0.8

360 25 59
                                    

Deniz'den

Uyuyakaldığım bahçede telefonumun zil sesiyle uyanmıştım.

" Günaydın kuzenlerin bir tanesi! Nasılsınız bakalım?"  diye telefonun ahizesinden gelen sesle arayının Derin olduğunu anlamıştım.

" Günaydın Derin Hanım'cığım. Sabah sabah bu enerjinizi neye borçluyuz ya?"

" Sabah sabah derken avukat hanım? Öğlen oldu kalk hadi kalk. Hem ben hep enerjiğim bir kere hıh." dediğinde gülmüştüm.

" Beni uyandırmak için aramadın herhalde. Ne vardı?"

" Ya ben kuzenimi özleyemez miyim acaba? Kızım sensiz buralar çok sıkıcı. Gelmeyecek misin artık?"

" Haftaya bir İstanbul planım var. Eşyalarımı toplayacağım. Derin.. Ben buraya yerleşme kararı aldım ya."

" Nasıl ya.!? Saçmalama lütfen. Ben ne yapacağım burada tek başıma. Hem teyzem izin vermez buna. Yok yok olmaz."

" Teyzenin haberi var. Ne halin varsa gör dedi."

" Herkesin haberi var demek. Niye en son benim haberim oluyor ya.!?"

" Ya kızma.. Yeni aldığım bir karardı. İstanbul'a geldiğimde konuşalım olur mu?"

" Öyle yapalım hadi. Sen yerleşeceğim diyorsun da.. Baktın mı büro falan? Nasıl yapacaksın? Of be kızım of..!"

" Sen sakin olur musun? Deniz Öztürk neyi yapamadı da bunu yapamayacak? Bugün bir dolaşacağım bakalım. Bulurum illaki bir şeyler ya.."

" Bul hadi bakalım. Öpüyorum seni. Haber verirsin bana."

" Veririm veririm. Öptüm seni kocaman." dediğimde kapatmıştım telefonu.

Günlük rutinlerimden sonra mutfağa geçtiğimde kendime bir şeyler hazırlayıp çıkmıştım bahçeye.

Bir yandan hazırladıklarımı yiyip diğer taraftan da amaçsızca dolanıyordum telefonda.

Gözüme çarpan fotoğrafın üzerine tıkladığımda okuduklarım merakımı arttırmıştı.

'Masal-Altay Bayındır çifti ikiz bebek beklediğini paylaştıkları postla duyurdu.'

Mert'in uğruna kendini bitirdiği kadını görmek tuhaf hissettirmişti.

Kendimi tutamayıp kadının hesabına girmiştim hemen.

Hesabına kısa bir göz gezdirip ardından internetten arattırma ihtiyacı duymuştum.

Arama tuşuna bastığım an Mert'le olan ilişkisi çıkmıştı önüme.

Tam çıkan habere tıklayacakken çalan kapıyla kapatmıştım ekranı.

Elindekilerle birlikte kapıda gördüğüm Mert minik bir kahkaha attırmıştı.

" Hoş geldin."

" Hoş bulduk avukat. Bana kahvaltı ısmarlıyormuşsun bugün. Öyle duydum geleyim dedim."

" Aaa.. Gel bakalım hadi. Ismarlayayım sana bir kahvaltı komutan."

Son dediğim kelimeyle yüzünün düştüğünü fark etmiştim.

Ardından içeriye geçtiğimizde Mert bahçeye bense mutfağa geçmiştim. Ama içim içimi yiyiyor gibiydi adeta.

Birkaç bir şey hazırlayıp geri bahçeye çıktığımda Mert telefonuyla uğraşıyordu.

" Hadi hadi.. Bırak şu telefonu artık." diyip güldüğümde telefonu bırakıp gülmüştü.

" Haklısın. Özür dilerim Deniz Hanım." dediğinde gülüşüne ben de eşlik etmiştim.

Masaya oturduğumda sadece ona odaklanmıştım. Odağımı hissedip bana dönmüştü o da.

" Bir şey mi söyleyeceksin?"

" Ha.. Şey ya.. Telefonda gezinirken bir haber çarptı gözüme de onu düşünüyordum."

" Neymiş ya avukatımı bu kadar düşündüren şey?"

" Masal.. Masal'ın ikizleri oluyormuş. Duydun mu?" dememle bir süre hiç konuşmamıştı.

" Hayırlı olsun."

Sessizliğini bozduğunda söylediği tek şey olmuştu.

" Mert.. Bana Masal'ı anlatmak ister misin? Merak ediyorum da."

" Hayır. Hakkında konuşmayı sevmiyorum artık. Yaşandı bitti işte. Çok merak edilecek bir şey yok."

" Deliler gibi aşıksın hala!" dediğimde yükselmemi beklemiyordu ki şaşırmıştı.

" Yediremiyorsun bile kendine.. Baksana şu haline. Bana boşuna ümit verme Mert. Ben ikinci bir terk edilmeyi kaldıramam.."

Birden ağzımdan dökülen kelimelere ben de anlam vermemiştim.

" Deniz.. Nereden çıktı bunlar? Ne dediğinin farkında mısın ya sen? Olması imkansız bir şeyden bahsediyorsun. Asıl sen başlamadan bitirirsin olmayan bizi." dediğinde kalkmıştı ayağa aynı zamanda.

" Sen biraz bir düşün. Sonra yine konuşalım." diyip ardından da çıkmıştı evden.

Mert Hakan'dan

Bir hışımla eve geçmiştim. Ben bizim hayalimizi kurarken Deniz.. Deniz hala Masal'dan bahsediyordu bana.

Evet, ona biraz fazla yükselmiştim. Ama ona aşık olmuşken.. Bu yaptığı ağır gelmişti.

Tüm bunları düşünürken kapının çalmasıyla düşüncelerimden kendimi arındırıp açmıştım kapıyı. Gelen.. Deniz'di.

" Selam. Kendime büro bakmaya gidecektim de.. Gelmek ister misin benimle diyecektim?" diyip gülümsediğinde ben de ciddi kalamamıştım.

" Tabii.. Tabii gelirim de.. Neden büro bakıyoruz biz?"

" Iıı.. Şey.. Ben burada kalma kararı aldım da.." dediğinde kendimi tutamayıp sarılmıştım birden.

" Baya buraya yerleşiyorsun yani." dediğimde heyecanla kafasını sallamıştı.

" Evet. İyi geldi burası. Komşularım falan baya iyi de." dediğinde ikimiz de kahkaha atmıştık.

" Telefonumu falan alayım içeriden çıkalım o zaman avukat."  diyip girmiştim içeriye.

~özlediğim bazı kurgular

bırakma kendini || mert hakan yandaş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin