3

44 6 4
                                    

Her ne kadar durmak istesem de adımlarım olduğu gibi ilerliyordu. Tekrardan Andre'nin dondurma tezgahına doğru gidiyor olmak içten içe kendimi suçlamama sebep oluyordu. Daha birkaç gün önce tesadüfen tanıştığım bir kız için iki gündür buraya geliyor olmak aptallık gibi hissettiriyordu, ancak kendimi durdurmak zordu.

Ulaştığımda Andre ile buluştu gözlerimiz, nezaketen birbirimize bir gülümseme sunduk. Tam istediğim dondurmayı söyleyecekken, Andre beni kesti ve "Tahmin edeyim küçük hanım. Çilek, böğürtlen ve limon." diyerek gülümsemesini büyüttü.

Gözlerimi ellerime çevirip iç geçirdim ve yavaşça "Evet, ondan." dedim sesszice.

Andre dondurmayı hazırlarken bu sefer bakışlarımı gökyüzüne diktim. Bulutlu bir gündü ancak gökyüzü kendini belli etmekten çekinmiyordu. Batmaya yaklaşmış olan güneş, herkese veda etmek ister gibi ışığını vuruyordu o yana bu yana.

Gözlerim çevrede gezinirken birden bire sarışın ile tanıştığımız banka ilişti. Gülümsememe engel olamadım, eğer o güne dönebilseydim söylemek istediklerim vardı.

"Dondurmanız hazır." diye bana seslenen Andre ile hızlıca önüme dönmüş ve çantamdan para çıkartmaya çalışmaya başlamıştım.

"Içimden bir ses yakınlarda olduğunu söylüyor, etrafınıza iyi bakın küçük hanım sonuçta hava bugün çok güzel."

Duyduklarımla birlikte kafamı kaldırmış ve kaşlarımı çatmıştım, "Anlamadım?" dememle birlikte az önce baktığım yere çevirdi gözlerini.

"Birilerini arıyormuş gibi bir haliniz var." dediğinde istemeden de olsa onayladım onu.

Ben sonunda ücreti ona uzattığımda o da dondurmayı verdi bana. "Sence bir daha görebilir miyim onu?" diye sordum kendimi tutamadan.

Andre sıcak bakışlarıyla birlikte "Birbirinizi bulmanız zor olmayacaktır, kalpleriniz birbirini bulmuş gibi gözüküyor sonuçta." dedi.

Dediklerini kısaca onaylayıp oradan ayrıldım ve banklardan birisine oturdum her zaman olduğu gibi. Yüksek ihtimalle olur olmadık yerlerde bir şey bulan sadece benim kalbimdi. Duygusal açıdan kendimi kaptırmam neden bu kadar kolay oluyor anlamıyordum.

Kendimi suçlasam ve uzak tutmaya çalışsam da, bu konuda zorlanıyordum. Elime bir şans daha geçse hiç düşünmeden Ryujin ile tekrar karşılaşmayı seçerdim. Her şeye rağmen hem de.

Garip olan da buydu zaten, daha bir kere gördüğün birisine karşı nasıl bu kadar dolu hale gelebilirsin ki? Birkaç cümle konuşmuş olsak da her bir kelimesi aklımdaydı. Özellikle de 'Dondurma da senin kadar güzeldi Yuna.' diyişi. Ismimi daha önce böyle duymamıştım.

Düşünüyorum da acaba Ryujin'in çevresindeki insanlar da onu böyle görüyor mu? Gerçekten onda farklı bir şey var, tarif etmesi zor olan bir şey. Bakıldığında herkes gibi birisi ancak gözlerinin içine baktığımda daha önce görmediğim şeyler hissetmeye başlıyorum.

Ve bu sayılı kez yaşanmıştı.

Elimdeki dondurmadan bir kaşık alıp gözlerimi gökyüzüne çevirdim yine. Her ne zaman bu dondurmayı yesem, o günü anımsamaya başlıyordum. Sanki o günden önce de böğürtlenli, limonlu veya çilekli dondurma yerken  aynı şeyleri hissettiriyordu.

Kalbime söz geçirmek zor olsa bile Ryujin'e aşık olmamak da zordu. Gerçi buna aşk denir miydi bilmiyorum bile, onu sadece bir kez görme şansım oldu. Eminim onu her gün görebilen insanlar çok şanslıdır.

Bu şansa sahip olmayı gerçekten de isterdim sanırım..

tatlis yuna ama cok enayi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

tatlis yuna ama cok enayi

bu enayilik tanidik geldi niye acaba hic bilmiyorum ki

Ice cream ,, ryunaWhere stories live. Discover now