"Bizi sık sık ara görüntülü ara eğer mümkün olursa ziyaretimize gel. Ben seni okumak için başka bir şehire gitmiş varsayacağım. Kendine dikkat et." Bana doğru gelip kollarının arasına aldı.

"Seni çok seviyorum. Elimden gelse de seni alıp gitsem ama bunu yapamayacağımızi biliyorum. Ne olur beni affet. Seni burada bırakmak zorunda olduğum için beni affet." Diye fısıldadı kulağıma doğru. Gözümden düşen yaş onun omzuna aktı.

"Bende seni çok seviyorum abla. Sana kırgın değilim olması gereken bu." Geri çekilince yüzümü ellerinin arasına alıp yanaklarıma dudaklarını bastırdı.

"Seni çok seviyoruz. Bizim için kendine iyi bakacaksın." Göz yaşlarım kalbime iğne gibi batıyordu. Başımı sallarken dudağımı ısırdım.  Haykıra haykıra ağlamak istiyordum.

Ablam önümden çekilince abime doğru yürüdüm. Yüzü allak bullaktı. Onu anliyordum ama mecburduk. Önünde durunca onunda gözünden damlayan yaşı hızla sildi. Güçlü görünmek istiyordu. Görünmesine gerek yoktu o zaten güçlüydü.

"Abi-"

"Abim." Deyip beni kollarının arasına aldı. Saçlarıma dudaklarını bastırdı.

"Her zaman ara bizi. Bir şey olursa da ara asla kendini yalnız hissetme." Ağlamam şiddetlenirken geri çekildim.  Elleriyle yüzümü kafesledi. Gözlerini arkamdaki Demire dikti

"Sen sahipsiz değilsin. Yalnız hiç değilsin. Bunu unutma." Deyip tekrar bana baktı. Gözleri anında yumuşarken Yanaklarımı öpüp,

"Sen benim göz bebeğimsin unutma." Başımı sallarken gülümsemeye çalıştım.

"Unutmam."

Abim ve ablam evden çıkarken sadece arkalarından bakmak zorunda kaldım. Ablam kendini suçlu hissedecekti biliyorum ama ben elimden geldiği kadar ona kendisini iyi hissetsin diye burada çok mutluymuşum gibi davranıp onların aklını kendimde bırakmayacaktım.

Anlamların olduğu araba evin önünden uzaklaşınca Demiri salonda diğerleriyle bırakıp yukarıya kaldığım odaya çıktım. Kapıyı arkamdan kapatıp yatağa girdim. Zaten uykusuzdum o yüzden uyuyacaktım.

Aslında unutmak için uyuyacaktım. En azından bir kaç saat...

.

Gözlerimi araladığımda güneş batmak üzereydi yani ben sabahtan beri uyuyordum. Banyoya girip yüzümü yıkayıp çıktım. Saçlarımı yukarıda sıkı bir topuz yapıp aşağıya indim aşağıda kimse yoktu kaşlarım çatıldı.

Merve neredeydi?

Tekrar yukarıya çıkıp Demirin odasının önüne geldim büyük ihtimalle o uyuyordu. Yarası hala çok derindi çünkü. Kapıyı yavaşça açıp başımı hafif içeriye uzattım. Demir odada yoktu içime garip bir his oturdu. Kaldığım odaya girdim hızla.

Telefonu alıp ekrana baktım ablamlarin aradığını görünce şaşırdım normalde beni arayamıyorlardı. Hemen onları arayıp kulağıma götürdüm.

Bir kaç çalıştan sonra açıldı

"Lalem." Diye konuştu ablam

"Abla aramışsın ama duymadım yani nasıl arayabildiğinizi de anlamadım. Normalde arayamıyordunuz."

"Uçaktan içince aradık şansımızı deneyelim diye arandı." Kaşlarım çatıldı ama ablama belli etmemeye çalıştım. Evde kimse yok ablamlar artık beni arayabiliyor

"Anladım abla. Nasılsıniz peki abim nasıl?"

"İyi merak etme sadece çok yorgundu. Koltukta uyuyakalmış. Sen nasılsın?"

"İyiyim ben. Her şey yolunda abla aklınız kalmasın." Ablamın iç çekışını duydum

"Kendimi çok kötü hissediyorum."

"Saçmalama abla. Her şey yolunda merak etme bir gün kurtulacağım bu adamdan biz yine beraber yaşayacağız." Bir kaç saniye konuşmadı

"Umarım güzelim."

"Abla ben kapatıyorum ararım yine yada siz ararsınız ne zaman isterseniz."

"Tamam canım öpüyorum seni dikkat et kendine."

"Bende ablam abime iyi bak görüşürüz." Deyip telefonu kapattıktan sonra Demiri aramayı düşündüm. Evde kimse yoktu ve canım buna çok sıkılıyordu.  Bir şey mi olmuştu? Daha fazla düşünmeden Demiri aradım. İkinci çalışta açıldı.

"Uyandın mı?" Diye sordu açar açmaz.

"Evde neden kimse yok?"

"Nasıl yok? Merve evde." Kaşlarım çatıldı

"Hayır her tarafa baktım ama yok." Dedim odadan çıkıp merdivenleri inerken. 

"Kapat bi arayayım döneceğim sana." Telefon kapandıktan sonra bir ses kulağıma geldi. Bu telefon melodisini sesiydi. Sesi takip ettiğimde aşağıda bulunan lavaboya gidiyordu. Merve mi oradaydı?

Kapıyı tiklattim.

"Merve sen mi varsın?" İçimde büyük bir kuşku ve gerginlik baş gösterdi.
Ses gelmeyince kolu tutup indirdim kapıyı açmaya çalıştığımda sadece birinin gecebilecegi kadar açıldı bir şey arkasında ve buna musade etmiyordu. O ufak yerden geçtiğimde çıplak ayaklarıma sıvı değdi.

Gözlerimi önümdeki kanlar içindeki merveye diktim. O an nefes alamıyor gibiydim. Telefon mervenin açık kalmış elinde çalmaya devam ediyordu ama benim kulağımın içinde bin tane ses yankılanıyordu.

Ellerimden başlayıp ayak parmaklarıma kadar titremeye başladım.

Zar zor eğildim ve mervenin elindeki telefonu alıp açtım. Kan kokusu midemi bulandırıyordu.

"Merve neredesin sen neden açmıyorsun bu telefonu!" Ağzımı açtım bir kaç kere ama konuşamadım

"Merve!"

"D...Demir." diye fısıldadım. Aynı anda göz yaşım yanağımı ıslatırken

"Lale-"

"Demir merve...kanlar icinde banyoda yatıyor. Yaşıyor mu yaşamıyor mu bilmiyorum." Demir bir kaç saniye konuşmadı. O an gözüme beyaz fayanstaki harf dikkatimi çekti.

"Lale sakin ol sen ben halledeceğim hemen."

"Demir d...duvarda kanla yazılmış K harfi var." Demir sustu. Benim nefesim boğazıma oturdu. O gece evi basan adamlar Kartaldan bahsediyordu.  Bu o muydu?

.

Bölüm sonu❤️

Vote ve yorumları unutmayalım sizi seviyorum 🫶🏻❤️

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Oct 29, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

O KIZ BENİM +18Where stories live. Discover now