Selaaam hepinize merhaba eski hesabımın şifresini unuttupum için bu hesapta yazıyorum
Bu hikayenin süper va fantastik olacağından eminim
================================
Sabah üzerime su atılmasıyla uyandım. Emily bir sürahi suyu boca etmişti.
"Ya emily napıyosun ya"
Emily "Ee ama iki saattir seni uyandırmaya çalışıyorum ilk başta ateş gücümle seni yakmayı düşündüm ama vazgeçtim çünkü beni küle çevirirdin" dedi.
"Haklısın saniyesinde küle çevirirdim seni" dedim gülerek.
Emily" hadi kalk bay jack bizi çağırıyor clarie" dedi.
"Tamam geliyorum" dedim.
Emily odadan çıktıktan sonra hemen yataktan kalkıp banyoya girdim. Ben clarie pierce. 16 yaşındayım. 10. Sınıfa gidiyorum. Bir ajan şirketinde stajyer olarak çalışıp harçlığımı çıkarıyorum fazlasıyla.
Times meydanına yakın dublex bir evde emilyle beraber yaşıyoruz. İkimizinde olağan üstü güçleri var bu yüzden bizi yakalamak isteyen çok olmuştu ama şuan rahat bir hayat sürüyoruz. Benim gücüm dört elemente hükmedebiliyorum ve görünmez olabiliyorum. Emily'in gücü ise ateş ve suyu yönetebiliyo.
Duş alıp çıktım banyodan hemen üstüme kıyafetlerimi geçirip saçımı kuruttum ve odadan çıktım. Görünmez olup aşağı inmeye başladım yemek masasında arkası dönük oturan emily 'i korkuttum. Emily lorkuyla bağırınca kahkahalarla gülmeye başladım.
Gülmem durunca emily'in kızgın bakışları altında masaya oturdum ve kahvaltıya başladım.
Kahvaltı bitince hızlıca masayı topladık ve bulaşıkları hallettik. Emily haxırlanmak için odasına çıkarken ben salona geçtim ve televizyon izlemeye başladım.
Emily 15 dk sonra gelince üzerimdeki siyah kot pantolon ve crop'u düzeltim .
Emily yeşil crop ve mavi pantolon giymişti.
Evden çıktık ve garajdaki motorlarımızı çıkardık. Üzerine bindik ve çalıştırdıktan sonra göz göze geldik bu bizim dilimizde yarış başlıyor demektir . üçe kadar sayıp son gaz ofise doğru sürmeye başladım.
Emily az bir farkla arkamdaydı.açık ara farkla ofise ilk ben gelmiştim motordan inip kaskı çıkardım ve kaskını çıkaran emily'e sırıtarak baktım.
Emily"Bi dahaki sefere ben kazanıcam görürsün" dedi.
"Yenilen pehlivan güreşe doymazmış" dedim. Ve kahkaha ata ata içeri girdik.
Jack"in odasının önüne geldiğimizde kapıyı tıklatarak içeri girdik. Jack bizi görünce ayağa kalktı ve 'hoşgeldiniz kızlar' dedi.
Bizde aynı anda 'hoş bulduk' dedik. Ve masasının karşısındaki ikili koltuklara yayıldık.
Jack bizi takmayarak direk konuya girdi.
Jack"kızlar beacon hills'te olağan dışı cinayetler var bu vakayı çözmek için bizi görevlendirdiler. Beacon hills'e taşınıyosunız ikiniz herşey hazır. Valizleriniz gitti bile. Ev hazır. Gerekli bilgiler çıkışta elinize verilcek çantada. Şimdi çıkabilirsiniz."dedi.
Kafa sallayıp çıktık. Her zamanki gibi basit bir yolculuk yapıcaz. Ve geri dönücektik. Dedemi özliycem. Sonuçta bu görevin ne kadar süreceği belli değil.
Çıkışta çantayı alıp sırtıma taktım. Motorlara atladık ve beacon hills'e doğru sürmeye başladık. Şehirden çıktığımızda mola için bir cafe'nin önünde durduk ve bir masaya geçtik. Pasta ve meyve suyu söyledik ve siparişlerimiz geldiğinde yemeye başladık.
Pastalarımız bittiğinde hesabı ödeyip yine motorlara bindik ve yolculuğa devam ettik birkaç saat sonra beacon hills'e varmıştık. Saat gecenin 4'üydü.
Hemen bizim için ayarlanan eve geçtik ve çantadan dosyayı çıkarıp incelemeye başladık.
Beacon hills'te olağan dışı cinayetler vardı. Dosyanın içinde birkaç fotoğraf vardı. Çıkarıp baktım.
Birinci fotoğrafta 20'li yaşlarda bir kız cesedi vardı. Boynundan başlayarak karnına doğru derin ve büyük pençe izleri vardı. Aslan yada başka hayvanın yapabileceği birşey değil gibi görünüyordu.
İkinci fotoğrafta 30'lu yaşlarda bir adam vardı. Onunda sırtından kasıklarına kadar derin pençe izleri vardı. Muhtemelen organları hasar gördüğünden ve kan kaybından ölmüştü.
Üçüncü fotoğrafta ise 10'lu yaşlarda bir kız çocuğu vardı.
