ARAF/6 "TENLER BİRLEŞİYOR"

2.7K 80 59
                                    

Merhaba Siriuslarım!
Gökyüzünün en parlak yıldızları yeryüzüne inerek kitaplarımı okuduğunuz için aşağıdaki yıldızı parlatmayı unutmayın

Eski eve geldiğimizde kolumdan sertçe tutup beni eve zorla soktu. Merdivenlerden çıkartıp yatağa fırlattı. Ağlamaktan gözlerim acıyordu artık. O korkunç suratıyla bana bakıyordu. İçimden 'Bu ne iğrenç bir surat, çok da kötü kokuyor' diye geçirdim.

Bu düşüncelerim onu sinirlendirmiş olmalı ki boğazımı sıktı. Zaten her yeri ağrıyan bedenimi sıvası akmış duvara çarptı.

"Artık bu tende hayat bulacaksın! Bu kokuyla uyuyup bu koyuyla her güne uyanacaksın. Bunu o aciz beynine sok!" dedi.

Sonra ise üstüme doğru gelip entarimi üstümden sökercesine parçalamaya başladı. Uzun pis tırnaklarını çıplak tenime değdirdiğinde çığlık attım. Canım acıyordu.

"İstemiyorum seni, dokunma bana!" dedim. Ama o delirmiş gibi bana bakıyordu. Tam olarak göremediğim bedenini de benimki gibi çırılçıplak kalan kadar soydu. Yer yer kanayan ve yer yer morarmış bedenini bedenime yasladı. Ben ise kaçabilirim umudu ile altında debeleniyordum.

"Biraz daha hareket edersen öldürürüm seni Elif!" dedi.

Ondan korktuğum için kıpırdayamadım bile. Ona artık zorluk çıkarmadığımı anlayınca mosmor olmuş dudaklarıyla yüzümü öpmeye başladı. Bir yandan da değişik sesler çıkarıyordu. Sanırım benimle olmaktan mutluluk duyuyordu.

Uzun tırnaklarıyla bacaklarımda ince çizikler açmaya başladığında ağlamaya başladım. Ben acı çekmek istemiyordum. Onunla benim zevk anlayışlarımız çok farklıydı. O can acısından hoşlanıyordu ben ise saf sevgiden.

"Sen de alışacaksın bu acıya sevgilim." dedi.

"Alışamam." dedim hıçkırıklarımın arasından.

"Siz ademoğullarının bir lafı vardır; gevşe biraz." dedi ve kahkaha attı. Rahatlamak istesem de yapamıyordum çünkü karşımdaki bir cin tohumuydu. Gerçekten çok korkuyordum.

"Sen ve ben birlikte olamayız Araf. Neden bunu anlamıyorsun. Vazgeç artık. Kendi alemine git. İstemiyorum işte of!" dedim. Halden anlamasını istiyordum.

"Sen ve benden çok güzel olacak Elif. Artık vazgeçemeyiz. Evlendik biz! Asıl sen bunu anla!"

Hangi insanın bedenine girdiğini dahi bilmiyordum. Ama o benim bedenime dokunuyordu. Onun her dokunuşunda midem bulanıyordu. Hem çok pisti hem de bir cindi.

"Çok eğleneceğiz karıcığım, tabi beni sinirlendirmezsen." dedi.

"Hayır ben eğlenmiyorum. Acı çekiyorum neden görmüyorsun!" dedim.

"Görmediğimi nereden biliyorsun. Siz insan oğlundan o kadar nefret ediyorum ki sana olan sevgim bile bunun önüne geçemiyor!" dedi korlanan gözlerini gözlerime dikerken.

Bu duyduğumla cidden yatağa çiviyle çakılmış gibi hissettim. Biz insanlardan o kadar nefret ediyorlardı ki Araf'ın aşkı bile bunu yok edemiyordu demek.

İyi de o zaman neden benimle evlenmek istedi. Kendi aleminden bir cinnia ile evlenebilirdi.

"Çünkü aklımdan çıkmıyorsun Elif!" dedi saçlarımı koklarken. Ağır cüssesi altında eziliyordum ama bir yandan da onu ikna etmeye çalıştığım için ani hareketlerden kaçınıyordum.

"Size göre temiz olan kokular biz cinlerin midesini bulandırırken senin kokun aklımdan çıkmıyor. Sesin, gülüşün, nefes alışın kısacası her şeyin beni sana çekiyor." dedi. Yüzünü boynuma gömdüğü için sesi boğuk geliyordu.

A R A FWhere stories live. Discover now