YENİ BİR BELA

45 7 1
                                    

2 gün sonra..

Bir pazar sabahı aile kahvaltısı mağduru olarak kendimi motoruma zor atmıştım. Dayımla her pazar aynı masada olmaktan hoşnut değildim. Aynı şekilde dayımda. Ama annemin kuralları vardı.

Dayımın ilk evliliğinden bir oğlu vardı. Annesiyle yurt dışına yerleşmişti küçük yaşta. O varken çocukluğumun güzel anıları da vardı. Sonra gittiler ve bir daha hiç görmedim.

Dayım beni de yurt dışında yatılı bir okula göndermişti. Yıllarca orada kaldım.

Annem gelirdi görmeye. O aralar bir kez daha evlendiğini duydum. Ama eşi kısa sürede intihar etmiş. Yani dayım annem dışında kimsenin katlanamadığı bir adamdı.

Bir süre sonra döndüm ve Türkiye de okumaya devam ettim. Dayım hiç memnun olmadı bu durumdan ama sesini de çıkarmadı. Hiçbir zaman nedenini anlamadığım bir düşmanlığı vardı bana. Zamanla benimde ona oldu.

Kahvaltıdan hızla kaçtığım için açtım. Küçük bir pastaneye girdim. Buranın poğaçaları gibisi yoktu. Elimi cüzdanıma atıp çıkardım. Cüzdanı açtığımda para olmadığını gördüm. Her yerini aradım ama yoktu. Onun yerine küçük bir kağıt vardı.

....

Ceplerimi yokladım. Bir kaç bozukluk vardı. Çıkarmaya çalışırken tezgahtar gülümsedi..

' Sorun değil Asrın bey haftaya ödersiniz. Yabancı mısınız '

Her hafta aynı şeyi yaptığım için tanıyorlardı. Kredi kartı ile ödeme yapmayı saçma bulduğum için teşekkür ederek çıktım. Gün içinde mutlaka getirirdim.

Sahile gittim. Cebimde üç lira bozukluk vardı. Tek çayla idare etmem gerekiyordu. Sahildeki çaycıya bir çay söyleyip notu açtım.

istediğin zaman gel çizimini yapayım. Nasılsa parayı peşin aldım

Anka Kuşu

Nasıl yani. Kız cüzdanımı almış içinden parayı çalmış notu yazmış cüzdana koymuş ve cüzdanı tekrar cebime mi koymuştu. Ve ben hiçbir şey anlamamıştım.

Küçük hırsızın marifetlerine gülümsedim. Ya o çok yetenekliydi ya da ben fazla saftım bu konuda. Çayım geldi. Kahvaltımı yapıp eve doğru yola çıktım. Üç gündür aklıma gelmemişti. Neredeyse unutuyordum. Ama şimdi aklımdan çıkmıyordu nedense.







....




Para önemli değildi. Zaten üzerimde fazla nakit taşımazdım. Ama düşündükçe hangi arada aldı cüzdanı bulamıyordum. Büyük ihtimalle amcaya verdiği parayı benden çalmıştı. Aslında böyle yaptıysa çalmasına gerek yoktu söylese yeterdi.

Ama onun tarzı değildi sanırım. Caner in da söylediği böyle bir şey olmalıydı. Normal bir kız değildi o. Şu amcaya bak yazık yardım edelim falan dememişti. Benim cüzdanımdan çaldığı parayı adamın çaldığı cüzdanına koymuş sonra da adama geri vermişti. Gerçekten ilginç bir kızdı.

Adamın torununu Sadi bey hastaneye götürmüş ilaçlarını da kendisi karşılamıştı. Kartını bırakıp kendi sağlık sorunu olursa da arayabileceğini söylemişti. Sadece muayene ücretini ben ödedim. Sadi bey diğer harcamalarını karşılamamı kabul etmedi. Aslında Alya bir şekilde birden fazla kişinin iyilik yapmasına neden olmuştu.

Bu kız büyücü gibiydi. İki cüzdan çalarak nelere sebep olmuştu. Havanın karardığını fark ettim. Ben saatlerdir onu mu düşünüyordum. Aslında bana borçlu değildi. Çizime falan gerek yoktu ama günün her anını düşünsem de cüzdanı aldığı anı bulamamıştım ve bu fena halde kafama takılmıştı. Birden motora atladım ve kendimi Beykoz depolarına giderken buldum.

ANKA KUŞLARI Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum