Yeni kurallar getirilmiş,Kyuubi saldırısı ve yaşamda kalan 'canavar' hakkında konuşmak yasaklanmıştı.

Sinirli bir şekilde Hokage binasını bastı Shina. Hiç kimse durduramamıştı onu,kontrolsüzce kyuubi chakra'sı yayıyordu etrafa. Aslında kontrol edebiliyordu fakat o kadar sinirliydi ki bununla uğraşmak istemedi bile,tek istediği Hiruzen Sarutobi,namı diğer Sandaime Hokage'yle konuşmaktı. Sinirli bir şekilde Hokage ofisine girdi ve bağırmaya başladı.

"Ne hakla?! Kardeşimi görmeme izin vermemek sizin ne haddinize?!"

Ardından iki anbu üyesi girdi ofise. Sandaime Hokage Shina'ya şaşkın bakışlar atarken iki anbu üyesinden biri konuşmaya başladı.

"Yetişemedik efendim durduramadık üzgünüz hemen çıkartıyoruz-"

Derken sözünü Shina'nın bağırışları kesti

"BENİM AİLEM KARDEŞİMİ KORUMAK İÇİN ÖLDÜ! SEN BANA KARDEŞİMİ GÖREMEYECEĞİMİ SÖYLÜYORSUN! EMİRLER VERİLMİŞ YENİ KURALLAR GETİRİLMİŞ FAKAT BENİM YENİ HABERİM OLUYOR,NEDEN? Tabi,Shina zaten susup oturacak sadece ağlayacak,o hakkını aramayacak ya zaten ben kimim ki?"

"Shina-san,lütfen sakin olun. Naruto'yu görmek istemen çok normal fakat bu yasak ve kimse ona dokunamaz-"

"Ben Yondaime'nin kızıyım. Benim babam kendi hayatını feda etti, Naruto'yu korumak için ve onu bana emanet etti. Benim ona bakmam,onun ihtiyaçlarını karşılamam gerek. Benim onun yanında olmam gerek fakat sen beni bundan mahrum bırakıyorsun"

"Shina-san zorluyorsun sınırları,dışarı çıkartmak zorunda kalacaksın"

"SENİN NE HADDİNE! NERDEN BİLEBİLİRİM SENİN ONA İYİ BAKACAĞINA? BANA KARDEŞİMİ VERİN! BANA KARDEŞİMİ GÖSTERİN!"

Sandaime Hokage'nin bir işaret vermesi ile iki anbu Shina'yı tuttu ve odadan çıkarttı. Shina ise 'bırakın beni' diye bağırıyordu. İşin kötü yanı ise anbu üyelerinden biri ve olayı anlatan kişi Hatake Kakashi idi. İki aylık süreçte Shina'ya o bakmış,tüm ihtiyaçlarını o karşılamıştı. Acısına yakından tanık olan kişiydi bir nevi.

...

Sandaime Hokage'ye kızgın olan Shina dayanamamış ve kavga etmişti. Yaşanan kavgadan sonra son kez ailesinin mezarının başında dikiliyordu.

"Özür dilerim anne,baba... Lanet olası Hokage benim Naruto'yu görmeme izin vermiyor. Eğer biraz daha bu köyde durursam ben olay çıkartacağım. Güçlenmem gerek,daha fazla kalamam burada..."

Yanımda duran İtachi'ye göz ucuyla baktım. Elindeki çiçeği mezarın yanına dikmek için benim konuşmamın bitmesini bekliyormuş gibiydi. Hafifçe kafamı salladım ve çömelip toprağı hafifçe kazmaya başladı. Kürekle işi bittikten sonra kenara koydu ve çiçeği iki mezarın ortasına dikti.

"Zambak çok yakıştı değil mi Shina?"

"hmhm..."

"Ne zaman gideceksin? Jiraiya-sama ile iyi olacaksın değil mi? Ne zamana gelirsin?"

"İtachi,beni ölmüşüm gibi düşün. İzumi ile vedalaştıktan sonra öleceğim."

Endişeli bakışlarına maruz kalmamak için gözlerimi önümdeki iki mezara çevirdim.

...

"Gitmek zorunda mısın?"

İzumi gitmemem için ısrar ediyordu. Sürekli gitmem gerektiğini,güçlenmem gerektiğini ve hâlâ küçük olduğumu dile getirmeme rağmen hâlâ istemiyordu gitmemi sürekli tekrarlıyordu aynı kelimeleri

"Evet zorundayım İzumi,üzgünüm."

Akan gözyaşlarını bir daha sildi ve kollarını bedenime doladı.

"Dikkatli ol ve sakın ölme,olur mu?"

Başımı aşağı yukarı hareket ettirdim ve yavaşça kapıya doğru yöneldim. Kapıyı kapattıktan sonra gizlice bahçesine Lavinia ektim. Çiçeklerini sularken muhtemelen onu da sulayacaktı ve zaman içinde filizlenince fark edecekti. Yavaşça İtachi ile çalışma yaptığımız yere gittim,oraya da bir tane ektim fakat bu sefer yeşermiş bir tane ektim. Geri dönmeyeceğimi anlasınlar diye... Son kez anılarıma geri döndüm ve gülümsedim.

...

Konoha giriş kapısının önünde Jiraiya-sensei'yi bekliyordum. Keyifli görünüyordu,benim aksime. Gözaltımda mor halkalar oluşmuş,ağlamaktan gözlerim kızarmıştı. Benim bu halimi görünce ciddi olması gerektiğini düşünmüş olacak ki ciddi bir ifadeye büründü.

"Bitirdiniz mi 'bilgi toplamayı' ve milleti dikizlemeyi?"

"Sadece 'bilgi' topluyordum! Neyse,hazır mısın? Emin misin? Bu yolculuk yıllar sürebilir. Bir çok savaş yaşanabilir. Benimle çalışmayı kabul ediyor musun?"

"Babamın öğretmenisiniz,o lanet hokagenin öğrencisisiniz. Beni de çalıştırmanız benim gelişmemi sağlar. Chunnin sınavları zamanı geri gelip sınavlara gireceğim. Böyle anlaşmıştık değil mi?"

Birazcık düşündü.

"Zeki bir kızsın. Senin ilerleyişine bağlı dönmemiz. Başlayalım mı?"

Derin bir nefes aldım,arkama dönüp Konohagakure köyüne baktım. Belki de son kez böyle görüşümdü. Tekrardan iç çektim ve beni köyden dışarı çıkartacak o adımı attım.

"Artık bir kod adım olacak değil mi?"

"Aynen öyle"

"O zaman,Hikari"

"Efendim? Anlamadım?"

"Artık Shina değil,Hikari'yim ben,uygun mudur?"

"Uygundur."

Jiraiya-sensei bana baktı ve zafer kazanmış gibi gülümsedi. Buradan geri dönüş yoktu. Artık adım Shina değildi ve bir daha asla olmayacaktı...

~

Lavinia=Çoğu ülkede ölüm çiçeği olarak bilinir

Zambak=Saflığı,aşkı ve sonsuz sevgiyi temsil eder.

-bu bölümden pek emin olamadım-

𝔉𝔬𝔯 ℜ𝔢𝔳𝔢𝔫𝔤𝔢 ◇İ𝑡𝑎𝑐ℎ𝑖 𝑥 𝑅𝑒𝑎𝑑𝑒𝑟◇Where stories live. Discover now