5| ''After what you told me, I will never tell you come back.''

En başından başla
                                    

"Tersine, buradan gidecek olduğumuz için üzülüyorum. Burada çok mutluyum. Huzurluyum. Ama Seul'e döndüğümüzde her şey aynı olacak. Bunu düşündükçe moralim bozuluyor ve kötü hissediyorum."

"Kötü hissetmeni gerektirecek bir şey yok. Seul'e döndüğünde her şeyin aynı kalıp kalmaması senin elinde. Kararların hayatına yön verir, Taehyung. Eğer üzgünsen, Seul'e dönmek senin için bu üzücü bir durum haline geldiyse, yanlış kararlar alıyorsun demektir. Bu yüzden daha fazla üzülme. Tek yapman gereken artık doğru kararlar almak olsun. Ne dersin?"

"Haklısın." demiştim, hüzünlü bir tebessümle. "Ama ben doğru kararlar alamıyorum."

"Çünkü gerçeklerden her zaman kaçıyorsun."

Nayeon'un da aynı şeyi söylemesiyle birlikte emin olmuştum. Jackson'da aynı fikirdeydi. Ben gerçeklerden kaçıyordum. Aslında bunun hangi konuda olduğu da çok belliydi. İş konusunda asla gerçeklerden kaçmazdım. Sesim yeterli gelmezse, pes etmek yerine daha çok çalışırdım. Dansım yeterince iyi değilse, iyi olana kadar pratik yapardım. Fakat aşk konusunda vasattım. Gerçekleri bir türlü kabullenemiyordum.

"Hiç âşık oldun mu?"

Bakışları bana döndüğünde, hiç olmadığı kadar parlak bakıyordu. Kıkırdamaya başlamış ve elindeki gümüş yüzüğü göstermişti. Bunun ne anlama geldiğini anlamamıştım. Nayeon ise yüzüğü çıkarmış ve içinde bulunan tarihi göstermişti. Bundan yaklaşık iki sene öncesine denk geliyordu. Kaşlarım çatıldığında anlamsız bir şekilde Nayeon'a bakmıştım. Nayeon ise hiç çıkarmadığı yüzüğünü bir kez daha yüzük parmağına takmış ve gülmüştü.

"Bu yüzüğü bana kim aldı biliyor musun?"

"Hayır, bilmiyorum. Bu zamana kadar seni hiçbir erkekle görmedim."

"Erkek olduğunu nereden çıkardın?"

"Sen eşcinsel misin!"

Keyifli bir kahkaha atmış, "Evet, Taehyung." demişti, gülmeye devam ederken. "Neden buna bu kadar şaşırdın anlamıyorum. Ağzımdan ne zaman bir erkek ismi çıktı ki?"

"Evet, haklısın. Varsa yoksa, Momo." Daha çok gülmeye başladığında, "Siktir! Yoksa Momo'yla mı sevgilisiniz?" diye bağırmıştım. Oldukça şaşırmıştım. Onlar her zaman temas halinde olmuşlardı fakat bunu en yakın arkadaş olmalarına bağlamıştım. Aksi ihtimal aklımın ucundan bile geçmemişti.

"Evet, öyleyiz. Aslında bakarsan nişanlıyız. Ve hiç belli etmiyoruz değil mi? Momo'da tıpkı Jungkook gibi çünkü. Bunun benim kariyerime zarar vereceğine inanıyor. Saklamak istiyor. Bende saygı duyuyorum. Sonuç olarak Taehyung, gizli saklı yaşamanın bir önemi yok. Gün bittiğinde ve evine gittiğinde, sevdiğin kişiyle aynı yatağa giriyorsan, ona sarılarak uyuyorsan, çektiğin tüm eziyetlere değiyor."

"Momo'da tıpkı Jungkook gibi. Fakat o seni seviyor. Sana, seni seviyorum diyor. Herkesin için elini tutuyor, seni öpüyor. Jungkook böyle değil. Bana fazla uzak."

"Momo'nun bunu yapmasındaki tek avantaj, insanların yakın arkadaş olduğumuzu düşünmesinden kaynaklı. Belki sizde insanların gözünde yakın arkadaş olarak tanınsanız, kimse size 'acaba bunlar sevgili mi?' demez. Hiç sosyal medyada dolaşıyor musun? Yakın arkadaş olduğumuz o kadar belli ki, bizi yakıştıran tek tük insan var."

"Jungkook, Momo gibi değil. Arkadaş olarak bile olsa, görüşmez benimle. Grup üyeleri dışında muhatap olduğu hiç kimse yok. Jungkook, gerçekten çok korkak. Arkadaş edinmemesinin sebebi de kesinlikle yakın arkadaşlarıyla isminin çıkmasından korktuğu için. Momo'ya tıpkı Jungkook gibi dedim ama düşündükçe, kesinlikle bir alakaları yok."

Love Me Harder | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin