4-cü bölüm Fotoğraf

202 160 18
                                    

Hepinize Merhaba canlarım.

Heyecanlı mısınız bakalım.

O zaman hemen başlayalım.

İyi okumalarr<3

Merhaba ben aşk. Kimileri bana ilk görüşte aşkta derler. Memnun oldum. Şimdi Güneş'in kalbindeyim. O daha farkında değil. Güneşle ilk defa tanışıyorum. Çünkü Güneş ilk defa aşık oldu.Bazen acı çekdikleri için bana kötüymüşüm gibi davranıyorlar. Ama ben asılında iyi biriyim sadece bazen acı çekiyorlar ki iyi günlerin kıymetini unutmasınlar...Sevdiklerine değer versinler.

Bakalım Güneş napıcak... ne zaman benim farkıma varıcak.

Meryemle ayrılıp eve geliyordum. Müzik dinlerken yolun nasıl geçdiğini anlamadım. Otobus durmuş ve ben eve yürümüye başlamıştım. Yolumu uzatarak o yoldan gitmeye karar verdim. Yani Gece'yi gördüğüm yere. Onu belki görürüm diye. Yaklaştıkça etrafa bakıyor  ve onu bulmaya çalışıyordum. Kalbimin hızı o kadar hızlıydı ki... bu halime  çok şaşırıyordum.

Yolu bakarak geçtim. Ama o yoktu... üzülmüş bir hade eve yürümeye devam etdim. Ve nihayet eve gelmiştim. Annem beni görür görmez gülerek bana doğru yaklaşıp kucakladı.
"Anne yavaş kaburgalarım kırılacak."

" Ah canın mı yandı kuzum"

" Eh işte. Noldu  üç dört saatdir yokum sadece. Niye bu kadar özledin."

"Kızım dizi izliyordum ordaki kadın çocuğunu kaybetdi. Bende duyğulandım." Annemin hemen gözleri dolmuştu. Ben fark etmiyim diyede bana bakmıyordu.

"Oyy kıyamam ben sana " Annemi  kucakladıktan sonra babamın sesini duydum.  İkimizde ona bakmaya başladık.

"Bensiz sarılmak ha" ikizmizde gülerek babama bakarken babamda gelip bize sarıldı. Bir kaç dakikadan sonra annemin endişeyle "Ocakda yemek vardı ya"  demesi böldü. Annem mutfağa doğru koşarken babam hayranlıkla ona bakıyordu. Birden ağzından fısıltıyla

" işte senin bu halletini çok seviyorum" dedi. Sonra bende odama gidip üzerimi deyiştirdim. Rahat bir pişama giyip çıktım. "Hadi kızım sofraya" annemin sesiyle durdum.

"Tamam anne elerimi yıkayıp geliyorum hemen" Elerimi hızla yıkayıp çıktım. Yemek yeyip sohbet etdik. Telefona gelen bildirimle telefonu elime aldım. Sohbet yerine girdim.Meryem yazmıştı.

"Kuzenle konuşurken ağzımdan kaçdım sinemaya gidiceğimizi  tutdurdu bende geliyim diye.. ne dersin?"

"Olur sıkıntı yok benim için." Diyip telefonu kapatdım.Sonra odama gidip hemen uyudum. Çok yorgundum.

2 gün sonra

"Kızım nerde kaldı bu çocuk 10 dakika kaldı filme."

"Yazdım yoldayım dedi. Gelir birazdan ama sorucam ben ona iki kızı bekletmek neymiş" Meryem  konuşmayı yeni bitirmişti ki kuzeni nefes nefese koşarak yanımıza geldi.

"Ö...özür di..dilerim geciktim."  Nefes nefese konuşuyordu." Bir seksen beş boylarında kumral saçlı ve kahve rengli gözleri vardı.

Meryem sinirli bir şekilde konuşmaya başladı "Nerdesin oğlum sen. 10 dakika kaldı başlamasına."

"Ya en yakın arkadaşımın asker uğurlaması vardı. O yüzden geçiktim."

" Yalancı " Meryem ona pek inanmamıştı.

" yalan falan değil. Hatta bak" deyip cebinden telefonu çıkardı. Bize doğru bir fotoğraf uzatdı. Tam o an zaman durdu sanki. Bu oydu...bu Gece'ydi. Meryem'in kuzeniyle yan yana durup  kocaman gülümseyerek  bize bakan Gece ve Meryem'in kuzeni.

Şok olmuştum. Böyle bir şeyi asla beklemiyordum. Yerimde donmuş bir şekilde sadece Gece'yi izliyordum. Çok güzel gülüyordu. Telefonu çekmesiyle kendime geldim. Ama hayla tepki veremiyordum.

Birden Meryemin beni dürtmesiyle ona baktım. Bana seslenmiş ama duymadığım için beni dürtmüştü.
"İyimisin" ikiside bana meraklı gözlerle bakıyor benden cevap bekliyorlardı.

"İ..iyiyim"  dedim kekeleyerek.

Çoçuk kendini tanıtmaya başlamıştı.
" Ben Kuzey  20 yaşındayım. Doktorluk okuyorum. Sen?"

" Ben Güneş 19 yaşındayım. Universiteye hazırlanıyorum."

"Hadi ya film başlıycak"  birden Meryem beni kolumdan tutup sürüklemeye başladı. Koltuklara keçmiş filmin başlamasını bekliyorduk. Ama benim aklım hala fotoğrafdaydı gülüşü çok güzeldi. Ne yani bu çocuk onun arkadaşımı... belki bir şeyler öyrene bilirdim onun hakkında.

Film bitmiş ve biz kapıya doğru yürümeye başladık.

"Hadi kızlar sizi kahve ısmarlıyım."
Cevap gecikmeden Meryem'den geldi.
"Gerçekten mi?...kuzenim be"

Sıra bana gelmişti bende olur der gibi kafamı salladım. Kafeye girdik ve boş masaların birinde oturduk. Kuzey sandelyenin başını tutarak konuşmaya başladı."Ee ne içersiniz hanımlar."

"Soğuk kahve"

"Soğuk kahve" ikimizde cevap verdikten sonra  yanımızdan ayrıldı.

"Güneş iyi misin sen?  Filimdede dalgındın hep.. noldu?"

"Şey... şu askere giden... Gece'ymiş."

"Nee?" Meryem'de şok içinde bana bakıyordu.

Kuzey'in gelmesiyle ikimizde ona baktık. Kahve için teşekkür edip aldık.
Ben Meryem'e öyle bakıyordum ki. Bakışlarımdan anlayarak konuşmaya başkadı.

" Ee anlat bakalım bize geç kalmana sebep olan çocuk kim?"

"Ha Gece' mi ?" İsmini duymak beni heyecanlandırmıştı .

"Dedim ya askere uğurladık bu gün. Çocukluk arkadaşım. 19 yaşında.İkimizde  sapız yani sevgilimiz yok."

Demek sevgilisi yoktu buna çok sevinmiştim.Ama askere gitdiğini duyunca çok kötü oldum. Sonuçta gidipte dönmemek vardı. Ya ona bir şey olursa. Tam o an kalbimde öyle büyük sızı oldu ki, sanki biri kalbimi ellerinin arasına almış sıkıyordu.

Ya ona bir şey olursa...ya onu bir daha göremezsem.O güzel gözlerini... sarıya kaçan kumral saçlarını... gülüşünü.
Bu düşünceler beni o kadar korkutdu ki, gözlerimin nasıl  dolduğunu bile fark etmedim.

Ama garip bir şey vardı. Ben daha bir kez gördüğüm birini neden bu kadar önemsiyordum. Ya Meryem'in dediği doğruya. Ben ona aşık olmuşsam.

Ben hiç aşık olmadım ki...aşk nedir bilmiyorum.Ona bir şey olmasından deliler gibi korkmak mıdır aşk?... Her zaman yanında olmasını istemek midir aşk?....Adını bile duyunca  yüzünü güldüre bilmek midir aşk?..

Eger bunlar aşksa BEN BİR ÇİFT ELA GÖZLERE AŞIK OLDUM.

evett şu an çok heyecanlıyım sonunda Güneş aşık olduğunu anladı.

Sizce nasıldı.?
Demek bizim gizemli Gece'miz  asker olmuş.

Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim <3

Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayınn<3

 

GÜNEŞ TUTULMASI *ilkaşk*Where stories live. Discover now