İZMİRUS

3 1 0
                                    


Uzak diyarların en göz kamaştırıcı kıyılarının yanı başında, İzmir şehri yemyeşil vadiler ve masmavi sularla kuşatılmış bir cennetti. Her gün güneşin altın ışıkları, denizin üzerinde dans ederek kusursuz bir resim çiziyordu. Fakat bir gün, gökyüzü aniden büyülü bir ışıkla aydınlandı ve renklerin en saf tonlarına büründü. Ardından, gökkuşağının tüm renkleri iç içe geçerek bir figürü ortaya çıkardı. Bu figür, ne insan ne de meleklerin tasvir edebileceği kadar kutsal bir görünüme sahipti. Kimilerine göre Tanrı'nın ta kendisiydi, kimilerine göre ise doğanın en gizemli varlığıydı.

Büyülü figür yavaşça toprakla buluştuğunda, etrafında bir çember oluşturan insanlar kendilerini yarı tanrısal bir varlığın karşısında buldular. Kutsal varlık, ışıltılı gözleriyle insanların yüreklerine derinlemesine bakarak şu sözleri söyledi: "Ben, Izmirius, zamanın ve uzayın ötesinden geldim. Görevim, bu güzel şehre sevgi, hoşgörü ve umudu getirmektir."

Izmirius'un sesi, kuşların şarkılarına karışarak etrafa yayıldı. İnsanlar, büyülü varlık karşısında hayranlıkla beklediler, yüreklerindeki merakla beraber. Izmirius, kollarını açarak denizi ve gökyüzünü işaret etti. Deniz rüzgarları, onun saçlarını okşarken, güneş ışınları sanki onun etrafında bir taç gibi parladı.

"İzmir!" dedi Izmirius, sesi rüzgarla birleşerek tüm şehre yayıldı. "Sizler sevgiye, hoşgörüye ve birbirinize kucak açmaya çağrılıyorsunuz. Birlikte dans ederek, hayatın müziğini çalalım. Deniz ve doğa kardeşlerinizdir, onlarla uyum içinde yaşayın ve koruyun."

Izmirius, insanlara hikayeler anlattı, öğütler verdi ve acı çekenlere şifa verdi. Geceleri, gökyüzündeki yıldızlara bakarak dualar etti ve İzmir halkının kalplerine ilham verdi. İnsanlar, Izmirius'un teatral varlığı karşısında kendilerini keşfetmeye başladılar. Birbirlerine olan sevgileri daha da derinleşti, doğayı koruma sorumluluğunu omuzladılar.

Ve sonunda, yüksek bir tepeye çıkan Izmirius, kollarını açarak yavaşça yükseldi. Gökyüzü onu kucakladığında, bir an için tüm şehir bir nefesini tutmuş gibi sessizliğe büründü. Izmirius'un varlığı belki de fiziksel olarak gitmişti, ama onun öğretileri ve etkisi sonsuza dek İzmir'in ruhunda yaşayacaktı.

İzmirius'un gidişi, bir hüzünle karışık bir umutla kutlandı. İnsanlar, onun teatral ve büyülü varlığını anlatan hikayeleri nesilden nesile aktardılar. İzmir, artık sadece güzellikleriyle değil, Izmirius'un öğretileriyle de aydınlanmıştı. Ve her gün batımında, denizin üzerinde yükselen renk cümbüşü, Izmirius'un teatral vedasını anımsatan bir anı olarak gökyüzüne yayılıyordu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 14, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Tanrının MaceralarıWhere stories live. Discover now