Bölüm: 2

7 1 0
                                    

Sage, zırh takımını çıkardıktan sonra rahatlamıştı. Tüm takım neredeyse kilosunun üçte biri kadardı. Eğitim alanındaki askerlere selam verdikten sonra yanına sadece miğferini almış ve krallığın arka bahçesine doğru ilerlemeye başlamıştı. Güneşin tam tepeye çıkmasına 1 mum var gibi görünüyordu; Ninorine her sabah bu saatlerde bahçede çizim eğitimi alırdı. Eğer keyfi yerindeyse ya satranç oynarlardı ya da herhangi bir konu hakkında sohbet ederlerdi. Geldiğini Nino'dan önce fark eden Davin hafifçe dizlerini kırarak ve başını eğerek onu selamladı. Selamına sıcak gülümsemesiyle karşılık verdikten sonra miğferini şarap ve 17 farklı çeşit peynirle donatılmış çatkının üzetine bıraktı. "Lord Agrican için çiziyorum." Sage çizime göz gezdirdikten sonra beğendiğini belirtircesine başını aşağı yukarı salladı. "Bu işi yapıyorsunuz leydim. Kaç senelik dostunuzum bana bir kere bile resim çizme lütfunda bulunmadınız." Ninorine güldü "Size layık bir resim yapacak kadar gelişmedim de ondan." Bu ikilinin arasındaki dostluk 3. Kişinin gözünden oldukça  cüzzamlı görünebilirdi ancak birbirleriyle alay ederek eğlenir ve birbirlerini ne pahasına olursa olsun korurlardı. Ninorine'nin hizmetçileri dışında pek arkadaşı yoktu; onun aksine Sage oldukça sosyal ve sıcakkanlı biriydi. Birbirlerinin zıttı olmalarına rağmen oldukça iyi anlaştıkları söylenebilirdi. "Bu akşam Lordun yapılacak olan ittifak için büyük bir yemek düzenlediğini duydum. Ne kadar doğru bilmiyorum lakin içim içime sığmıyor. O gelmeden resmi bitirmeliyim." Ninorine manzara, natürmort, nü çizimleri yapmayı pek sevmezdi. Bileği buna çok elverişli olsa da sıkılıyor ve başladığı resimleri bitirmesi uzun zaman alıyordu. Ninorine bu yüzden herkese resim çizmezdi; lakin lordun karnında uçuşturduğu kelebekler yüzünden resmi bitirmeye kararlıydı. Lordun ne zaman geleceği belli değildi, Davin diğer çalışanları aşlıkta konuşurken duymuş ve hemen leydisine haber vermişti.

Tüm dersleri biten Ninorine banda yıkandıktan sonra en güzel kıyafetlerinden birini giymek için dev giyinme odasında geziniyordu. İlk görüşme için seçilen renk ve kıyafetin abartısı önemliydi. Keşke en sevdiği rengi bilsem diye düşündü.

"Leydi Ninorine?"

"Leydi Ninorine, size bir mektup var efendim."

Ninorine hızlıca giyinme odasından çıktı ve Davin'in elindeki mektubu bi hışımla aldı.

Heyecandan göğüsündeki kaslar eriyormuş gibi hissetti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Heyecandan göğüsündeki kaslar eriyormuş gibi hissetti.

"Leydim,

Sizinle tanışmayı dört gözle beklediğimi söylemek isterim. Bu gece sizinle tanışma şerefimizin adına düzenlediğim yemeğe sizin için hazırlattığım elbiseyle gelmeniz beni çok mutlu edecektir.

Sevgilerimle...
 

                                                             Agrican"

Ninorine bayılacak gibi hissetti ve hemen kanepesine oturdu. "Bunu duydun mu Davin.. yemeği benim için düzenliyor. Üstelik benim için elbise bile hazırlatmış!" Davin, Ninorine'nin heyecanına ortak oldu "Hayır efendim mektup duyulmaz. Sizin adınıza çok sevindim." Ninorine yatağının üzerinde duran kırmızı kadife kaplamalı kutuyu daha yeni fark etmişti. Ceylan gibi sekerek yatağına gitti ve kutuyu açtı. Göğüs kısmı kırmızı güllerle kapatılmış kan kırmızısı saten elbisesi içindeki heyecanı başka bir boyuta taşımıştı.

Yemek saati yaklaşıyordu. Sage de günlük derslerini tamamlamış ve akşam yemeği için Ninorine ile birlikte beklemeye başlamıştı.
"Umarım resimdeki kadar yakışıklıdır, hayal kırıklığına uğramanızı istemem." Ninorine gözlerini devirdi "Ressamlar güzellik nedir bilmezler, olanı çizmekle görevliler."

İkili her zamanki gibi satranç oynuyordu. Beraber geçirdikleri vakti değerli kılan güzel bir oyundu. Ninorine daha önceden satranç eğitimi almıştı ama sıkıldığı için 1 senelik bi' ara vermişti. Bu arayı sonlandıran kişi ise Sage'ydi. Arkadaşlıklarını güçlendiren en büyük etken satrançtı.

4. Süresiz oyunlarına daha yeni başlamışlardı ki kapı çaldı ve içeriye Davin girdi. Ninorine, hizmetçisinin surat ifadesinden hoş olmayan bir şeyin yaşandığını anlamıştı. "Leydim..." Ninorine bu güçsüz seslenişten hoşnutsuz olduğunu belli ederek tek kaşını kaldırdı. "Leydim, Lord Agrican kendi düzenlemiş olduğu yemeğe katılamayacağını bildirmiş." Ninorine'nin dik oturuşu bozuldu ve omuzları düştü. "Ne demek bildirmiş? Bunu bana iletmek yerine neden 4 ve 5. kişileri kullanıyor!?"

Ninorine üzülmüştü.

Baya...

"Leydim, keyfinizi daha fazla kaçırmak istemem ama bu adamdan şimdiden hoşlanmadım. Koskoca rus lord Fransa'da yapacak başka ne iş buldu acaba!" Sage haklıydı ama Ninorine hemen kötü düşünmek istemedi. O kadar heveslenmesinden daha kötü bir şey varsa o da hazırlandıktan sonra bu haberi almak olurdu. Hevesi kırılmış olsa da daha en baştan bu kadar bağlanmak gereksizdi. Umursamamış gibi davranıp ayağa kalktı. "Hadi Sage, biz yemeğimizi yiyelim sonrasında bahçede biraz gezeriz." Sage modu düşük leydisini kırmadı ve onu onayladı.

Akşamki yemekten sonra Lord Agricanın dedikodusunu yapıp eğlenmiş, Ninorine'nin keyfi biraz da olsa yerine gelmişti.

Krallığa geri dönerken atlara bakıp iç çekmiş ve 500.000'inci hayalini kurmaya başlamıştı.








ŞERROOOOOO ekme makinesine bakın siz.

ŞERROOOOOO ekme makinesine bakın siz

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
꧁༺ 𝓐𝓻𝓶𝓪𝓰𝓮𝓭𝓭𝓸𝓷 ༻꧂Where stories live. Discover now