Ben niye ölmemiştim ya bu zamana kadar? Onca kan kaybettim, kurşun yedim ama yok, öldürmeyeni Allah öldürmüyor!

Yaramı da hesaba katarak ve solumda ki kayadan destek alarak daha dikkatli bir şekilde tekrar doğruldum. Dizlerimin üstünde durduğumda kurşunun girdiği bedenime bakmamak için ekstra çaba sarf etmem gerekiyordu.O yarayı görürsem korkudan valla şuraya düşüp bayılırım.

Ayağa kalkmaya çalıştığımda bana destek olması için yerden sopa veya dal parçası gibi bir şey arıyordum. Ormanda bir ağaç dalı olmalı yani tutunmak için sonuçta. Nihayet bir tane uzun dal parçası bulduğumda ayağı kalkmayı başardım. Daha önceden bu ormanı bildiğim için fularlarımızın olduğu ağacın tersi yönünde yürümeye başladım. Giderken sağa sola bakmayı da ihmal etmemeliydim. Çünkü beni bu hale getiren insanlar içinde telefonumun da olduğu sırt çantamı almışlardı ve benim yanımda hiçbir şey yoktu. En azından bir çakı veya neşter gibi bir şey bulursam Sanem'in evine kadar karşıma çıkacak şeylere karşı az da olsa kendimi koruyabilirim.

Evet, burdan Sanem'in evine gideceğim. Eğer yolda kan kaybından ölmezsem tabi. Normalde buradan Sanem'in evine 5 dakikada gidebilirdim fakat yaram beni zorladığı için bu pek mümkün gibi görünmüyordu.

............................................................................

Yaklaşık 15 dakikadan beri yürüyorum. Yaram beni zorladığı için dinlene dinlene yürüyordum. Buna rağmen 15 dakikada bu kadar yol katetmek benim için büyük bir başarıydı. Kanamam garip bir şekilde azalmıştı, acım ise kanamama zıt bir şekilde katlanarak artıyor ve dayanılmaz bir hal alıyordu.

Çok şükür bitmeyecek saydığım yol bitmişti ormanın çıkışına kadar gelmiştim. Birazdan geçeceğim yolun karşısı ise Sanem'in eviydi. Kim bilir kaç saattir buradaydım. Allah aşkına kimse mi merak etmemişti beni? Ay, bir dakika ben şu an yanlış mı görüyorum?

Ben mi hayal görüyordum yoksa iki adım ötemde duran şey benim sırt çantam mıydı? Adımlarımı hızlandırdım ve çantamın yanına gittim. Normalde çantayı eğilip yerden almak çok kolaydı ama karın boşluğunda kurşun olan benim için tam bir işkenceydi.

Çok yavaş hareketlerle dizlerimin üzerine çökmeyi denedim ama yapamadım. Tekrar denedim, tekrar ve tekrar...Bu acı zaten katlanılmazken yavaş hareketlerle eğilmem acıma acı katıyordu. Annemin bir sözü vardır. "Eğer yaptığın şey canını yakıyor ve sana acı veriyorsa o şeyi çabucak yapmaya bak. Bu sana o saniye acı çektirir ama kısa süreli acı çekmeni sağlar. Diğer türlü hem acı çekersin hem de acı çekeceğin süreyi arttırırsın."
Annemin sözleri aklıma gelirken acaba o şey vurulduğumda da geçerli mi diye sorgulamadan hızla dizlerimin üzerine çöktüm. Çökmez olaydım bu ne ya?
Dizlerimin üzerine çökmemle acıyla haykışımın yankılanması bir olmuştu. Bir kaç dakika boyunca o şekilde derin nefes alıp vererek bekledim. Ağrımaya başlayan başım ve çıkan ateşimle fazla vaktim olmadığını hatırlayıp hemen çantamdaki telefonu çıkardım. Telefonu açar açmaz karşıma çıkan bildirimlerle dudağımı ısırdım.

*Sanem Kişisinden 158 Cevapsız Çağrı

*Annem Kişisinden 3 Cevapsız Çağrı

*Sanem Kişisinden 84 Mesaj

*Annem Kişisinden 1 Mesaj

Anlaşılan annemin benim ortadan kayboluşumdan haberi yoktu. Eğer olsaydı çoktan hastaneye kaldırılmış olur ve aramalarından dolayı muhtemelen telefonum çökerdi. Sanem'in mesajlarına girip son mesajını okudum.

Sanem: Derin bak korkuyorum nerdesin??? 1 saat dedin 2 saattir ortada yoksun kızım umarım başına bir şey gelmemiştir. Geçmişten gelen korkularımdan Deniz teyze ve Murat amcayı da arayamıyorum. Umarım mafyalar kaçırmıştır kızım seni. Umarım... Eğer telefonunun sesini kısıp biriyle lafa daldıysan her zaman ki gibi bitiririm seni.

Ne? Ben 2 saattir mi yoktum? Beş-altı saattir baygınmışım sayıyordum oysa.

Mesajı okuduktan sonra yüzümde buruk bir tebessüm oluştu. Sanem'in,benim ve babamın geçmişten gelen korkusu...Aklıma gelen şeylerle beraber gözlerim dolunca kendimi toparladım ve hemen Sanem'i aradım. Telefon ikinci çalışında açıldı.

"Alo. Derin nerdesin sen? Aklımı kaçırdım ya! Yoksa yine biriyle lafa dalıp beni mi unuttun? Kızım telefonuna bakmak bu kadar zor olmamalı ya!Kalpten götürecek misin beni?"

Sanem'in tek bir solukta söylediği şeyleri, sorduğu soruları dinledikten sonra derin bir nefes aldım. Sanem benim birisiyle lafa dalmış olmamı düşünmüştü değil mi? Bu eğer konu bensem çok olası bir şeydi. Fakat ben o 2 saatlik yokluğumda tanımadığım insanlar tarafından kaçırılmış,vurulmuş, ölüme terk edilmiştim. Ve bunlar bir intikam adı altında olmuştu. "Gölgenin intikamı." Peki kimdi bu Gölge? Ne istiyordu benden? Ben ona ne yapmıştım ki benden intikam almak istiyor?

"Sanem lütfen tüm sorularını sonraya sakla. Şimdi evden çık karşıdaki bizim hep geldiğimiz ormana gel, ben seni orada bekliyorum. Sakın kimseye bir şey söyleme tamam mı?"

"Tamam,geliyorum. Bakalım bu işinin altından ne çıkacak. Öldürecem kızım seni. Meraktan öldüm ben burda. Sakın bir yere ayrılma geliyorum."

Telefonu kapattıktan sonra dayanamayıp kendimi sırt üstü yere attım. "Sakın bir yere ayrılma geliyorum." Sanem'in son sözleri aklıma gelince istemsizce güldüm. Kim tahmin ederdi ki böyle olacak?

Sanem binadan çıktıktan sonra hızlı bir şekilde karşıya geçti. Yerden yatan beni görmesi için elimi kaldırıp ona doğru salladım. Sonunda beni yerde kanlar içinde gördüğünde adımları kesildi. Gözleri daha fazla açıldı. Durumun ciddiyetini kavramış olacak ki bir dakika sonra hıçkırıklarla ağlayarak yanıma geldi.

"B-bu nasıl oldu? S-sen bu hale nasıl geldin? Derin ne oldu sana?"

Hem şok içinde sorularını soruyor hemde durmaksızın ağlıyordu. O kadar mı kötüydüm? O kadar mı içler acısıydı halim?

"Sanem lütfen, lütfen sorularını daha sonra sor. Çok kan kaybettim. Senin komşun vardı, kliniği olan doktor. Hani seni sarhoş bir adam bıçakladığında gizlice tedavi etmişti. Onu çağır,lütfen. Benide gizlesin. Annemin bundan haberi olmaması gerekiyor. Bir daha aynı korkuyu yaşayamam, lütfen. Lütfen Sanem, lütfen... Yardım et bana, çağır o doktoru."

Geçen sene gece Sanem dışarıya hava almaya çıktığında sarhoş bir adama denk gelmişti. Ondan kaçmaya çalışırken ise o pislik yüzünden bıçaklanmıştı. Bunu teyzesinden ve diğer herkesten gizlemek isteyince komşusu olan ve kendisine ait kliniği olan doktor arkadaşı onu gizlice tedavi etmişti. Şimdi bana da yardım etmesi gerekiyordu. Çünkü eğer bunu annem öğrenirse ve geçmişte yaşadığım şeyleri tekrar yaşarsam... Olmaz yapamam, bunu anneme,babama,kimseye söyleyemem. O doktor ve Sanem bana yardım etmek zorunda.

"A-ama bu-"

"Sanem bak lütfen, daha fazla bir şey söyleme. Git o doktoru çağır. Bu olay bizim aramızda küçük bir sır olarak kalacak anlaşıldı mı?"

"Küçük bir sır mı?" Sanem hem sinirle hem alayla sorarken hâlâ ağlıyordu. Bende onun anlaması ve harekete geçmesi için tane tane konuştum.

"Evet, Sanem. Küçük. Bir. Sır. Şimdi hadi git. Çağır o doktoru."

Sanem gözyaşları içerisinde ayağa kalktı ve koşar adım binaya girdi. Bense beni içine çekmeye başlayan derin uykuya daha fazla karşı koyamadım.

Kapadım gözlerimi. Soyutladım kendimi bu dünyadan...

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

Herkese selam!

Bir bölümün daha sonuna geldik. Bir sonraki bölüm cuma günü gün içinde gelecek. Umarım bölümü sevmişsinizdir.;)

Size bir kaç sorum olacak:

•Sizce bölümde bahsedilen Derin'in, Sanem'in ve Derin'in babası Murat'ın geçmişten gelen korkusu ne? Ne yaşamış olabilirler?

•Derin neden yaşadıklarını annesinin öğrenmesinden korkuyor?

Derin'in bölümün başında gördüğü rüya bize bir mesaj mı?

Oy vermeyi,takip etmeyi ve arkadaşlarınıza önermeyi unutmayın.;)

Hoşçakalın🌸

GÖLGENİN İNTİKAMI (ARA VERİLDİ)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ