1.1

433 57 62
                                    

Üçü de birbirinin yüzüne odaklanmış bakarken bu bakışmayı aşırı ses den dolayı uyanan chan bozmuştu.

Saçlarını karıştırarak hyunjin'in odasının önüne gelmiş ve yarı kapalı gözleriyle içeri de ki gençlere bakmış,"bu kadar ses yapmanıza hâlâ alışamadım ben"diyerek odanın önün den uzaklaşıp merdivenlerden inmişti.

Chan'ın sesini duyup ilk kendine gelen seungmin olmuş, onu saran kollar dan ve iki yanına kolunu koyan hyunglarının arasın dan çıkmış, chan'ın peşinden gitmeden önce de içeri de ki ikiliye seslenmişti.

"Kahvaltı hazır, gelin hızlıca"hyunglarının cevabını beklemeden odadan çıkıp salon da sevgilisi ile konuşan chan'ın kolunun altına girmişti.

Odada yanlız kalan ikili ise seungmin seslenişin den sonra birbirlerin den ayrılmış,"şey... Ben de gideyim, sen de hazırlanıp aşağı gel hızlıca."diyerek odadan dışarı çıkmıştı minho. Hyunjin sadece başını sallayarak onu onaylamış ve Minho çıktıktan sonra da derin bir nefes almıştı.

Açık kapısını kapatıp elini hızla çarpan kalbinin üzerine koymuş ve hissettiği kalp atışları ile başını iki yana sallayarak, arkasını yasladığı kapıdan ayrılıp üzerini değiştirmek için dolabının önüne geçmişti. Kalbi yanlış kişi için atıyordu.

Seungmin merdivenlerden inen minho'yu görmesiyle sarıldığı chan dan biraz ayrılmış, "hyunjin hyung nerede?"demiş, minho da biraz dan gelir diyerek mutfağa geçmiş, bir bardak su içtikten sonra gözleri iştah açıcı gözüken kahvaltı da takılı kalmıştı. Kahvaltıya bakarken yüzün de bir gülümseme oluşmuş, içeri de oturan seungmin'in yanına yüzün de ki gülümsemeyle gitmişti.

Hâlâ chan'a sarılmış, bir kulağı chan'ın telefonun da Chan ve changbin'in konuşmalarını dinleyen küçüğünü görünce kıkırdamıştı. Bu görüntü fazlasıyla tatlı bir görünüme sahipti. Seungmin'in diğer tarafına kendi oturmuş, seungmin'i belinden tuttuğu gibi kendisine çekmişti. Seungmin'in elleri kendi göğüsün de kendi elleri ise küçüğünün belin de idi.

Bir kaç saniye de chan dan ayrılan seungmin ise neye uğradığını şaşırır iken büyüttüğü gözleriyle minho'ya bakmıştı.

Minho önün de ki bu tatlılığa gülümsemiş, seungmin'in bir şey demesine fırsat vermeden dudaklarını, küçüğünün sol yanağına bastırmış ve yumuşak bir öpücük kondurmuştu. Seungmin beklemediği öpücük ile iyice şaşırmış, şaşkınlık dan dolayı aralanan dudaklarını birbirine bastırmıştı. Minho'nun bakışlarını saniyelik olarak bastırılmış duraklara giderken kendine gelip,"kahvaltı için teşekkür öpücüğüydü" diyerek kendisini açıklamıştı.

Seungmin anladığını belirtecisine başını sallamış, merdivenlerden inen hyunjin'in sesini duyması ile de minho dan ayrılmış ve tekrar chan'ın telefon konuşmasını dinlemeye başlamıştı.

Hyunjin de, minho gibi ilk mutfağa geçmiş, gördüğü hazır kahvaltı masası ile mutfaktan çıkmış, salona geçerek minho'yu oturduğu koltuktan zorla kaldırmış ve  chan'ın konuşmasını dinleyen seungmin'i bu sefer o, çekmişti kendisine.

Seungmin günün ikinci şaşkınlığını yaşarken yanaklarına hızlı hızlı değen dudaklar ile şaşkınlığı artmıştı. Kendisine gelip ellerini hyunjin'in göğüsüne yaslayarak kendisin den ayrımaya çalışmış ama gücü yetmeyince karşılarında ki koltukta oturan minho'ya yardım istemiş, minho ise başını iki yana sallayarak seungmin'in yardım isteğini red etmişti. Sabah yaşadığı olayın öcünü alıyordu bir nevi.

"Yah! Size bir daha kahvaltı hazırlamayacağım. Uzak durun bende! Chan hyung yardım et!"diye söylenen seungmin ile hyunjin, küçüğünün yanaklarını serbest bırakmış fakat sıkıca sarılmaya devam etmişti. Chan ise sabah dan beri sevgilisi ile rahatça konuşmadığı için üçlüyü salon da tek başına bırakıp odasına geçmişti.

"Sen de hain çıktın chan hyung!"diye bağırmıştı seungmin, chan'ın peşinden. Hyunjin ise seungmin'in dediği ile bir kaç dakika önce yaşananlar aklına gelmiş, kolları arasın da ki seungmin'i rahat bırakarak hızlıca ayağa kalkmıştı.

"Kahvaltı iyice soğuma dan gidip yiyelim"demiş ve mutfağa geçmişti hyunjin. Onun bu hareketine anlam veremeyen ikili ise bir şey deme den hyunjin'in arkasın dan mutfağa geçmiş, seungmin de chan'a bağırmış ve kahvaltıya gelmesini istemişti.

Sonunda dört genç de kahvaltı masasına oturmuş, afiyetle kahvaltılarını yapmışlardı. Güzel sohbetler eşliğinde biten kahvaltı ile seungmin ayağa kalkıp odasına geçmek için mutfak tan ayrılacağı vakit minho'nun sesini duyması ile gergin bir şekilde tekrar arkasını dönmüştü.

"Bugün hepimizin de işi yok. Bu yüzden felix ve yeonjun'u da çağıralım da birlikte vakit geçirelim"diyen minho'yu chan başını sallayarak onaylamış, hyunjin de heyecanla kabul etmişti. Üç hyungunun gözleri kendisin de toplandığını yeni fark eden seungmin,

"Benim bir arkadaşım ile ortak ödevim var. Bir kaç saat yokum ben ama siz çağırın gelince ben size katılırım. Siz sormadan söyleyeyim arkadaşım kai ki siz de tanıyorsunuz. Şimdi ben çıkıyorum. Siz de masayı güzelce toplayın, mutfağı tertemiz yapın sonra da hyunjin hyung gidip marketten abur cubur alsın. Ben de ödevimi hızlıca bitirip yanınıza gelirim. Anlaşıldı mı? Anlaşıldı tabi ki."

Üçünün de konuşmasına izin vermeden mutfaktan çıkıp üst katta bulunan odasına geçmişti. Odaya girdiği gibi kapıyı kapatmış ve derin bir nefes almıştı. Hyunglarına yalan söylemek hiç istemezdi fakat bir süre bu durum dan bahsetmeyeceği kesindi.

Çalışma masasının üzerinde duran telefonunu eline almış ve bilinmeyen kişi den mesaj var mı diye kontrol etmişti. Gördüğü mesaj ile içini yine bir sıkıntı kaplamıştı.

Bilinmeyen numara
Saat dokuz da attığım konum da ol
Yanlız geleceğini zaten akıl etmişsindir diye düşünüyorum
07.52
Görüldü

Bilinmeyen numara çevrimiçi

Yazıyor...

Bilinmeyen numara
Saat işliyor seungmin
Tam zamanında orada olmazsan hiçbir şey öğrenemezsin
Tik tak, tik tak
08.01
Görüldü

🤎🖤🤍


Kısa oldu gibi ama diğer bölümü hızlıca yazıp daha erken atmayı düşünüyorum

Öpüldünüz 😽😽😽😽

çocukluk aşkı☆hyunseunghoWhere stories live. Discover now