11.Bölüm

137 9 1
                                    

3 Gün sonra

Alkan hastaneden çıkmıştı. Beyefendiye ne kadar diretsem de benimle kendi yatağında yatıp uyumak istiyormuş. 

Tabi yaralı olmasa uyuyup yatmak yerine daha farklı şeyler isterdi orası belli.

Alkan'ı öldürmeye çalışan kadın bulunmuştu. Tabi ölüsü. Belli ki işleri bittikten sonra öldürmüşlerdi kadını. İlk başta iyi olmuş derken sonra aklıma belki de kadını çocuklarıyla tehdit etmişlerdir diye düşündüm. Ama bu Alkan'ı gözlerimin önünde kaybedeceğim gerçeğini değiştirmiyordu. Ben kendimi bu düşüncelerle yerken salonda uzanan Alkan'ın sesini duydum.

"Bebeğim bakar mısın?"

Oy götünü mıncırdığım ya  

Ocaktaki çorbanın altını kısıp mutfaktan çıktım ve salona doğru yürüdüm. 

"Efendim"

"Efendim değil kölenim." Alkan'ın tebessüm edip söylediği şeyle ağızım kulaklarıma vardı. 

"Oy gülen dudaklarını yerim. Gel bir yiyeyim."

"Alkan!"

"Hakkım ama"

"Zaten seninler." deyip Alkan'ın yanına adımladım ve ona kısa ama etkili bir öpücük bıraktım.

Alkan'ın dudaklarının kıvrıldığını hissediyordum.

"Söylesene başka nerelerin benim." 

Bu çocuk bel altı vurmadan duramıyor muydu? Her yanım kıp kırmızı olmuştu işte!

"Tamam tamam utanma evlenince artık."

Daha fazla bu konuda konuşursak yüzüm domatesin ta kendisi olabilirdi. "Ne diyecektin sen."

"Hiç seni özledim."

"İki dakika çorba yapmaya mutfağa gittim."

"Senin için iki dakika benim için bir ömür. Biliyorsun yaşlılık, çok zamanım kalmadı. Evlensek mi? Daha fazla zaman kaybetmeyelim. Evet evet evlensene benimle. Boy boy çocuk yapalım. Çocuklarımın annesi, benim karım ol. Bence daha fazla zaman kaybetmeyelim." 

Ben Alkan'a şaşkın şaşkın bakarken o gayet ciddi duruyordu. Ama şimdi Alkanla evlenip çocuk yapmak çok iç açıcı ve reddedilemez bir teklifti.

Sakin hızınızdan geçilmiyor. Daha 1 hafta olmadı.

Olabilir ama uzun zamandır seviyoruz birbirimizi. Sadece yeni sevgili olduk o kadar.

Ama yine de erken biraz vakit geçirin. Çocuk oldu mu vakit kalmayacak birbirinize dimi.

Çok doğru.

Hem sen bu yaşta hazır mısın ki

Aklımı çelme iç ses 

Doğruları söylüyorum sadece. Daha okulun var Arden.

Uh pekala

"Alkan ciddi misin?"

"Evet."

"Daha erken değil mi?"

Alkan'ın yüzü düşmüştü.

"Yani doğru söylüyorsun. Daha 1 hafta bile olmadı. Üzgünüm, haklısın. Sormamalıydım. Bir an boş bulundum."

Yüzün düşmesin çocuk dayanamam ki.

Alkan'ın yüzünü avuçlarımın arasına aldım. Yeni yeni çıkmış sakallarını okşarken "Öyle demek istemedim. Tabi ki de seni seviyorum. Sadece daha okulum var ve senle doğru düzgün vakit geçirememişken çocuk yapmak istemiyorum. Çünkü daha sana doyamadım ki ben. Bu demek değil ki senle bir geleceğim olmasın. Tabi ki de çok isterim. O yüzden düşürme o suratını. Seviyorum seni."

Alkan sakallarını okşayan elimin üstüne elini koyup tebessüm etmişti.

"Bencillik ettim. Özür diler-"

Alkan'ı öpmüştüm. "Benimle gelecek hayalleri kurduğun için özür dileme. Asıl hayallerinde yer aldığım için teşekkür ederim sevgilim."

"Sadece düşününce sen okulunu bitirdiğinde 28 yaşında olacağım. Ve evlenip çocuk yapana kadar anca 30 olurum herhalde. Düşünsene saçlarıma ak düşmüşken sen taş gibi kalacaksın ve daha da olgunlaşacaksın. Çocuğumuzu parka getirdiğimizde beni senin baban bile sanabilirler. Allah'ım kabus gibi!"

Alkan'ın kafasında kurduklarını şaşırarak dinliyordum. Çocuğumun aklına kimler sokmuştu bu saçma şeyleri böyle. Kendini 70 yaşında mı sanıyordu bu adam. 

"Hey Alkan kendine gel. 70 yaşında olmayacaksın ki. Hem sen gayet yakışıklı ve fit birisin. 30 yaşında neyin yaşlılığı. Kim sokuyor bu saçma şeyleri aklına."

"Cidden mi? Yani sen şimdi bebeğimizle gezmeye çıktığımızda yakışıklı ve genç birini bulup beni bebeğimizle tek bırakıp o adamla kaçmayacak mısın?"

"Alkan iyice saçmalıyorsun ama. Asla seni bırakmam. Hele gene evlenip çocuğumuz olduğunda. İşte o zaman tam anlamıyla benden kurtulmak istesen de kurtulamazsın. Söyle dedim kim söyledi bunları?"

Söylediklerimle Alkan'ın yüzü rahatlarken "Caner" demişti.

Caner ha kıskanç Caner, şerefsiz Caner. Ben ona gösterirdim sevgilimin aklına soktuğu o saçma şeyleri yedirtecektim ona.

"Sevgilim, gerçekten öyle bir şey yok. Senden daha yakışıklı ve genç birini bulup seni terk etmeyeceğim. Hem bence senden daha yakışıklı ve genç birini düşünemiyorum. Beyefendi aynadaki adamın nasıl göründüğünden bihabersiniz galiba."

Alkan yaklaşmaya başladı. "Öyle mi diyorsun."

Bende yaklaştım. "Öyle diyorum."

"Arden"

Ben anın büyüsüne kapılmışken "Hı"

Alkan gülmeye başlamıştı. "Mutfaktan bir koku geliyor ama. Tabi belki bizim yangınımızdır. Ama sen yine de bak bi."

Aklıma dank eden gerçekle hızla Alkandan uzaklaşıp mutfağa koştum.  

"Allah'ım gitti bütün çorba. Of Alkan hep senin yüzünden ne diye bir anda aklımı başımdan alıyorsun ki."

"Hayatımın anlamı ben senin aklını hep başından alıyorum zaten. Hiç beni suçlama."

Mutfaktan çıkıp Alkan'ın yanına gittim. "Alkan aç kaldın farkında mısın?"

"Sana açım ben. Sen doyurursun beni."

Pekala çok cazip bir teklif ama sakin ol Arden sakin. Babaannen Arden babaannen! Düşünme düşünme! 

Beni Alkan'ın üstüne atlamamı engelleyen şey

Bir eve gelişiydi bizi beraber yapan, birinin gelişiydi yapacaklarıma mani olan...

_________________________________________

Evet babaannen Arden evet düşünme öyle şeyler ayıp ayıp 

Sizde bir rahat bırakmadınız bu çocukları bırakında ekmeklerine baksınlar ama dimi sürekli bir basmalar falan


























KOMUTANIM| Yarı Texting Where stories live. Discover now