7

40 11 0
                                    

Uzun aradan sonra tekrar bölüm atıyorum. Umarım çok saçma şekilde yazmamışımdır. İyi okumalar.

🌙

Araba evime yaklaştığında veda etmek için Alexia'ya döndüm. Oldukça keyifli ve komik bir akşam geçirmiştik. Benim garip duygularım dışında. Neşeli görünüyordu, oysa saç diplerinin hala sızladığından emindim ama onun pek umrunda değil gibi görünüyordu.

Kibarca gülümsedim. "Bıraktığınız için teşekkür ederim. Sayenizde iyi bir akşam geçirdim."

Gülümsememe karşılık verdi. "Bir de bana sorun. Bunu tekrar etmemiz gerektiğini düşünüyorum."

Yüzümdeki gülümseme benden beklenmeyecek şekilde yaramaz bir sırıtışa döndü. "Bir daha ki balo ne zaman?"

Gözlerini kıstı. "Sanırım yarın tekrar bir balo vermesi için ablamı darlayacağım."

Gözlerim iri iri açıldı. "Ablanız sizi baloda masa örtüsü olarak kullanmadan bu fikirden vazgeçin çabuk!"

Jenna onu görüyormuş gibi oturuşunu düzeltti. "Bir sonraki baloda görüşürüz o zaman, Mrs. Clarkson. Benim masa örtüsü olmadığım bir baloda elbette."

Gülmemek için kendimi tutarken konuştum: "İyi geceler, Mr. Larson."

Eve girerken son bir kez dönüp baktığımda şapkasını çıkarıp bana yalandan bir reverans yaptı. Gülerek kapıyı kapattım. Çok şapşal biriydi ve bana bu gece arkadaşlık ettiği için çok memnundum.

Ay ışığı odayı aydınlattığı için kandilleri yakma gereği duymadım. Kendimi pencerenin önündeki koltuğuma attığımda saçımdaki tokalar kafama batmıştı. Söylenerek onları çıkarıp atarken tam tepedeki ayı izlemeye başladım. Çok güzeldi.

Birden her şey değişmiş gibiydi. Ben değişiyordum. Bunu kendim istemiştim: yaşadığım hayat birden sıkıcı gelmişti. Bomboş yaşayıp gidiyormuş gibi hissetmiştim. Hiç yapmayacağım şeyler yapıyordum, yanlış bir şey bile olsa onu yapıp deneyimlemek istiyordum. Her şeyi yapma arzusu içime doluyordu günden güne.

Annemi düşündüm. Saçlarını toplamaktan hiç hoşlanmazdı. Nazik ve saygılı bir insandı ama kimseye gerektiğinden fazla saygı göstermeyi doğru bulmuyordu. Babam kuralcı ve gelenekçi bir aileden geldiği için saçlarını salık bırakmasını doğru bulmazdı. Özellikle ailesi ziyaretimize geldiği zaman. Bu saçma sebeplerden kavga ettikleri çok olurdu. Bana kötü örnek olduğunu düşünüyordu, oysa bir insanın kendi saçlarını istediği gibi kullanabilmesi hakkına sahip olduğunu onun bilmediği kadar biliyordum. Geleneklerin canı cehennemeydi. Geleneklerin insanı kukla gibi kullanması kadar saçma bir şey bilmiyordum.

Annem öldükten sonra babam beni kendi istediği şekilde yetiştirmişti. O zamanlar fikirlerimi ona açacak kadar cesaretli değildim, sadece onu sinirlendirmemek adına isteklerni eksiksiz yerine getiriyordum. O beni görünüş olarak yetiştirmişti, bense ruh ve akıl olarak kendimi kendim yetiştirmiştim. Hep zengin bir eş bulmam ve ona iyi hizmet edip hoşnut tutmam gerektiğini söylerdi.

O gittikten sonra hiç bir şey değişmedi. Dikiş dikmek tek hobimdi. Tek başıma olduğumla yüzleşmemek adına bunun üzerine düşmüştüm ve çok iyi şekilde gelişmiştim. Dışarı çıktığımda beğeni dolu bakışlar alıyordum, zamanla şehrin iyi terzilerinden biri olmuştum. Sadece elbise değil erkeklere kaban, gömlek vs. bile dikiyordum.

Gözüm köşeye yığdığım sipariş kumaşlara düştü. Koyu lacivert kumaş... Mrs. Elly önemli bir misafiri için bir haftada dikilmesi gerektiğini söylemişti ve erken ödeme yapmıştı. Ve yarın son gündü.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Oct 27, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Terzi KadınWhere stories live. Discover now