GİRİŞ

122 12 12
                                    

Merhaba, ben Şevval. Tarihleri alalım :)

GİRİŞ

"Yaşanan her an bir gün anı olmaya mâhkumdur, tıpkı yaşanan her hayatın bir gün gelip çatacak olan ölüme mâhkum olduğu gibi."

2007

Balıkesir

"MÖÖ! MÖÖ! "

"Kızım inek misin sen? Rahat bırak beni!"

Arabada yedi kişi vardı. Önde arabanın sahibi olan Yavuz ve eşi Ayşe; arkada arkadaşları İlhan, eşi Oya ve Oya'nın kucağında uyuyan minik kızları bebek Beyza. En arka, yani bagaj ise çocuklara kalmıştı. Daha doğrusu onlar, yani Leyla ve Alp zaten orada yolculuk yapmayı fazlasıyla seviyordu.

Arabadakiler doksanlar radyosundan çalan parçalara eşlik ediyorken Leyla, Alp'le uğraşmakla meşguldü. En sonunda mö'leyerek kitap okuyan Alp ile uğraşmayı ve hunharca gülmeyi bırakıp önündeki kutudan bir çikolata aldı ve tatlı tatlı gülümseyip göz kırpıştırarak Alp'e uzattı.

Fakat Alp'ten gelen tek bir kelime kaşlarının çatılmasına yetmişti. "Aklımda. Öyle inek gibi benimle dalga geçip mö'leyerek bana unutturacağını mı sandın?" Bir yandan da Leyla'nın elinden kaptığı çikolata pakedini açmakla meşguldü.

"Sen de hiçbir şekilde unutmuyorsun ki ya!" diye cırladı minik Leyla. Oynadıkları lades oyununda Alp asla ama asla "Aklımda." demeyi unutmuyordu.

Alp ise çikolatayı neşeli bir şekilde ağzına atarken, "Soğol çokoloto oçon." dedi Leyla daha çok gıcık olsun diye.

"Bana ne oynamıyorum ben!" dedi Leyla. "Sıkıldım!"

"Mızıkçı!" dedi Alp de. "Senle oyuna başlayanda suç!"

"Tetrisi ver!"

"Yooo," dedi Alp diğer elindeki tetrisi iyice saklayarak. "Ben oynuyorum."

"Yalançı!" diye tısladı Leyla da. "Kitap okuyordun daha şimdi! Biraz da ben oynucam!!!" diyerek Alp'in dibine girip tetrise uzanmaya çalıştı. Alp de elini Leyla'nın alnına bastırarak onu uzaklaştırdığında Leyla, Alp'in parmakları altında kıpraşmakla meşguldü.

Elbette Alp'in altında kalmadı, asla kalmazdı. Elini alnından çekip var gücüyle ısırınca Alp'in bağırışı tüm arabayı inletti. "Leyla!!!"

"Noluyo, noluyo??!" diyerek herkesin demek istediğine tercüman olan Oya bakışlarını arkasına çevirdi. "Az rahat durun oğlum! Kurt mu var bir tarafınızda sizin?!"

"Isırdı elimi!" diye bağırdı Alp, neredeyse ağlayacaktı ama gözyaşlarını, akmadan gözlerinde tutmaya çalıştı. Leyla ondan iki yaş küçük, okuma yazmayı öğrenmeye çalışan, dişlerinin yarısı dökülmüş altı yaşında bir kızdı; ağlayıp karizmayı çizdiremezdi ama canı çok yanmıştı.

İkisi de dizleri üzerinde dikilip tamamen arkaya, anne babalarının tarafına döndüler. Bu arabanın bagajı ve arka koltukları arasında cam falan yoktu. Dolayısıyla arkayla iletişim kurmaları tamamen kolaydı.

Leyla da pişkin pişkin, "Sen de tetrisi biraz bana verseydin!" dedi. "Hem bana mızıkçı dedin!"

Alp susmuştu çünkü konuşmaya çalışırsa göz yaşları akacaktı. Ayşe ise, "Şu kızına bir şey söyle Yavuz!" dedi fakat sonra kendisi kızına döndü. "LEYLA! Niye ısırıyorsun sen arkadaşının eli-"

LEYLA Where stories live. Discover now