Bu durum sinirlenmeme, ve sinirden kıkırdamama neden oldu. Hafif aralık dudaklarımdan titrek bir nefes alıp, yavaştan yumruklarımı sıkıp güç uygulamaya başladım.

Zaten sabahtandır düşünüyordum. Acaba içimdeki o canavarı kim çıkartacak diye!!. İşte o şanslı kişi, tamda karşımda durmuş, beni ve benimle beraber gelen diğer üç kişiyi kendince alay ederek küçük düşüren kişinin ta kendisiydi.

Müthiş bir öfke beynimde kol geziyordu şuan. Öfkeli gözlerime tezat olarak dudaklarımı gerdirip seğirmesine neden oldum.

"Tamam amca, haydi gidelim!!"

Amcamın sinirli bakışları ise, hala Zafer'de takılı kalmıştı. Çok haklıydı. Darbe günü Cemal olmasaydı, Amcam şuan yaşamıyor olacaktı belki.
Çünkü Alptürk, Zafer'in kolundan tuttuğu gibi bir sokağa sapmış, izini kabetmişlerdi.

Lakin Zafer ne hikmetse teslim olmuştu.
Bu da iyiye işaretti. En azından cezasını çekip, öyle dışarı çıkmıştı. Döneklik yapmamıştı.

"Gidelim aslanım...gidelim"

Belimde duran ellerini tekrar hafiften, ittirdi. Zafer'in yanından tam geçip gidecekken, amcamın elinden kurtulduğum gibi Zafer'in yakasına yapıştım ve sağ kaşına denk gelecek şekilde dakikalardır sıktığım yumruğumu geçiriverdim

Ona vurmamla, kaşının hafiften kanaması bir oldu.

"LAAN" diye kükreyen kardeşi Turan, beni arkaya çekmeye çalışan amcamla beraber arkaya doğru bir adım kadar sendelip çabucak toparlandım ve gür sesimle bağırarak küfretmeye başladım.

"Sen kim oluyorsun da piç diyorsun LAN, ORUSPU ÇOCUĞU"

Turan bana doğru gelip "Seni siktim oğlum, yerinde olsam, şuan kaydımı yapmazdım" diye bağırdı ben gibi.

Turan benimle aynı boylardaydı.
Aynı kalıptaydık. Abisi hapishaneden çıktıktan sonra direk abisine benzemeye çalışmış sanırım. O da, abisi gibi siyah İspanyol kumaş pantolon giymiş, üstüne de kendisine yapışan beyaz bir gömlek, tıpkı abisi gibi bıraktığı hilal bıyıkları ve yana doğru taranan hafif uzun siyah saçları...

En az abisi kadar, ben ülkücüyüm diye bağırıyordu. Uzakdan bakınca, abisinin gölgesinde kalmış biri gibi duruyordu. Yakınına gelince, imza ve kaşenizi basıyordunuz ama.

"Siktir git lan, amına koyduğum çocuğu. Bize yaptıklarınızı burnunuzdan fitil fitil getirmezsem, bana da Bışar demesinler ulan" diye fakültenin koridorunu inlettim. Amcam ise, hâlâ belimden tutmuş, arkaya doğru çekerej sinirle "Lan yürü kaydını yapmadık daha" diye söyleniyordu

Zafer ise, bir milim dahi yerinde kımıldamadan, elini cebindeki beyaz mendile attı ve sinirli bir şekilde bana bakarak elini kaldırıp kaşına götürdü. Akan kanı bir anda temizleyiverdi. Kan olmuş mendile gözünün önüne getirmeden tekrar cebine iliştirip havada asılı kalan tek kaşıyla yüzüme bakarak, dilini dişlerinin üzerinden gezdirdi.

Tekrar parmağını bana yönelik olarak kaldırıp "Umarım bu seninle ilk ve son karşılaşmamız olur, Velet. Bir dahakine değil amcan, Allah'ın gelse seni elimden alamazlar"

"Lan siktir, Amcam'a yaptıklarını burnundan getirmeden bu dünyadan göçers..." Ağzıma kapanan elle sustum

"Bittin oğlum sen. Ahdım olsun ki bittin. Lise zamanlarını arar olacaksın"

Turan'ın kalın sesini duymamla, ona tekme atmam bir oldu. Lakin amcam beni geriye biraz daha itince, attığım tekme boşa gitmiş oldu. Ona yanardım işte...

Benim yerime Memo salladı tekme salladı ona.
Turan, hızla kendine gelerek, Memo'nun yakasına yapışmaya çalışacak iken
Devrim başkan Memo'nun ensesinden yakaladığı gibi, öğrenci kayıt bölümüne doğru koşar adım götürdü.

Hemen ardından Amcam sinirli ve kalın ses tonuyla Zafer'e parmak kaldırarak "Al lan kardeşini, sakın benim yeğenlerimle muhatap olmaya çalışmasın. Bu sadece ikimizin meselesidur" dedi

Ama ben bir şekilde seve seve meseleye dahil olmuştum. Geri dönüşü yoktu artık.
Dört yıl boyunca da bunlarla aynı şehirde nefes alacaktım. Aynı üniversiteyi paylaşacaktım.

Onlar durduğu kadar ben de duracaktım. Yani umarım...

Sinirden çenesi kasılan Zafer ise, alnında süzülen kanı umursamadan, aynı görüntü, aynı sinir ve aynı yüksek ses frenkasıyla öfkeli bir şekilde Amcam'a çenesini kaldırdı

"Sende yeğenine sahip çık. Bir dahakine bu kadar tölerans göstermem. Bu sefer ölüsünü bulursun yoksa" diye göz dağı verdi.

Biz yürümeye öğrenci kayıt bölümüne adımlarken arkamızdan tekrar tıslayarak konuştu "Beni tanıyorusun az çok Ahmet. Neler yapabileceğimi de biliyorsun!!"

Amcam onu daha da siklemeden omuzlarımdan, tutup yürümeye devam etti. Tam bir şey diyecektim ki, sinirli bir şekilde bana dönerek

"Kes sesini, ağzını açarsan sikerim belanı"

Sinirli bir şekilde konuşması, korkudan yutkunmama neden oldu. Biliyordum. Kayıttan sonra Amcam tarafından güzel bir fırça yiyecektim. Ya da hayatım kaymasa iyiydi aslında...

🍂

Medya Bışar'ın amcası meşhur Ahmet

Medya Bışar'ın amcası meşhur Ahmet

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
PARÇALI HAYATLAR     SAĞ-SOL.  Where stories live. Discover now