8.RENK: GERÇEK

4.3K 333 214
                                    

M.M: Cennet Yağmur Taştan.
P.L: Shawn Mendes - Stitches

Rica ediyorum, hikaye hakkında düşüncelerinizi dile getirin. Yorum atmak istemiyorsanız, mesaj atabilirsiniz. Düşüncelerinize önem veriyorum ve merak ediyorum çünkü.


Elimdeki kitabın sayfaları arasında kaybolmuş, ücra köşelerine savrulmuştum. Kitabı tuttuğum elimi o kadar sıkıyordum ki, avuç içlerim acımaya başlamıştı. Satır başları, darbeler savuruyordu tenime.

"Yağmur?" İkinci ismim. Babamın koyduğu, kullanmayı tercih etmediğim bir isimdi. Bana seslenildiğini anlamamıştım, anlamam için ismimin birkaç kez daha çağrılması gerekti. Güç belada olsa, bakışlarımı kitabın sayfalarından ayırdım. Düz, donuk bir ifade ile karşımdaki öğretmenime baktım. "Derste okumasan?" Dersi dinlemek istemiyordum, yapacak başka bir şey de olmadığım için satırları elime bastırmaya karar vermiştim. İstemeye isteyemeye kafamı salladım, sesli bir yanıt vermekten kaçındım.

"Pekala... Dersimize dönelim."

Okuduğum, ellerimi yaraladığım kitabı alıp sıranın altına yerleştirdim. "Ohoo." Öğretmenin sitemli sesi kulaklarıma dolunca bakışlarımı ona çevirdim. "Birini uyarıyoruz, öbürü kaytarıyor." Bu sefer, irislerimi öğretmenin baktığı yere çevirdim. Kafasını sıraya yaslayarak uyuklayan Arda, yüzüme bir tebessüm kondurmama sebep oldu. "Arda!" Yüksek sesle çağırması bir işe yaramayınca yanına gitti. Omzundan dürtükleyerek uyandırmaya çalıştı ama hayır, uyanmıyordu. "Arda, hadi oğlum!" En sonunda, uykunun mağmurluğu yüzünden gözlerini kısarak kalktı Arda. İlk önce nerede olduğunu anlayamadı, daha sonra saçlarını karıştırıp tembel bir şekilde gülümsedi. Onun bu haline ben de gülümsedim.

"Pardon ya." Sesi kulağıma yorgun gelmişti. Benim ruhum gibi. Sebebini bilmediğim bir şekilde yorgun hissediyordum, sanki nefes almak bile omuzlarımı ağrıtıyordu. O da mı benim gibiydi?

Umut vermedim kendime. Başka şeyler yaparkende yorulabilirdi sonuçta...

"Evet!" E harfini uzatarak konuştuğunda zorlansamda bakışlarımı Arda'dan uzaklaştırabildim. "Konuya dönelim, çocuklar!"

Dersin devamı, diğer zamanlar gibi geçti. İzlemek, konuşmak, eskiye dönmek istedim.

Ve hiçbir şey yapamadım.

XX

"Soğuk kahve." Parayı yavaşça uzatarak kahvemi bekledim. Arkamda yüksek bir uğultu vardı. Birilerinin hakkında konuşup gülüşenler, dersler hakkında konuşanlar ve cam kenarında, yakında olacak olan Liselerarası Basketbol Maçı hakkında konuşan okulun Basketbol takımı. Arda'da onlarlaydı.

Bir maç hakkında konuştukları belliydi, çünkü takımın kaptanı olduğunu bildiğim gencin önünde defter vardı ve şekiller çizerek maç sırasında uygulayacakları taktikler hakkında konuşuyorlardı. Hepsi ciddi bir ifade ile kaptanı dinliyordu. "Buyrun." Ardıma dönerek kahvemi aldım. Sıcak kahveden ziyade, soğuk kahveyi daha çok seviyordum. Tadı daha hoşuma gidiyordu.

Gözüme herkesten uzak, boş bir masayı kestirince oraya iliştim. Küçük bir kedi gibi sandalyenin üzerinde kendimi küçültmüştüm. Kahve boğazımdan aşağıya inerken baygın bakışlarla çevredekileri izliyordum.

Pencere kenarında, bana uzakta duran kızlar birbirlerine telefonlarında bir şeyler göstererek gülüyordu. Onların çaprazında olan gençler ise yemeklerine gömülmüşlerdi.

BEN GRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin