4

42 7 5
                                    

Yatakta yatmış öylece tavana bakarken kendi kendime derin bir tartışma içine girmiştim.

"Bak hayır, gitme oraya. Daha bir günlüğüne tanıştığın bir kız için niye günlerdir dondurmacıdasın kızım sen? Kendine gel." diyerek kendimi ikna etmeye çalıştım ancak aniden sarışının gözleri belirdi kafamın içinde.

Elimi hızlıca yüzüme kapatırken kendi kendime bağırdım "Gözlerini görmek istiyoruuumm!"

Birkaç saniye boyunca o şekilde durduktan sonra hızlıca ayağa kalktım ve aynanın karşısına geçtim.

"Peki o zaman, bir söz verelim. Bugün de dondurmacıya gideceğiz tamam mı, hadi yine iyisin. Ancak gittiğimizde sarışını göremezsek bir daha bu konu hakkında düşünmek yok, anlaştık mı? Adamsın." diyerek hızlıca kıyafetlerimin bulunduğu dolabı açtım.

"Ne giysem??" diye düşünürken, fazla süslenmeye gerek olmadığını kendime hatırlatıp, siyah bir tişört giymiş, altıma da kot bir şort atıp evden çıkmıştım.

Gözlerimdeki gözlük yüzünden tam anlayamasam da havanın baya bir açık olduğunu söyleyebilirdim. Dondurmacıya doğru giderken etrafı izlemek iyi hissettiriyordu.

Birkaç dakikalık yürüyüşün ardından kendimi dondurmacı da bulmamla birlikte gözlüklerimi yukarı kaldırdım. Andre'ye doğru ilerlerken kendimi tutamadan gülümsedim, bugün fazla bir neşeliydim sanki.

"Genç bayan, hoş geldiniz. Dondurmanızı hazırlıyorum." demesiyle onu onayladım ve bekletmemek adına parayı hızlıca çıkardım cüzdanımdan.

"Andre, sence bugün o melekle karşılaşır mıyım?" diye sormamla kafasını kaldırdı ve gülümsedi.

"Bunu ben bilemem, kalbinize sormanız daha iyi olabilir." diyerek dondurmayı uzattı. Ben de hızlıca parayı uzattım ve banklara doğru ilerlemeye başladım.

Gözlerim etrafta gezinirken içimden bir ses sağa bakmamı söyleyip duruyordu. Onu dinleyip kafamı oraya çevirmemle birlikte sarışın birisiyle karşılaşmam bir oldu. Elinde bir dondurma vardı ve aynı benim gibi tek başınaydı.

Garip gözükmemek adına yavaşça ona ilerledim ve ardından Ryujin olduğuna tamamıyla emin oldum. Bu kalbimin bir anlığına çarpmasına sebep oldu.

Ben çekingence ona bakarken, o birisinin geldiğini hissetmiş olacak ki arkasını döndü. Beni görmesiyle ilk başta sersemlese de ardından gülümsedi. "Yuna, bu cidden sen misin?" demesiyle onu onayladım.

Yanını patpatlayıp oturmamı söylemesiyle ben de aynısını yaptım.

"Seni gördüğüme çok sevindim, nasılsın?" diye sormasıyla birazcık düşündüm.

Günün bir çok vaktinde aklımdan çıkmaması dışında iyi sayılırdım, bu yüzden "Iyi, ya sen?" diye mırıldandım.

Ben hala onu gördüğüm gerçeğini kabullenemezken o da iyi olduğunu söyledi ve birden sessizliğe gömüldük. Ona bir şeyler anlatmak istesem de ne demem gerektiğini bilmiyordum. Söylemek istediğim bir sürü şey olmasına rağmen ağzımı bıçak açmıyordu.

"Andre sana bu dondurmayı verirken neler söyledi?" diye sormasıyla şaşkınca ona döndüm. Açıkçası biraz düşünmem gerekmişti, çünkü bu dondurmanın hatırlattığı tek şey Ryujin'di.

Sonunda birkaç şey hatırlayınca ona doğru döndüm. "Geçmişte yaşadığım anılar sebebiyle aldığım yaralar için çilek, ancak o yaraları kapatacak bir melek için böğürtlen ve o meleğin saçlarından toplanmış bir limon." diyişimle gülümsedi.

"Çok güzelmiş. Bana da şey demişti, hayatıma girecek olan güzel kızın gözleri için kakaolu, narinliği için vanilya ve önümdeki güzel anılar için karamel. " demesiyle gülümsedim ben de aynı şekilde.

"Seninki de çok güzelmiş." dememle dondurmayı bana uzattı. "Ben seninkinden denemiştim, sıra sen de." dediğinde şaşkınca ona baktım.

Kendi kaşığımı kullanmak yerine aynı onun gibi onun kaşığını alıp dondurmadan tatmış ve beğendiğime dair mırıltılar çıkarmıştım. "Gerçekten çok güzelmiş, aynı senin gibi." dememle gamzelerini göstererek güldü.

"Yuna bugün çok güzel görünüyorsun." demesiyle bir süre ne giydiğimi hatırlamaya çalıştım. Kafam o kadar uçuktu ki adımı hatırlamak bile çok zor geliyordu.

"Teşekkür ederim, sen de bir o kadar hoşsun." diyip gülümsedim.

"Şu karşıya geç de senin fotoğrafını çekeyim, anı kalsın." demesiyle şaşkınca ona baktım. Hazırlıksız yakalanmıştım.

"Hadi lütfen, kırma benii." dediğinde dondurmamı bankın üzerine bıraktım ve karşıya geçip kameraya karşı gülümsedim. Umarım ki güzel çıkmışımdır.

"O zaman, şimdi sıra sen de. Seni de ben çekeyim." dememle hiç ısrar etmeyip yer değiştik. Ben de hızlıca ancak güzel bir şekilde Ryujin'i kendi telefonumdan çekmeye başladım.

Ardından fotoğraflara girip birkaç saniye gezindim, gerçekten de çok güzeldi. "Harika çıkmışsın." diye mırıldanmamla yanıma oturdu.

"Sen de öyle." demesiyle gülümsedim.

Çekingence konuşmaya başladı, "Fotografları birbirimize gönderme şansımız var mı?" dediğinde hızlıca onayladım onu.

Birbirimize ulaşabileceğimiz bir yer verip dondurmalarımızı yemeye devam ettik.

Açıkçası şu an her şey gerçek dışı gibi geliyordu. Ryujin adeta bir melek gibi karşımda duruyordu sahiden. Sanırım, şanslıydım.

★

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

cocuklariiimmm cok tatlislar ya

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


cocuklariiimmm cok tatlislar ya

ikinize de ayni anda asigim 😞

Ice cream ,, ryunaWhere stories live. Discover now