ölüm nelere kadir? / hyunsung

- 9

03082023

-

"Kraliyet ve ordu meclisine sunduğunuz teklif kabul edildi."

Felix savaşa hazırlanan krallık ordusunu neden bıraktığını merak eden prensin aklındaki soruları giderdiğini umarak, Hyunjin'in atına binmesi için bir kaç adım gerilemişti.

"Savaş hazırlıkları ikinci bir emre kadar sonlandırıldı. Barış, sizin."

Saat oldukça erkendi. Karşılarındaki büyük orman ve dağlar sis yüzünden görünmez kılınmış bulutlara karışmıştı.

"Seyahatinizin ardından Kuzey'in savaş için hazır beklediği nihayetinde anlaşıldı. Fakat bilirsiniz ki huzurlu toprakların diğer sahipleri bu durumdan hiç hoşlanmadı."

"Yalnızca bir seyahat."

"Ordunuz geçen yıllara göre bu denli güçlendiğinde mi dost topraklarında Seyehat etmek istiyorsunuz Kuzey Prensi? Yalnızca bir seyahat değil. Uzun süreli bir Seyahat, keşif."

"Savaş olmayacak."

"Kuzey hiçbir zaman sözünü tutmaz, kurallara uymaz. Niyetinizin belli olmadığını mı sanıyorsunuz?"

"Şu an sahip olduğunuz krallıkta bu şekilde kazanıldı."

"Dostumuzun kanını dökmedik. Halkınızı huzurla yaşatmak varken bu yaptığınız yalnızca aç gözlülüğe girer."

Hyunjin tek kelime etmeden sürdü atını yoğun sis bulutunun içine, sarayın devasa kapıları açıldı Prensin yolu için.

Nereye gittiklerinden emin değildi Felix. Prensinin kendisini beklediği söylenemezdi elbette. Sakinliğini koruyarak yerine getirmişti gölgelik görevini.

Sessizce takip etmişti onu.

"Birgün eğitimim sırasında burada kaybolmuştum."

Etrafına bakmıştı Felix. Gülümsemişti prensin cümleleriyle artık yabancı gelmeyen ormana.

"Asiller dışında sadece siz kaybolmuştunuz."

"O zamanlar sizin gibi kabullendirilmesi zor soylular vardı karşımda."

"Beni eğitmeniniz olarak görmek bir hayli zor olmuştu sizin için."

"Beni bir asil olarak kabul etmenizin zor olması gibi."

"Hala bir asile yakışmayacak aykırılıklarınız var. Kabul edin."

"Aykırı bir prensi canınız pahasına korumak adına buradasınız."

"Varlığınızın daim olmasını diliyorum Prens. Yeminimin içerisinde size bir şey olduğu takdirde dünyadaki eşsiz varlığımın son bulacağıda vardı."

Gülmüştü her ikiside. Prens Han bulmuştu kaybolan taht varisini.
Uzunca bir yol gelmişlerdi. Prensin kaybolduğu gün ağır yaralandığını öğrenmişlerdi. Ormanın içindeki küçük bir aile tarafından bakılmıştı genç varise.