Gediz ' in yönlendirmesiyle ikimiz birlikte Bige hanımın karşısına dikiliyoruz. "Biz Eflin ile birbirimize çok aşığız. Bir karar verdik ve senden de saygı bekliyoruz. Kim ne derse desin ben Eflin ile evleneceğim. Eflin benim karım olacak." Gediz bunları annesine söyledikten sonra bana bakıyor. Okyanus mavisi gözleriyle gözlerimin ta içine, en derinine bakıyor.

Tuttuğu elimi bir mesaj niteliğinde sıkıyor yavaşça. Ne söylemeye çalıştığını anlıyorum ve gözlerimi gözlerinden çekiyorum.

"Madem öyle Gediz efendi, ben tasarımcımızı arayayım da gelip gelinlik için Eflin ' in ölçülerini alsın." Bige hanım Gediz ' e son bir bakış atıp çıkıyor dev salondan. Hakan bey ise çalan telefonunu cebinden çıkararak aramayı yanıtlayıp kulağına götürüp eşinin arkasından terk ediyor salonu.

Gediz ile başbaşa kalıyoruz dev salonda. Gediz yavaşça elimi bırakıyor. " Merak etme. Herşey istediğimiz gibi olacak. Güven bana." Belki de guvenmeliydim. Belki de guvenmem gereken tek kişi oydu.

🔳🔳🔳🔳🔳🔳🔳🔳🔳🔳🔳🔳🔳🔳

İKİ GÜN ÖNCE...

"Hayır baba, hayır. Bunu asla yapmayacağım. Karşı çıkıyordum. Karşı çıkmalıydım da zaten. Başkası yüzden bu yola girip de bu yola da kader demeyecektim. Babam üzerime doğru yürümeye başlayınca sırtım yalnızca benim ve babamın olduğunu hastane odasının buz gibi duvarıyla buluştu.

Elini kaldırıp çeneme koyunca yüzümü olabildiğince buruşturacağım bir acı hissettim güçlü parmaklarının altında. "Ben ne diyorsam o olacak. Ben nasıl istersem öyle olacak."

Bir yandan elinin altında çırpınıp bir yandan da babamın çenemdeki elini çekmeye çalışıyordum. Sirayetsizdim ona karşı. Güçsüz ve zavallı.

Bulunduğumuz odanın kapısı aniden tıklatılınca babam çenemdeki elini çekip beni rahat bıraktı. Sırtım duvara yapışık yere yığılırken dizlerimin üstüne düştüm.

Kapıyı tıklatan kişi bu işlemi iki defa daha yaptıktan sonra bu defa kapının kolunu çevirerek açmaya çalıştı ama olmadı. Çünkü cani babam odaya girdikten sonra kapıyı kilitlemiş anahtarı da cebine atmıştı.

Kapıyı açmaya çalışan kişi gidince daha doğrusu gittiğini hissettiğimde elimi çeneme götürüp sesli bir şekilde acıyla inledim. Babam acımasız bakışlarıyla beni sürerken "Yemin ederim gebertirim seni Eflin. " dediğinde dizlerimde kalan bir parça dermanımla hiddetle ayağa kalktım.

"Dediğini yapmayacağım. Ben kimseyle kimse için zorla evlenmem!"
Babam dalga geçer gibi iğrenç bir gülüşle "Çıkar o beyaz önlüğü." Dediğinde bunu neden söylediğine bir anlam veremesem de tereddüt içinde dediğini yaptım.

Önlüğü odadaki masanın üzerine bırakırken babam cebinden anahtarı çıkarıp kapıyı açtı. "Düş önüme, eve gidiyoruz!" Babamın ne yapmaya çalıştığını hiç anlamadan kafamı olumsuz anlamda sallayıp "Olmaz. Mesaim bittiğinde geleceğim zaten."
Dediğimde ben daha ne olduğunu anlamadan kolumdan sürükleyerek çıktık bulunduğumuz odadan.

Kolumu sıkarak çekiştirmesiyle kolumun açısından daha ne olduğunu idrak edemeden hastanenin önce çıkış kapısından sonra ise bahçenin kapısından çıktık. Yanımıza yaklaşan lüks araç tam önümüzde durduğunda babam hala tutmakta olduğu kolumdan sürükleyerek aracın arka kapısına ilerletti.

"Bin hadi!" Babam hiddetle emir verirken tuhaf tuhaf baktım yüzüne. "Bu kimin arabası? Ayrıca ben niye biniyorum ki buna?" Babam yüzüme öldürecekmiş gibi bakıp kolumu daha da sıktı artık açıdan kıvranacak duruma gelirken.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 19, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ISTIRAR Where stories live. Discover now