ARAF/4 "RİTÜEL"

2.5K 106 10
                                    

Merhaba Siriuslarım!
Gökyüzünün en parlak yıldızları yeryüzüne inerek kitaplarımı okuduğunuz için aşağıdaki yıldızı parlatmayı unutmayın

Yeni bir sabaha uyandığımda abimden izin alarak camiye gittim. Hocama dünkü rüyamı anlatıp mühürü gösterdim. Emine teyzeye vakit kaybetmeden gitmeye karar verdik. Yola çıktığımızda köyden biraz uzaklaşmıştık ve derme çatma küçük bir eve gelmiştik. Eve girdiğim anda bileğimdeki mühür kızarıp yanmaya başlamıştı. Geri gitmek istediğimde ise hoca kolumdan zorla tutarak beni eve geri soktu. Yaşını almış olan Emine teyze bana halimi hatrımı sordu. Ona durumumu anlatmaya başladım. Hoca da, teyzeye bu işin hemen bitmesi gerektiğini ve bizi isimsiz cinin takip ettiğini söyledi.

"Merak etmeyin siz, o mahlukat ben istemeden bu eve girmeyecek." diyip beni telkin etti.

"Peki Emine Hanım bu mühür ne olacak?" diye sordu imam. Emine teyze biraz düşünüp bileğime bakmak istedi.

"Aç kızım, bir bakayım şu mühüre."

Onun komutuyla birlikte kat kat tülbente doladığım bileğimi açıp gösterdiğim an Emine teyze hayrete düştü. Tırnağımla çok fena kazıyıp yara yaptığım için olsa gerek dedim ama o bunun aciliyetini bana anlattı. Ardından kadın odayı hemen terk etti. Hocayla ben neler olacak diye bekliyorduk. Geri döndüğünde elinde kemik parçaları, eski parşömenler ve bir küçük tas neye ait olduğunu bilmediğim kanla geldi.

"Kızım bak bu mühür evlilik mührüdür. Bu mühürleri sadece güçlü kabile cinleri seçtikleri insanoğluna yaparlar. Bizim onunla iletişime geçmemiz gerek. Bunun sonu felakettir. "

Kadının bana açıklamasıyla ben korkudan ağlıyordum. Çok çaresizdim. Emine teyze bana sarıldı ağlamam için zaman tanıdı.

"Cinler insanlarla genellikle sembollerle anlaşırlar. Bu yüzden ritüel yapıp anlaşmaya çalışacağız. Daha doğrusu sen yapacaksın güzel kızım.  Hadi sil göz yaşlarını, harekete geçelim."

"Ne! Ben, ben bunu yapamam. Olmaz!" diye karşı çıktım.

"Yok olmak mı istiyorsun sen? Çocuk oyuncağı değil bu. İlk benliğini sonra seni öldürür bu kafirler. Sadece senle de kalmaz ailen, arkadaşların kim varsa alır senden."diyerek çıkıştı bana Emine teyze.

"Teyzen haklı söylüyor kızım. Bir an önce başlamalıyız. Allah bize yardım edecektir. Dert de ondan derman da." dedi imam. Kaderime razı oldum ve kabul etim ritüeli.

"Olay senin sandığın kadar basit değil kızım. Bir an evvel kurtulmalısın."

Simsayah bir odaya götürdüler beni. Odanın camı siyah bir perdeyle kapatılmıştı. Beni yere oturtup önüme  parşömenleri, kemikleri ve kan dolu tası koydular. O isimsiz cin geldiğimde sunak olarak kemikleri verip daha sonrasında ona nazikçe soruları sormam gerektiğini söylediler.

"Kızım sakın Allah-u Teala'nın ayetlerini okuyayım deme." dedi cami hocası.

"Evet güzel kızım hocanı dinle. Bu cin seni artık eş olarak görüyor. Sorduğun sorulara cevap verebilir. Sakın ona kafa tutma. Biz çıkınca da yanındaki siyah entariyi giyin. Sonra da hazır olduğunu hissettiğinde sunakları onun tarafına doğru koy. Eğer seninle konuşmayı kabul ederse kemikleri alacaktır. Allah yardımcın olsun bahtsız kızım." dedi Emine teyze.

"Kapının önünde seni bekliyoruz kızım." diyip odadan çıktılar.

Yalnız kalmıştım. Birazdan aynı odada olacaktık ve ben deli gibi korkuyordum. Mecburen kalkıp üstümü değiştirmeye karar verdim. Kıyafetlerimi çıkartıp entariyi başımdan geçirmiştim ki kor bir nefesin omzumu ısıttığı hissettim.

A R A FWhere stories live. Discover now