Yüzüme bakmadan tekli koltuğa oturdu ve eli ile yatağı işaret etti.

'' Otur, küçük kurban. ''

Sessizce yüzüne bakmadan önüne gelecek şekilde yatağa oturdum. Konuşması için yüzüne baktığımda ne için beklediğimi anladı ve konuşmaya başladı.

'' Ağabeyin on yedi ablam ise henüz on beş yaşındaydı yani sevgili olduklarında. İlişkileri uzun bir zaman sürmedi çünkü ağabeyin ablamı terk etti.''

''Çünkü ağabeyim ve ablanın hayatları çok zıttı. Sevgileri de bu zıtlığı yenmeye yetmedi. ''

Gözlerini kısarak bir süre düşündü ve konuşmaya devam etti. Yüzüme bakmıyordu.

'' Evet, doğru bu tam olarak böyleydi. Senin ağabeyin birini alıp diğerini bırakan, bugün tanıdığını yarın unutan biriydi. Ablam ise hayatının aşkını bulduğunu sanan sırılsıklam aşık olmuş bir kızdı. ''

'' On beş yaşında hayatının aşkını bulmak düşüncesi ne kadar sağlıklı? Daha çok ergenliğin verdiği yetkiyle söylenen bir düşünce gibi duruyor. ''

Elini yumruk yaparak sıktı ve gözlerimin içine baktı. Öfkesi yeniden gözlerine doluyordu.

'' İşte ağabeyin olacak o itte böyle düşünüyordu. Bu yüzden ablamı arkasına bırakarak onu görmezden geldi. ''

'' Ağabeyim öyle anlattığın gibi biri değil. O sadece ablan ile sevgili oldu ama işler istedikleri gibi yürümedi.''

'' Erkekler hakkında ne kadar bilgiye sahipsin? Mesela ergenliğin zirvesini yaşayan ve reşit olmanın verdiği heyecan ile nasıl düşünür? ''

Hem kendimden yola çıkarak hem de ağabeyimi göz önünde bulundurarak cevap verdim.

''Hayaller kurar ve saçma sapan duyguların gerçek olduğunu düşünür.''

Telefonundan birini aradı ve kulağına götürdü.

'' Ensar, odaya her zamankinden getir. ''

Kapatmasıyla birlikte gözlerini gözlerime kenetledi.

''Ağabeyin ile çok benzersin, küçük kurban. Söylediklerin yine doğru. Sancar ablama süslü hayaller kurdurdu. Sözde onunla bir hayat kuracak ve ablama hayat vaat etmeyen ailesinden çekip alacaktı.''

Sözlerine devam ederken içeriye bir adam girdi. İçki şişesi ve bardağını çekmecenin üzerine koyup sessizce çıktı.

İçkiden bir yudum aldı ve bardağı elinin içinde döndürmeye başladı.

'' Verdiği vaatler benim bile içime işlemiş ümit bağlamıştım. Bütün bu güzellikler başka bir kız ile tanışınca buhar olup uçup gitti. ''

'' Hayır ablandan sonra kimse ile tanışmadı. ''

'' Ablama olan ilgisi gün geçtikçe azalıyordu. Her gün odamızda sabaha kadar ağlar benimle dertleşirdi.''

Sessizce dinlemeye devam ettim.

'' Bir gün konuşmalarına denk geldim. Sancar artık ilişkiyi devam ettirmek istemediğini söyledi. Ablam ise sadece ağladı ve söylediği tek cümle, bırakıp giderse kendi canına kıyacağıydı. ''

Bardakta ki içkiyi bir yudumda içip sertçe aldığı yere koydu.

'' Ama Sancar onu önemsemedi, ciddiye bile almadı. Günü geldiğinde ablam dediğini yaptı. ''

Ağabeyim bir kızı kandırıp onun ölümüne sebep olmuştu, gerçek bu muydu?

'' Söyle bakalım küçük kurban, bu hikayede kim suçlu? ''

Titreyen Yıldız Where stories live. Discover now