27 | fin.

111 22 28
                                    

finall🤝🏻🫶🏻

oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen 🫶🏻🫶🏻

———

Yaşadığım zor ve utanç dolu birkaç saatin ardından, kendi sorumluluklarımı tamamlamak bana büyük bir nimet gibi gelirken aklım hala yaptığım arsızlıktaydı. Başka bir soylunun izni olmadan maskesini indirmem yetmiyormuş gibi bir de kendi travmalarım sonucunda saçma sapan şeyler söylemiştim. Neyseki bu yaptığım saygısızlık üzerinde çok durmamış, ellerinden erken kurtulmama göz yummuştu.

Şimdi ise o büyük an gelmiş çatmıştı, kral geliyordu. Onca sene üzerine ilk defa kralı görecek olmanın getirdiği heyecanla tüm soylular yerinde kıpraşırken büyük bir ses kopmuş, kapı açılmıştı. Bir sürü koruma ardında oldukça gösterişli bir taht üzerinde gelen ve yüzünün yarısını örten bir maskeyle soyluları şaşkına çeviren kral, beni de şaşırtmıştı açıkçası.

Söylenilenin aksine oldukça genç duruyordu ve yüzü çok güzeldi. Sarı saçları, mavi gözleri ve bembeyaz süt gibi teni onu tasvir edenlerin söylediklerinin tam zıttıydı.

"Kahya, kontes odana çıkabileceğini söyledi biraz dinlenmeni istiyormuş."

Gözlerim duyduklarım karşısında heyecanla parlarken onaylar anlamda kafamı salladım ve arkama bir kere dahi bakmadan kendimi büyük balo binasından dışarıya attım. Dışarısı içeriye nazaran daha sakin olurken, derin bir oh çektim.

Bugün pek hoş şeyler yaşamadığımdan olsa gerek olması gerekenden fazla yorgundum. İrislerim balo binasının karşısında olan büyük çiçek bahçesine kayarken derin bir iç çektim. Izuku'ya dair ana binadaki o resimden başka hiçbir şey yoktu bu kontlukta.

Ne her şey olması gerektiği gibiydi ne de Izuku'nun istediği gibi.

Adımlarım istemsizce çiçek bahçesine doğru yönelirken, bahçenin ortasında bedeni büyük süs havuzuna dönük bir soylu olduğunu gördüm. Buna karşılık kaşlarım çatılırken "Efendim sizin şu anda balo salonunda olmanız gerekiyor, kral konuşma yapıyor." dedim her bir kelimeyi özenle seçerek.

Buna karşılık soylu birkaç kere daha seslenmeme cevap vermezken kaşlarım olabildiğince çatıldı ve ben fark etmeden o soylunun dibine kadar gelmiş oldum.

Yakınına geldiğimde fark ettiğim başında duran zarif tacı ve tacın üzerindeki yakut-zümrüt karışımı süslemeler gözlerimin kamaşmasına neden olurken kalbimin teklediğini hissettim.

Soylunun pürüzsüz çehresi ona hayranlıkla bakmama neden olurken, pürüzlü sesi ulaştı kulaklarıma ve ben ikinci şokumu yaşadım.

"Asıl kralın burada."

Kaşlarım istemsizce çatılırken "Lütfen ağzınızdan çıkanı kulağınız duysun efendim." dedim. Kral hakkında patavatsızca konuşmak suçtu ve ben bir suça ortak olamazdım.

"Ne dediğimin gayet de farkındayım Katsuki." demişti ben şokla dudaklarımı aralarken "Kralın diyorum, tam karşında duruyor."

Bana dönen bedeni, gözlerime kenetlenen koyu renk gözleri, yüzündeki derin yara izi kaşlarımın çatılmasına neden olurken "Siz, ismimi nereden biliyorsunuz?" demiştim. Sahi, onu daha önce hiçbir yerde gördüğümü sanmıyordum. Bana ismimle seslenen çok az kişi vardı.

Obedience | Katsudeku Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin