3

202 20 0
                                    





                           "Yorgunum. Hiç bulaşma bana, Leyla." Yatakta yanımda yatan Leyla'ya karşı uykulu ve boğuk sesimle konuştum. "Ya.. ne dedim kızım sanki. Ne oldu anlatmıyorsun, merak ediyorum işte." Bilerek dibime girip beni rahatsız etmek için belimi gıdıklamaya çalıştığında elini ittim.

"Bir şey olmadı da ondan." Leyla oflayıp yatakta kendini geriye doğru attı. Yatak sallanırken derin bir iç çektim. "Hadi ya, Sedef. Nöbetten geldim zaten, lütfen. Çok merak ediyorum." son kelimeyi uzatarak söylediğinde sabırsızlığına gülmeye başladım

Uykusuz halime rağmen ona doğru döndüm. Gözlerimi ovuşturup yatakta doğrulurken gülümsediğini görünce daha çok güldüm. "Gittim oraya. Adam bildiğin hastalığını kabul etmiyor bile kızım. Tıpı, bilimi reddediyor resmen. E sende gördün kötüydü durumu, buna rağmen kabul etmedi."

"Bana da siktir git diyince gittim. Başka fizyoterapist buluyolarsa bulsunlar. Çocuk mu ya sanki?"

Ona döndüğümde kafasıyla beni onayladı. "Çok istiyorlarsa bakıcı tutsunlar, kızım. Bu yaştan sonra bir de bakıcılık mı yapacaksın?" Yaşım hakkında konuşmasıyla göz devirip yatakta döndüm.

"Yaş deme bana, Leyla. Yaşım falan yok benim." Yataktan kalkmak için hamle yaptığımda Leyla tüm evi çınlatacak bir kahkaha patlattı. "Kızım duyanlar da 50'ye kazık bağladın sanacaklar. Alt tarafı 28 oluyosun."

Nefesimi dışarı verip ona baktığımda yüzünde hala dalga geçtiğini gösteren ifade vardı. "Anneme göre çoktan evde kalmışım." konuşmamla bu sefer sıkkınca nefesini veren o oldu. Pek sevmezdi annemi, çünkü annem beni sevmezdi.

"Ne takıyorsun sen anneni kafana ya? Nerden bilsin o? Onun çağında 18 olduğu gibi gelin gitmiş, öyle bir devir kalmadı artık. 45'e kadar evlenmezsen anca o zaman evde kalırsın, Sedef."

"Of, bi sus kızım ya." Alındığını belirten bir yüz ifadesiyle ayağa kalkıp göz devirdi. Yerde duran kıyafetlerimi alıp yatağa attım. Bıkkınlıktan kendimi iyice dağıtmıştım. Psikolojik destek alıp almamam konusunda kararsızım. Randevu alsam bile o randevuları unuturdum.

"Ne zaman başlayacaksın işe?" Sorusuyla boğazımı temizledim. Eşyaları yatakta bırakıp dolabın kapağını açtım. İçerisine tıktığım eşyaları da çıkarıp yatağa attım. Bu soruyu cevaplamayacağım.

"Aç mısın? Bir şeyler hazırlayabilirim birazdan." Yatağın üzerinde bazı eşyaları katlamaya başlarken Leyla'nın arkamda hareketlenip kapıya doğru ilerlediğini duydum. Göz ucuyla baktığımda kapı pervazına yaslanmıştı.

Evi toparlamalıyım.

"Sedef." Leyla'nın sesiyle derin bir nefes aldım. Kafamı kaldırmadan hmm dedim. Evim şu an gerçekten pisti. Leyla bana nasıl katlanıyordu bilmiyorum. Belki de şu boş günlerimi kendi kendimi paralayarak psikolojik bunalıma girmektense evi temizleyerek geçirmeliydim.

Evet.

Yarın sabah uyanacağım ve yeni bir hayata başlayacağım. Belki spora devam ederim. Hayır, hatta evi temizleyerek başlarım. Buzdolabıma bazı gerekli şeyler alırım. Sağlıklı şeylerle doldururum. Evet, sebze almalıyım.

Kilo almış mıyımdır acaba? Yok be, kendimi kandırıyorum. Hissetmedim yani, almamışımdır di mi?

Yarın kesinlikle spor ve diyete başlıyorum. Yeni hayat, yeni ben. Düzenli bir insan olacağım, kendime vakit ayıracağım. Spor salonuna mı yazılsam acaba?

"Senin suçun değildi."

Ellerim, hareketlerim hatta düşüncelerim bile durdu. Benimle birlikte zaman da yavaşlamıştı sanki. Anılar gözümün önünden teker teker geçerken beynimden vurulmuşa döndüm.

𝟖. 𝘮𝘦𝘳𝘵 𝘩𝘢𝘬𝘢𝘯.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin