-1 hafta sonra-
Yeonjun hyung'la yakındım evet ama ona yakın olan bi kişi vardı o da bana bağıran çocuk Soobin'di.
Soobin onun peşinden ayrılmıyordu götüne yapışmış haldeydi.
Sınıfta sıramda oturup resim çizmeye başladım.
Birinin bana yaklaştığını hissettim.
"Hey,selam"
"Selam"
"Choi Beomgyu?Doğru muyum?"
"Beomgyu diyebilirsin."
"Ah peki...ben Kang Taehyun"
"Tanıştığıma memnun oldum Taehyun"
"Bende,umarım iyi bir sene geçiririz"
"Mhm"
"Konuşmayı çok sevmiyorsun herhalde."
"Sayılır"
"Pekii daha sonra görüşürüz o zaman Beomgyu"
"Görüşürüz Taehyun"
Yanımdan uzaklaştı.
Yalnız bi çocuğa benziyordu.
Umarım Soobin'in oyunlarından değildir diye umdum.
Ayağa kalktım ve kapıya doğru yürüdüm.
Yeonjun hyung'la Soobin'in buraya geldiğini görmedim tabii.
Yeonjun hyung'a çarpıp yere düştüm ve Soobin'in sesini duydum.
"SENİ EZİK SEN NASIL OLURDA YEONJUN HYUNG'A ÇARPARSIN!SENİ GÖZSÜZ!"
Arkama bakmadan ordan saniyesinde uzaklaştım.
Ama Yeonjun hyung'ın garipsemesinide beklemiştim.
Okulun terasına çıkıp köşeye oturdum.
O sırada Taehyun'un orada olduğunu görmedim.
"Hey Beomgyu iyi misin sen?"
Yanıma oturdu.
"İyiyim Taehyun."
"Ah klasik yalanlar...hadi ama bana güvenebilirsin."
"Kusura bakma Taehyun daha yeni tanıdığım birine sırlarımı dökemem"
"Pekala sorun değil."
"Seni kırdıysam kusura bakma"
"Ne kırması be haklı olarak anlatmıyorsun"
Gülmüştü.
Dalga mı geçti yoksa gerçekten mi öyle düşünüyor bilmiyorum.
Ama bende gülmeyi tercih ettim...
