77》sus ve yalovaya devam et

ابدأ من البداية
                                    

Felix mahcubiyetle gülümserken Seungmin iç çekti. Arkadaşları adına mutlu olsa da içinde bir kırgınlık vardı.

Kendisine kırgındı.

Askerde olduğu süre boyunca düşünmek için epeyce zamanı olmuştu. Changbin'in kararına saygılıydı, o da olması gerekenin bu olduğunu düşünüyordu.

Yeniden birleşme ihtimalini aklındaki tozlu rafa kaldırmış ve bu konuyu kendince noktalamıştı.

Kalbinde Changbin'e karşı herhangi bir kırgınlık yoktu. Kendisine kırgındı, ancak affetmeyi de deniyordu. Geçmişe dönemezdi fakat gelecekte iyi bir arkadaş olmak için fazlasıyla kararlıydı.

Fakat Changbin onunla aynı fikirde değildi. Onun da düşünmek için epeyce vakti olmuştu. Evet, Seungmin'e olan güveni eskisi kadar sağlam değildi.

Ancak onu hayatından çıkarmak ya da daha fazla görmezden gelmek istemiyordu.

Başta bunun alışkanlık mı yoksa sevgi mi olduğunu sorguladı. Düşüncelerini, hislerini uzunca tarttı. Seviyordu onu, pişmanlığını da görebiliyordu. Bu yüzden ilişkilerine son bir şans daha vermek istiyordu.

Bu süreçte Chan'ın desteği epeyce büyüktü. Her ne kadar Seungmin onun kardeşi olsa da onun hatalarını gölgelememiş ve apaçık bir şekilde o hatalara vurgu yaparak Changbin'in düşüncelerine katkıda bulunmuştu.

Changbin'in iyi ya da kötü fark etmeksizin göremediği şeyleri dışarıdan bir göz olarak teker teker dile getirmiş, kendi deneyimleri ve düşüncelerini de paylaşmayı esirgememişti.

O da tıpkı Changbin gibi bazı şeylerin alışkanlık mı yoksa sevgi mi olduğunu defalarca kez sorgulamıştı.

Hissettikleri ve yaşadıkları benzer olan bu iki dost, ortak bir kararla ilişkilerine bir şans daha verme kararı aldı.

Her ikisi de Felix ve Seungmin'in bir şansı daha hak ettiği konusunda hemfikirdi.

Changbin üstünü düzelttikten sonra Seungmin'in yanına oturdu. Bu ikisinin de kalbinin hızla çarpmasına sebep oldu.

Hanji gerindi ve garip bir ses tonuyla konuştu ''Çok sıkıcısınız. Ben kocamı özledim!''

Felix başını onun omzuna yasladı ''Seni çok iyi anlıyorum. Ben de kocamı özledim.'' Jeongin göz devirdi ''Keşke ben de kocamı özlesem.''

Hyunjin ona sırnaştı ''Beni özlemedin mi?'' Jeongin onu hafifçe itti ''Özlemiştim ama bir günde tüm özlemi giderdik. Lütfen geri git.''

Hyunjin dudaklarını büzüp kafasını Jeongin'in bacaklarının üstüne koydu.

Eğer Jeongin'in her gece özlemden dolayı ağladığını öğrenmemiş olsaydı bunu ciddiye alıp kırılabilirdi. Ancak gerçekliği bildiğinden dolayı Jeongin'in minik oyununa seve seve eşlik ediyordu.

''Bu arada Hyunjin, sen neden kelsin?'' diye sordu Changbin. Bu soruyu sormak için birkaç saat geç kalmış olsa da sorusunu nihayet dile getirebildiği için mutluydu.

Hanji ve Seungmin de askerdi ancak onların saçları olması gereken boyuttaydı. Fakat Hyunjin ciddi anlamda keldi. Kafası adeta bir ayna misali parıl parıl parlıyordu.

''Bunun iki sebebi var.'' dedi Hyunjin bir elini havaya kaldırırken ''Askeriyedeki berber abi Soner Sarıkabadayı'ydı.''

Daha sonra diğer elini de havaya kaldırarak parmaklarını oynattı ''İkincisi de keller herkesi eller.''

''Yani sen o yüzden mi sabahtan beri ellenmedik yerimizi bırakmadın?'' Seungmin'in sorusu diğerlerini güldürdü.

''Evet, bir avantaja sahipsen eğer onu sonuna kadar değerlendirmen gerekir.'' dedi Hyunjin pişkince.

Hacker | Minsungحيث تعيش القصص. اكتشف الآن