"Ben yaparım sen zahmet etme."

Kaan evden içeri girdiğinde Leyla' da peşinden girdi. Kaan'ın kolay kolay vazgeçmeyeceğini anlamıştı. İçinde bir şeylerin kıpırdadığını hissetti. Gülümsedi.

Mutfağa girdiğinde Kaan'ın buz dolabına baktığını gördü. "Ee ne yapacaksın?" Arkasını dönüp Leyla'ya baktı. "Bilmiyorum, karar veremedim daha." Leyla gülümsedi, Kaan'ın yemek yapmayı bilmediğini düşünmeye başlamıştı. Çünkü Kaan etrafındaki eşyalara korku ve şaşkınlık karışımı bakıyordu. "Tamam,sen karar ver ben terasa çıkıyorum." Leyla mutfaktan çıkacakken Kaan'ın arkasından konuşmasıyla durdu. "Yemeği sen seç benim aklıma bir şey gelmiyor." Leyla kolundaki saate baktı, "yani Kaan saat ilerlemiş gitmiş,bu saatte ancak makarna yaparsın." Dedi. Ardından mutfakta bulunan sandalyeye oturdu.

Adamın yemek yapmasını daha doğrusu savaşmasını büyük bir keyifle izledi. İki defa elini yakıp, üç defa elini kestiğinde Leyla müdahale etme gereği hissetmişti."Kaan, sen hayatında hiç yemek yaptın mı?" Kadının alay dolu sesiyle arkasına döndü. Leyla'nın gülerek ona baktığını gördüğünde yerin dibine girdiğini hissetti. Sırf Leyla'yla biraz zaman geçirebilmek için kendini rezil etmişti. Leyla'nın gülüşüne gözü takıldığında içini huzur kapladığını hissetti. Leyla çok güzel gülüyordu...

Leyla'nın gülüşüne bakarken, kalbine mutluluk tohumunun filizlendiğini hissetti. Kalbini ısıtan kadına bakarken dünyadaki bütün güzellikleri önüne sermek istedi. Yanılmıştı... Leyla güneş kadar değil, güneşten daha aydınlıktı... Gülümsedi Kaan, ah be Leyla... Ah isminde geceyi, benliğinde güneşi ağırlayan kadın...

Kaan makarnadan bir çatal aldığında Leyla'ya döndü."Sanki farklı bir tadı var?"Leyla gülümsedi. "Beğenmedin mi?"

"Hayır. Çok güzel olmuş,ne koydun içine?"

"Kabak rendeliyorum sosun içine öyle çok güzel oluyor bana göre."

Bir süre sonra ikisi elinde kahve fincanı ile salonda oturuyorlardı. İkisim arasında çok az ama bir o kadar fazla mesafe vardı. Kaan'ın, Leyla'ya ulaşmak için aşacağı mesafe onu korkutmuyordu.Hele engellerin sonunda Leyla onun yanında olacaksa çekeceği zorlukların bir önemi yoktu. Radyodan gelen kısık sesli müziğe verdi kulağını.

"Meğer seni öyle çok sevmişim ki,
Şimdi anladım gittiğini ve
Şimdi anladım sevdiğimi...
Biliyorum iş işden geçti.
Ama laf olsun diye soruyorum bebeğim.
Nerdesinnn,nerde?.."

Kaan gülümseyip Leyla'ya döndü, kadının ona baktığını gördüğünde, elini uzatıp yüzüne gelen saçı kenara çekti. Kısık sesli müzik ikisinin kalbine işlemeye başlamıştı.

"Sen benimdin,kaderimdin.
Sevdiğimdin,ayrıldık diyemem.
Sen benimdin,kaderimdin.
Sevdiğimdin,ayrıldık diyemem."

Leyla, Kaan'ın gözlerinin içine bakarken,Kaan gülümsedi. Gördüğü ilk an korktuğu bu adamın, ilmek ilmek kalbine işlemeye başladığını hissetti. Sanki yavaş yavaş kanına karışıyordu.

"Yaz yorgunu deli gönlüm.
Alışamadım ayrılığa.
Çiçeklerin rengine sevmiştim.
Şimdi ben yalnızım yoksun kiii."

Leyla gülümsedi, gelecekte kaan'a gülümsediği her an için azap çekeceğinden habersiz...

"Sen benimdin, sevdiğimdin.
Kaderimdin ayrıldık diyemem.
Sen benimdin,kaderimdin.
Sevdiğimdin,ayrıldık diyemem."

GEÇMİŞİN KUKLASI +18Where stories live. Discover now