7. Bölüm: Fotoğrafın Kirli Yüzü

123 9 43
                                    

"Antonio..." dedim etrafa bakarken. "Neden burada yemek yiyoruz? Hem herkes nerede?"

Sevmediği, iş için kullanılan salondaydık. Akşam yemeğini buraya hazırlatmış Antonio. Çalışanlardan birisi bunu söylediğinde çok şaşırmıştım. Başbaşa neden burada yemek yiyorduk ki?

"Gel Rose..." dedi ve sandelyemi çekti. Yanına ilerleyip çektiği sandelyeye oturdum. Ve bir cevap beklercesine yüzüne bakmaya başladım. Mavi gözleri ifadesizdi. Bir görevliye işaret verdiğinde yemek servisi başladı. O servisi izlerken ben onu izliyordum ve gerilmeye başlamıştım.

Gerçekten neden buradaydık?!

"Antonio konu-"

"Yesene..." dedi cümlemi tamamlamama fırsat vermiyerek. "Senin için yaptım."

Önüme katılan yemeğe baktım. Şiş kebap mı yapmıştı?

"Arrosticini..." dedi.

Tadına baktım güzeldi ama makarnası kadar değildi. Normalde şiş kebap bu diye gastronomik bir tartışmaya girerdim ama hem bu salonda bulunmak hem de Antonio beni çok geriyordu.

Yine de dayanamadım ve "Bir spagettin değil ama..." diye mırıldandım.

Gülümsedi ama gülümsemesi çok samimiyetsizdi. Sahteydi. Bu noktada oluşan derin bir sessizlikle yemeğini yedi Antonio. Ben de yemiş gibi yaptım. Bir an önce bu odadan çıkmak istiyordum.

"Şimdi sıra tatlı da..." deyince Antonio tabağımdaki bakışlarım kendisine döndü. Yanımda kapalı duran tabağı gösteriyordu. "Aç hadi..." dedi. Dediğini yaptım ve kapağı açtım ama keşke açmasaydım.

Karşımda Ivan'la masada olan fotoğraflarımız vardı. Zorlukla yutkunurken Antonio'ya döndü bakışlarım.

"Antonio bak hiçbir şey göründüğü gibi değil."

Soğuk bir şekilde güldü.

"Rose... Rose... Rose..." dedi ürkütücü bir şekilde Antonio. Tüylerim diken diken olmuştu. "Bana yalan söyledin... Evden kaçtın... Bu herifle buluştun... Sence de görünenler tam olarak bundan ibaret değil mi?"

Ayağa kalktım. Ona doğru adımlamaya başladım.

"Hayır Antonio öyle değil bak bir dinle be-"

Masaya sert bir şekilde vurdu. Hem sesim hem adımlarım durdu. Onu ilk defa böyle görüyordum. Tanımadığım birisi gibi. Şeytan diyorlardı ona. Gerçekten karşımda bir şeytan mı vardı?

"Konuşma! Sesini duymak istemiyorum!" diye bağırdı. Bir adım geriledim. Gözlerini kapattı. Ellerini yumruk yaptı. Tekrar açtığında öfkeyle bakıyordu bana. Ayağa kalktı. Gözlerindeki öfkeye inat sakindi adımları.

"Sana bana yalan söyleme demiştim..." dedi. Tek kaşı havaya kalktı. "Ama söyledin..."

Gözlerim dolmuştu. Ama karşısında ağlayacak değildim. Bir fotoğraf ile yargılayan bir adam için ağlayamazdım.

Bir şeyler daha söyleyecek gibi dudakları aralandı sonra geri kapandı.

"Riccardo odanda seni bekliyor. Git ve ne açıklaman varsa ona yap."

Arkamı döndüğümde söyledikleri kalbime bir ok gibi saplandı.

"Ben bu salonda yalancı, samimiyetsiz, sevmediğim insanlarla yemek yerim hep... Bu salonda karşımda olmana değmiştir umarım o masada o herifle oturmak. Yoksa çok yazık sana Rose..."

Gözlerim hayalkırıklığıyla kendisine dönünce kaşlarını çatarak bana baktı. Kafamı iki yana sallayıp salon kapısına ilerledim. Hiçbir kelimeme değmezdi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 05, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KALBİMDEKİ YABANCI Where stories live. Discover now