1

160 10 13
                                    

"Hayatın da bir süre var olmuş olan insanların yaralarını taşıdığın için çilek, ancak beklemediğin bir anda kalbine konup, yaralarını saracak olan melek için de böğürtlen. Ve son olarak da, o güzel meleğin saçlarından toplanmış ekşi ve tatlı bir limon. Afiyet olsun genç bayan."

Bana uzatılan meyveli dondurmayı alıp, ücreti uzattım. "O melek ne zaman beni bulur bilmiyorum. Yine de teşekkürler Andre." diyerek boş bulduğum banklardan bir tanesine oturdum.

Normal de dondurma yemeyi sevmeyen birisi olsam da, arkadaşımın ısrarı üzerine buraya gelmeyi kabul etmiştim. Tabii tek başıma olmak biraz canımı sıksa da, bunun üzerine düşünmemeye karar verdim.

Dondurmanın üstünde bulunan küçük kaşığı elime alıp, üstte bulunan böğürtlen aromasından bir kaşık aldım. Tadı gerçekten de bahsedildiği kadar güzeldi.

Gökyüzündeki bulutlu havayı izleyerek dondurmamı yemeyi ve ardından da buradan kalkıp evime gitmeyi planlasam da, beklemediğim bir şey gerçekleşti.

Sarı saçlı ve şirin görünen bir kız çekingence yanıma yaklaştı. İlk önce bana adres soracağını düşünüp, buraya hakim olmadığımı söyleyecekken o beni şaşırttı.

"Şey merhaba, sakıncası yoksa dondurmanın tadına bakabilir miyim?"

İlk başta sorusunu garipsedim, çünkü neden yoldan geçen birisi durduk yere dondurmamdan yemek istesin ki?

Yine de onu kırmadım, nazik bir şekilde onaylamam üzerine yanıma oturdu ve az önce benim yemiş olduğum kaşıktan hiç çekinmeden yemeye başladı.

Gözlerim bu sırada benden izin istemeyerek kızın yüzünde dolaşmaya başladı.

Çok sevimli bir suratı vardı, göz kapağının üstünde küçük bir ben ve tombul yanaklara sahipti. Saçları sapsarıydı ve bu onu olabilecekmiş gibi daha da sevimli yapıyordu. Tanrı gerçekten bu kızı yaratırken üstüne düşünmüş olmalıydı.

Sonrasında bir şey fark ettim. Andre bana bu dondurmayı verirken, meleğin saçlarından söz etmişti ve şu an yanımda oturan kızın saçları en az dondurmadaki kadar sarıydı.
Bunu nasıl bilebilirdi, çünkü karşımdaki kız tam olarak bahsettiği gibiydi. Neden bilmem ama yüzü bile bir meleği andırıyordu bakınca.

Yine de tesadüf olduğunu düşündüm. Dünya üzerinde bir sürü sarışın kız varken bahsettiği melek, illa ki yanımda oturan kız olacak diye bir şey yoktu ya?

Ben aklımın en ücra köşelerinde takılırken, yanımdaki kız dondurmamdan birkaç kaşık daha almış ve belli ki şimdi de doymuştu.
Mahçup bir yüz ifadesiyle dudaklarını büzdü ve "Üzgünüm dondurma görünce kendimi tutamıyorum." diye mırıldandı utangaç bir şekilde.

Kendini biraz bile olsun rahat hissetmesi adına gülümsedim "Önemi yok, umarım beğenmişsindir."

Kafasını aşağı yukarı sallayarak güzel olduğuna dair birkaç şey söyledi ve ardından "Sakıncası yoksa ismini öğrenebilir miyim? Dondurmana kondum sonuçta öylece gitmek ayıp olur."

Dediği şeye gülüp "Ben Yuna, ve sen de?" dememle "Ryujin." diyerek beni tamamladı.

Ayağa kalkmasıyla birlikte "Çok memnun oldum Yuna. Dondurma da en az senin kadar güzeldi, tekrardan çok teşekkürler." dedi.

Gitmesinden birkaç saniye önce "Ben de memnun oldum dondurmacı kız." diyerek ona veda ettim.

Bir daha nerede görüşeceğimizi bile bilmeden gidişini izledim.
Ve içten içe bunun son olmamasını umdum.

bu fici aylaaaarrr once yazmis olmam disinda bir sorun yok

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

bu fici aylaaaarrr once yazmis olmam disinda bir sorun yok

benim icin cok ozel ama 😭


ayrica kucuk ayrintilar vermem gerekirse, kizlar paris'te yasiyor ve dondurmaci andre
bu fic muzice ugur bocegi ve kara kedi izlerken aklima gelmisti JCWOFNKSFJLSFNSKFN

Ice cream ,, ryunaWhere stories live. Discover now