En alt kata indiğimizde önümüze bir adet zombi çıkmasıyla gözüm hemen doldu.Korkuyordum.. Taehyung beni arkasına alıp beklemeye başladı.Bense sadece "Tae..Çok korkuyorum"diyebilmiştim Tae elini kaldırıp zombiye yumruk geçirip,bir tekme de atmıştı.Hızla kanlı elini elime kenetleyerek arkaya doğru koşmaya başlamıştı ki tam önümüzde onlarca zombi vardı ve üzerlerinde bizim okulun üniformaları vardı.
Demek onlarda dönüşmüşler...
Ne yapacağımızı kestirmeye çalışmıştım ama Tae hemen önüme geçip beni arkasından ittirdiğinde artık Soobinin sınıfına yaklaşık 10 adım kalmıştı.Tae "Onu bul Jungkook"Diyerek önüne dönmüş ve hemen yanındaki yangın tüpünü almış ve onlar doğru fırlatmıştı.Bunun sayesinde bir kaçı yere düşmüş,diğerleri ona doğru gelmeye başlamıştı ki ne kadar onu yalnız bırakmak istemese de zorunda olduğum için arkadan ona sarılıp tabana kuvvet koşmuştum.
Sonra Soobinin sınıfına girmiştim ama yerde yatan Soobin ve üstünde onu ısırmaya çalışan zombiyi görmemle görüş açım gitmişti..
Lanet olsun nefret ediyordum ağlamaktan.En son herşeyi boş verip ağlayan kardeşime ulaşmış yandaki sıradan masayı zombiye itmiş,yere düşmesini sağlamış,ardından üstünden sandalye atmıştım ki kaçmasın.
Soobine doğru koşup tam yanına çöküp onu göğsüme çekmiştim o elini ağzına kapatıp ağlarken ne yapacağımı bilmiyordum.Psikolojisi tamamiyle bozulmuştu...
Zaman kaybetmeden Taenin ve diğerlerinin yanına gitmek istiyordum.Soobine bir kaç bi şey söylemiş,ardından onu kaldırıp sınıftan çıkarak kapıyı kapatmıştım.
Böylece yukarıya el ele çıkmış,Taenin de sınıfta olmasını beklerken pencere önündeki Jimin ve Yoongiyi ardından endişeli Seokjin ve onu sakinleştirmeye çalışan Namjoonu görmüştüm..Korkuyordum yine ve yine.Seokjin"sonunda"diyerek hızla koşup bana sarılırken bende Soobinin elini bırakmadan diğer elimle ona sarıldım.
"Tae nerde "diye sorduğumda her kes bir birine şaşkınca bakmış ardından bana dönerek Yoongi konuşmuştu."Sen onunla gittin ya..."dedikten sonra anlamış gibi yanıma nasıl olduğunu anlamadığım bir hızla geldiğinde bakışlarını bana çevirmiş söylemişti"onu bırakmadın değil mi Jungkook?"
Başımı yere eğerek gözlerimi yere diktim ve düşünmeye başladım.Sahi biz ne ara bu kadar yakın olduk? Ne ara bir birimizi önemsedik ki?
Yoksa.. Ondan hoşlanmış mıydım?Ama.. ama her şey çok hızlı gelişti ne ara? O beni seviyordu ama ben sevmediğim için benden uzak durmasını söylemiştim .O bana takıntılı gibiydi. Aslında hoşuma gitse de ona eziyyetden başka bir şey yapmafığımın farkına varmıştım.
Bunu bir kenara koyarak bana sorarcasına bakan gözleriyle buluştu gözlerim.
"Bana git ve Soobini kurtar dedi ve bende dediğini yaptım Hyung gerçekten onu neden orda bırkayım ki"demiştim hızla.
Hoseok bana doğru ilerlemiş ardından Soobine dönerek onu süzmüştü ve konuşmaya başlamıştı."Soobin,üstün çok kanlı sana gömleğimi vereyim,hem bak yanımda hırka da var istersen onu da giy"dedi.
Soobinse sadece kafasını sallamakla yetinmişti.onu anlıyordum 16 yaşındaki biri için hiç iyi değildi ama bu bizim ya da onun suçu değildi zamanla toparlayacaktı işte.
Aklıma yeniden Tae geldiğinde dudaklarımı ağlamamak için bir birine bastırdım... Yaklaşık 10 dakika sonra her kes yerlerinde beklemeye başlamış,Soobin de omzuma yaslanarak düşünüyordu. Sahi,okula ne oldu?Müdür?Ya hocalar? Ya öğrenciler?Ne olmuştu böyle bize.Bi şeyler bulup buradan gitmeliydik ama sağlam bir plan lazımdı.O yüzden beklemek en iyisi. Ya Tae?Nereye gittik ki?Ölmemiştir değil mi?
KORKUYORDUM...
Biraz sonra kapının açılmaya çalışılmasıyla oraya doğru yaklaşan beni Namjoon durdurmuş,ardından o eline sandalye alarak oraya ilerlemişti.
İtilerek açıldığında her kes korkuyla beklerken bense arkamda kalan Soobini sıkıca sarmış izliyordum geleni.Ama çıkansa yüzünde büyük bir gülümseme olan Taehyung,bir sırt çantası ve ellerindeki yemeklerdi...
Acaba neler yapıcaktık?
_________________________
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
