2. Bölüm: Arayış

13 2 1
                                    

(Not: Hala 3 yıl önce)

  Saat gecenin bir yarısı olmalıydı. Ava çıkan bir kaç dağ yabanisi dışında yaşam belirtisi yoktu. Burası en son geldiğim zamana göre daha da soğmuştu. Albedo ile o zamanlar çıkıyordum, saatin ne kadar geç olduğunu biliyordum ama yine de bu gibi zamanlarda beni en çok rahatlatan kişi oydu. Büyük ihtimalle uyuyordu, ama belki bir ihtimal uyumayıp bir şeylerle ilgileniyordu. "Albedo?" diye seslendim, ses yoktu. "Albedo?" diye tekrar seslendim, yine ses yoktu. Tam ayrılacağım sırada "Dilya?" diye bir ses duydum.

  Arkamı döndüğümde uykulu gözlerle bana bakan Albedo'yu gördüm. "Dilya, bir sorun mu var?" diye sordu. Onun yanına gidip ona sıkıca sarıldım, ondan ayrılırken "Biraz konuşmak istiyorum, eğer senin için de uygunsa." dedim, bir süre düşündükten sonra "Sabah konuşsak olur mu, bir de bu geceliğine misafirim olur musun?" diye sordu, bu soruyu beklemediğim için şaşırmıştım, yine de başımı evet anlamında salladım. Kolumdan tutup beni kanepeye oturttu, sonra bir örtü alıp başımı kucağıma koydu. Saçlarımı okşamaya başladı, ardından sevdiğimiz şarkıyı mırıldanmaya başladı.

(Kaeya)

  Bu tartışmadan sonra Diluc'a bir daha kardeşim diyebileceğimi sanmıyorum. Odadan çıkınca evde alışılmadık bir sessizlik vardı, en önemlisi Dilya'nın sesi yoktu. Saat gecenin bir yarısı olduğu için uyuduğunu düşündüm. Dilya'nın odasına girdiğimde odası bomboştu, işte o an endişelenmeye başladım. O sırada hizmetçilerden biri dışarıdan "Dilya evden koşarak ayrıldı!" diye bağırdı. "Ne?" diye Diluc'la aynı anda bağırdık, Dilya bunu yapacak bir kız değildi. "Hemen Favonius Şovalyeleri'ne haber verin, eğer eş yüzbaşı ünvanını almak istiyorsa geri dönmesi gerekiyor." diye bağırdım, ardından evden koşarak ayrıldım.

  Tüm Mondstand'ı aramıştım, ama bulamamıştım. Sanki kuş olmuştu da ülkesine geri dönmüştür. Evet, Dilya'nın Mondstand'tan olmadığını biliyordum. Görevi diğer Favonius Şovalyeleri'ne devredip karargaha döndüm. Bakmadığımız bir yerin olduğunu hissediyordum, ama neresiydi? Gıda pazarından malzeme alırken etrafa göz gezdirdim. Sucrose simya tezgahının başındaydı, o an aklıma Sucrose'un Dilya'nın nerede olduğunu bileceği ihtimali aklıma geldi. Malzemeleri aldıktan sonra Sucrose'un yanına gittim. "Sucrose?" diye seslendim. Korkuyla arkasını döndü, ama beni görünce rahatlamıştı. "Bay Kaeya, bir şeye mi ihtiyacınız var?" diye sordu. "Albedo'nun son zamanlarda nelerle uğraştığını biliyor musun?" diye sordum. Biraz düşündü, düşünürken bir şey söylemeye çekiniyor gibiydi. "Bay Albedo son zamanlarda Dilya'yı sakinleştirmeye çalışıyor, sanırım Dilya son zamanlarda sizin tartışmalarınızdan daha çok etkilenmeye başladı." dedi. Biliyordum, Dilya son zamanlarda tartışmalarımızdan çok fazla rahatsız oluyordu. "Biliyorum, peki Dilya'yı nerede bulabileceğimi biliyor musun?" diye sordum. Sucrose şaşırmış bakışlarla "Dilya evde değil mi?" diye sordum. Hayır anlamında başımı salladım, bir süre daha düşündü. "Sanırım şu an Ejdersırtı'nda Bay Albedo'nun yanında, ama merak etmeyin, çok geçmeden eve dönmüş olur." dedi, Sucrose'un verdiği cevap ile sıradaki adımımı biliyordum. Ona teşekkür edip sonraki adım için eve döndüm.

(Diluc)

  Dilya kayıptı, onu nasıl bulacağımı bilmiyordum. Kaeya Dilya'yı aramaya gitmişti, ilk kez bir boşluğa düşmüştüm çünkü Dilya hakkında çok az şey biliyor ve onun daha Mondstand'tan olduğuna bile emin değildim. Pencereden baktığımda Venti'nin ejderhası Dvalin'i gördüm.

  Dvalin yavaşça yere indi, sırtındaki Venti'yi gördüm. Hemen dışarı çıktım ve Venti'nin yanına gittim, konuşmaya başladı.
 
  "Meleklerin Payı neden açık değil, canım çok içki istiyor." dedi geveleyerek, gevelemesinden bile sarhoş olduğunu anlamıştım, ama Meleklerin Payı açık değilken içkiyi nereden bulmuştu?

  "Dilya'nın kayıp olduğundan haberin var mı?" diye sordum. Şaşkın bakışlarla "Dilya kayıp mı? Ah bu çok kötü olmuş." dedi, bir süre düşündü. Bir süre düşündükten sonra "Albedo ile konuştun mu, hani Dilya ile çıkıyorlar ya." dedi, hala geveliyordu. Bir süre düşündüm. "Aslında olabilir, ama onu nerede bulabilirim?" diye sordum.

  Venti "Ejdersırtı'nda olabilir, orada çalışma yeri vardı, hatta ben seni bırakayım." dedi. Hemen "Gerek yok, sanırım kendi başıma gidebilirim." dedim, Dvalin'in sırtına bindiğim için korkmuyordum, ama Venti şu an sarhoştu, o yüzden risk almak istemiyordum. Venti ısrar etmeye devam etse de kabul etmedim, en sonunda içtiği içkinin parasını ödeyeceğini söyleyince kabul ettim.

  Dvalin'in sırtna bindik ve uçmaya başladik. Çok hızlı gidiyorduk ve bu benim içimdeki 'kendime bir şey olacak' endişesini daha da arttırıyordu, 5 dakika bile sürmeden çalışma yerine varmıştık. Venti oracıkta uyuya kalmıştı, yürüyecek halim kalmamıştı ve bende orada uyuya kaldım...

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 11, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Yağmurdan sonraki hafif esintiWhere stories live. Discover now