"Daha iyi misin?" Nereden bulduğunu bilmediği su şişesini aldı karşısındaki yabancının elinden. Şu an bu yabancının arabasında oturuyor olmak onu rahatsız etse bile başka çaresi yoktu. Bir gün içinde başına gelmeyen Kalmamıştı. "Evet, teşekkür ederim." Sesini mesafeli tutmuştu Leyla belinde silahla gezen bir adama güvenmiyordu. Özelikle adamın sürekli yüzüne kaçamak bakışları atması rahatsız ediyordu onu.

"Gecenin bir vakti böyle bir yerde ne işin vardı? " Leyla adama döndüğünde ilk defa dikkatle baktı yüzüne. Esmer teni, uzaktan siyaha benzeyen koyu kahve gözleri, bütün kolunu saran dövmelere baktı Leyla. "Taksici ile tartıştım beni taksiden attı." Kaan Leyla'ya dönüp gülümsedi, Leyla'yı rahatlamak istiyordu ne kadar korktuğunun farkındaydı. "Peki seni nereye bırakmamı istersin? Bu arada ismin neydi? "

"İsmim Leyla."

Kaan, gülümsedi.

"Gece yani, ismin sana zıtmış."

Bakışları kaan'a döndü Leyla'nın.

"Anlamadım?"

Kaan, tekrar gülümsedi.

"İsminin anlamı; gece, diğer anlamı;ise siyah saçlı kadın. İki anlamı da sana uygun değil."

Beyaz elbiseyi ve sarı saçlarını işaret etti ve gülümsedi.

"Ama sen ne siyah saçlısın, ne de gece denecek bir kadın. Sen güneş kadar aydınlıksın Leyla"

Gülümsedi Leyla.

"Senin ismin ne peki?"

"Kaan."

"Anlamı ne peki?"

"Yönetici, hükümdar."

Adamı inceledi, gerçekten isminin hakkını veriyor. Bir süre sonra araba durdu. Kaan'a döndü leyla, gülümsedi."yardımın için çok teşekkür ederim Kaan. Bundan sonrasını ben hallederim." Kaan Leyla'ya gülümsedi. Ardından kafasını iki yana salladı. "Önce yemek yiyelim ve bir eczane bulup bir merhem alalım boynum için. Sonra seni evine bırakırım." Leyla'nın cevabını beklemeden arabadan indi, ardından Leyla'nın kapısını açıp onun inmesini bekledi. Arabadan inip adamın yanında yürümeye başladı. Geldikleri yerde kimse yoktu gece yarısı olduğu için normal karşıladı bunu. Kaan garsonla konuşup bir şeyler istemişti. Ama Leyla'nın bu kadar olaydan sonra yemek yiyecek hâli yoktu. Gerginlik ve korku her zaman midesini rahatsız eder, iştahını keserdi.

"Ee Leyla, yanındaki valize göre yeni geldin buraya?" Kafasını sallayarak onayladı adamı.
"Bu gün geldim; bu şehirde ilk günüm. " Gözleri tekrar adamın dövmelerine kaydı, iki kolu tamamen dövmelerle kaplıydı, parmakları dahil. Kaan Leyla'nın dövmelerini incelediğini gördüğünde şaşırmadı. Çünkü çoğu kişi uzun uzun dövmelere bakardı, bazıları kınayarak, bazıları özenerek. Ama Leyla merakla bakıyordu.

"Anlamı var mı dövmelerin?"

"Bir anlamı yok aslında. Başta bir kaç tane yaptım sonra kolumdaki boşluklar rahatsız etmeye başladı. Son olarak tamamen dövmelerle kaplandım. Seninkinin özel bir anlamı var mı?"

Kaan'ın, dövmeyi görmesine şaşırdı Leyla. Bileğinin iç kısmında, küçük bir melek dövmesi vardı.

"Bir anlamı yok. Melekleri seviyorum." Yemekler geldiğinde yüzünü buruşturmamak için zor tuttu kendini. Çünkü yemeklerin çoğu etliydi. Leyla'nın yüz ifadesine bakıp kaşlarını çattı kaan. "Bir sorun mu var?" Zaten yemek yiyecek iştahı yoktu, yemeklerin etli olması çokta önemli değil. Kafasını iki yana salladı.

GEÇMİŞİN KUKLASI +18Where stories live. Discover now