__ Bir daha Selen'in bir kilometre yakınında bile olmayacaksın! ... Alper bırak yoksa şimdi sana geçireceğim bir tane!

__ Sakin ol!

Ahh, aslında Korhan'la beraber Gediz'e dalmak istiyordu çok istiyordu ama böyle etraflarında pek çok seyirci varken değil!

Gediz ise gülümsüyordu, Korhan'ın kızarmış olan gözleri bile ayrı keyifti onun için. Belki erken ortalara atılmıştı ama pişman değildi.

__ Tamam, bırak diyerek sonunda kolunu kurtarmıştı Korhan ama Alper'in gözü hala dostundaydı. Korhan parmağını sallıyordu Gediz'e.

Senin derdin benimle... Eğer biraz erkeklik onurun varsa baş başa hesaplaşacağız seninle.

Selen tekleyen kalbiyle Korhan'ı dinleyerek ona doğru bir adım atmıştı, hayır! Her şey yine rayından çıkmak üzereydi!

__ Nasıl olacak o? Şu eski filmlerde ki gibi gece yarısı futbol oyun sahasında mı buluşacağız?

Korhan tam ağzını açıyordu ki Selen bu defa görmezden gelinemeyecek şekilde araya girmişti. Hem de tam Gediz ve Korhan'ın arasında duruyordu ve vücuduna yayılan o hafif titremeyi durdurmak istercesine kollarını kendisine sarmıştı ama sesi güçlü ve kararlı çıkıyordu.

__ Hayır diyorum! Anladınız mı, hayır!

Gediz'le arasında sadece birkaç adım vardı ve Korhan o kadar yakın durmasına dahi dayanamayacak bir haldeydi.

__ Selen, çekil...

Umursamıyordu Selen, gözlerini Gediz'in kara gözlerine dikerken her şeyin sorumlularından biri olan o adamı elleriyle boğmak istiyordu. Ama... Artık bitsin istiyordu, sevdiği adamla normal bir hayat istiyordu sadece!

Dudaklarından çıkan kelimeler birer isyan niteliğindeydi.

__ Hayatımızı mahvettin, dağıttın mutsuz ettin! Ölebilirdik bile... Ne istiyorsun, ölmemizi mi, o zaman rahatlayacak mısın?

Selen dağılmış ve ürkmüş o haline rağmen bir taraftan öyle saldırmaya hazır görünüyordu ki Korhan hayrandı ona! Ama bu şekilde yıpranmasına izin vermeyecekti. Selen'i omuzlarından tutup onu sararken tehdit dolu bakışları Gediz'deydi. Gediz ise artık gülmüyordu, gözleri Selen'deydi. Ahh! O iğrenç karanlık gözleri dokunmuyor muydu sevdiği kadına onu elleriyle boğmak istiyor, midesi bulanıyordu. Onunla karşı karşıya gelecekti, evet baş başa... İster sadece yumrukları konuşacaktı isterse de bıçakları... Ama o pislikle karşı karşıya gelecekti kesinlikle! Başka yolu yoktu ama önceliği sevdiği kadındı, o yüzden yumruk olmuş ellerini serbest bırakmaya gayret ederek Selen'i korumak istercesine tamamen kollarının arasına aldı onu ve eve doğru götürmeye başladı. Ancak sonra... Sadece iki adım sonra kollarında ki o narin bedenin titremeye başladığını hissetti Korhan... Bir an kaşlarını çatarken hızlandırmıştı adımlarını! Oysa Selen üşümemişti, tam tersi içi yanıyordu! Damarlarında dolaşan kan alev topu olmuş tüm vücudunu sarmışken bunun aksine kapatamadığı dudakları bile titriyordu. Korhan'ın kolları arasında kasılıp kalmıştı, kendini serbest bırakmaya çalıştı yavaşça ama yapamadı. Sessizce itaat ederek Korhan'ın kendisini bir koltuğa oturmasına izin verdi ve kontrolünü ele almaya çalışarak gözlerini karşısında ki mavilere kaldırdı. Korhan Selen'in önünde diz çökmüş çok ama çok endişeli görünüyordu! Sonunda üşümediğini anlamış olmalıydı ve gerçekten rezil oluyordu, bu kadar zayıf olmamalıydı ama lanet olsun ki o aptal titremeyi durduramıyordu!

__ Ben... Sıcak bir şeyler getireyim!

Çağla'nın sesiyle Selen hafifçe titreyen başını ona doğru kaldırdı ve hemen ardından başını sallayarak o halini gizlemek istercesine ellerini başının arasına aldı!

Korhan dayanma sınırını çoktan geçmişti. Kıyamazdı ona... O haline, kendisiyle verdiği amansız savaşa dayanamazdı! Koltuğa hızlı bir şekilde geçerek Selen'i kollarının arasına çekti. Vücudunun bitmeyen titreyişi kalbini sızlatıyor acı veriyordu!

__ Aşkım, dedi Korhan kulağa kadife gelen yumuşacık bir ses tonuyla.

Hadi, serbest bırak artık kendini...

Verdiği o tepki karşısında utanıyordu Selen. Gururunu kurtarmak istercesine konuşmaya çalıştı titreyen sesiyle.

__ B-ben... İyiyim. K-kork-madım. S-sadece...

__ Şşş...

__ Durduramıyorum!

__ Biliyorum bebeğim...

Biliyordu, artık tüm bu olanları kaldıramıyordu o güzel ruhu. Koruyamıyordu onu stresten, o adi herif aralarında rahatça dolaştıkça da asla koruyamayacaktı.

__ Bir tanem, gel hadi...

Selen nereye gideceklerini önemsemeden biraz zorlansa da doğruldu olduğu yer de ve aynı an da Korhan kucağına aldı onu. Selen tepki verememişti, gözlerinin dolması dışında...

__ Banyonuzu kullanacağız.

__ Tabii ki!

Korhan Alper'in hüzünlü bakışları arasında Selen'le birlikte banyoya girerek Selen'i küvetin geniş tarafına oturttu.

__ Hemen geliyorum.

__ K-korhan!

Korhan arkalarından kapıyı kilitlemiş ve bir iki dolap karıştırdıktan sonra işine yarayacak bir havlu bulmuştu.

__ Bekleyelim... Geçecek...

Nasıl hiçbir şey yapmadan bekleyebilirdi ki? Korhan tekleyen kalbiyle ona yaklaşarak dudaklarını Selen'in yanağına bastırdı yumuşacık...

__ İtiraz etme, lütfen... Bana bırak...

Hala titrerken onunla tartışmak çok zordu ve açıkçası o güzel gözleri öyle üzgün ve çaresiz görünüyordu ki... Susmayı tercih etti. Korhan sıcak suyla küveti doldurduktan sonra Selen'in kıyafetlerini büyük bir özenle çıkardı yavaşça. Tek tek... Onu incitmekten çekinircesine... Ve sadece bir dakika sonra Selen ılık bir suyun içindeydi tamamen. Korhan'da gömleğinin kollarını dirseklerinden yukarı sıvamış, yerde dirseklerinin üzerinde duruyordu. Elleri suyun içinde, Selen'in vücudundaydı. Öyle bir koruma içgüdüsüyle öyle sevecen yaklaşıyordu ki... Selen gözlerini kapatarak rahatlamaya çalışırken hissettiği o huzurun suyla hiçbir ilgisi yoktu! Bir an önce normale dönmeyi en çok Korhan için istiyordu.

Ve kısa bir sessizliğin ardından nihayet titremeler azalmaya başlamıştı. Selen derin bir nefes alarak araladı gözlerini. Korhan'ın dikkati, şefkat dolu bakışları üzerindeydi.

__ Sıcak su iyi geldi...

Kısık çıkan o ses üzerine Selen midesinin biraz üzerinde duran o koca elin üzerine bırakmıştı elini.

__ İyi gelen sensin... Ama buruş buruş olmadan buradan çıkmak istiyorum.

Selen yorgun düşen bedeniyle ayağa kalkarken bu sözlere gülümsedi Korhan, hiç vakit kaybetmeden Selen'i hazırladığı havluya sarmıştı. Havluyu onu kurulamak istercesine ileri geri kımıldatırken Selen o güzel yüzünü kaldırdı ona doğru... Kıvırcık dağınık saçlarının arasından görünen o bembeyaz teni, küçücük biçimli burnu... Hafif dolgun öpülmeye çağıran o tatlı, masum duran dudakları... Hele o bal renginde sıcacık bakan gözleri... Ne kadar güzel bir şeydi Selen! İçi gidiyordu... Dayanamayarak burnuna küçük bir öpücük kondurdu. Dudaklarını çektiğinde... Nefesleri birbirine çarpıyordu.

__ Aşkım benim... Hiçbir şey senin sağlığından önemli değil.

__ Benim içinde öyle, derken Selen ıslak elini Korhan'ın yumuşacık yanağına doğru götürmüştü.

O yüzden lütfen, lütfen... Tehlikeye atma kendini.


Yoksaa heyecanlı anlar bizleri mi bekler :))


Canlarım... Keyifli okumalar!

Kor GibiDove le storie prendono vita. Scoprilo ora