~4.Bölüm~

Depuis le début
                                    

-"Yağız bey kendisi odaya gelmeden hiç bir yere çıkmamanızı söyledi"-dedi ve ben de tamam dedim. Daha sonra kapıyı kapatıp odadaki koltuğa oturdum. Paketleri açmaya başladım. İçinden günlük kıyafetler ve iç çamaşırları çıktı. Acaba odada kamera falan mı var. Daha 5 dakika önce ne giyeceğimi düşünüyordum. Şimdiyse ihtiyacım olan çoğu şey karşımdaydı. Daha fazla oyalanmadan duşa girdim. Sıcak su bedenimle buluşunca belim karıncalandı. Bu hissi çok seviyordum. Çok ta uzun olmayacak bir duşun ardından Yağız'a ait olduğunu düşündüğüm bornoza sarılıp banyodan çıktım. Üzerime tayt ve sweat giydim. Saçlarımı kurutmak için yeniden banyoya geçtim. Saç kurutma makinesi bulmak baya bir zamanımı almıştı. Saçlarımı kuruttuktan sonra taramaya başladım. Saç diplerimde hâlâ dünkü acıyı hissediyordum. Yağız gelmese belki de daha neler yapacaktılar. Çok nazik davranmaya özen göstererek saçlarımı taramayı bitirdim. Kirlileri de kirli sepetine attım ve odayı eski haline getirdim.

Tahminimce 3 saat belki de daha fazla bir süredir ki odadaydım ve hiç kimse gelmemişti. Karnım da fazla acıkmıştı. Hatta bu kadar saat nasıl dayandım onu bile bilmiyorum.

Bizim mafya bizi unutdu be İrem. Burda açlıktan öleceğiz.

Hayır demek isterdim sana iç ses ama galiba ilk defa sana katılıyorum.

Aşağı kattan gelen sesler de kesilmişti. Acaba insem mi ki? En fazla ne ola bilirdi? Mutfaktan bir şeyler alıp odaya çıkacaktım kimselere görünmeden.

Yani yakalanırsak bir yalan uydururuz en kötüsü.

Kapıyı açtım ve etrafa bakındım. Hiç kimse gözükmüyordu. Yavaş adımlarla merdivenleri inmeye başladım. Sessiz olmaya özen gösteriyordum. Son basamağa geldiğimde yine kimse yoktu etrafta. Sessizce mutfağa geçtim. Mutfak ışığı açıktı. Dolabı açıp kendime sandviç yaptım. Bir bardağa da meyve suyu doldurdum. Burda yersem birileri göre bilirdi. Onun için hazırladıklarımı alıp yukarıya çıkacaktım. Mutfak kapısından çıkacağım esnada Yağızla çarpıştık. Elimdeki meyve suyu üzerine dökülmüştü. Biraz gerileyip yüzüne baktım. Dişlerini sıktığını kasılan çenesinden anlaya biliyordum.

-"Çok özür dilerim. Sen birden önüme çıkınca şey oldu".

-"Sana odandan çıkmamanı söylediğimi hatırlıyorum. Burda ne işin var?"-sesini yükseltmemeye çalışarak kızgın bir şekilde sordu.

-"Ben acıktığım için ortalıkta kimseyi görmeyince mutfağa indim. Zaten sen gelmesen aynı şekilde odaya çıkacaktım".

-"Ben zaten şu anda odadan geliyorum ve yemek getirmek için çıkmıştım. Biraz daha sabretseydin karnını doyura bilirdin. Şimdi hemen benimle birlikte babaanneme görünmeden yukarıya çıkıyorsun".

-"Ya nedir bu babaannenden korkman senin. Hiç mafyaya benzemiyorsun böyle olunca. Benim bildiğim insanlar senden korkmalı sen değil. Beni görse bile bir arkadaşım diye bilirsin"-diye sesimi yükselttim.

Elini ağzıma kapatarak:

-"O sesini kıs. Eğer şu anda seni görürse benim için hiç bir sorun olmaz. Ama senin istemeyeceğin şeyler olur".

Ağzımı açacaktım ki merdivenlerden sürüklemeğe başladı.

Kolumu çok sıkı tutmuştu. Canım acıyordu.

-"Kolum acıyor. Bırak beni".

Beni dinlemeden sadece sürüklüyordu. Birden bir ses duydum. Benimle birlikte Yağız da sesin geldiği yöne başını çevirdi.

-"Yağız bu kız da kim? Yoksa bu o kız mı?"

Hangi kız?

Yağız ne cevap vereceğini bilmiyordu galiba. Babaannesi olduğunu düşündüğüm yaşlı kadın bana bakarak devam etti.

-"Bu gün gelemeyeceğini söylemiştin. Ne zamandan beri bana yalan söylemeğe başladın sen bakalım eşek sıpası?"

-"Babaanne..."

-"Sus bakayım. Bana söylemeden tek başına vakit geçirecektin öyle mi? Gel kızım bizim oğlan biraz arsız. Gel oturup tanışalım biz".

Ne olduğunu hâlâ anlamıyordum. Beni kim sandı acaba? Tek başına vakit geçirmek falan.

Kazamız mübarek olsun yine olaylar olaylar.

Oturma odasına geçtik ve yaşlı teyze yanına oturmamı istedi.

-"Evet gelin hanım. Aylardır torunum senin hakkında tek bir şey söylemedi. Hadi senden duyalım bakalım ".

Gelin hanım mı?

İç ses gibi tepki vererek yüzümü Yağıza çevirdim. Onun yüzündeyse benim aksime şaşırma yoktu. Anlamadığım bir ifadeydi...

~SANA SAKLI~Où les histoires vivent. Découvrez maintenant