U

948 90 48
                                    

"Bekle bir dakika, sen neden bahsediyorsun?" dedi Luke, Calum'ı bırakırken.

"Evet dostum, o senin kardeşin, sadece şaka yapıyordum yemin ederim." dedi, Luke onu bıraktığı için rahatlamıştı.

"Evet, evet, onu biliyorum ama bekle bir saniye...ondan hoşlanıyor musun?" dedi, suratı ciddileşmişti. Calum'un kafası önüne düşüp yanakları kızarırken ona öldürecekmiş gibi baktı. Bense orada öylece dikildim, boş bulunmuştum. Hepimiz orada ne yapacağımızı bilemeyerek dikilirken Mickey'nin sesi duyuldu.

"Millet? Burada neler oluyor? Birinin bağırdığını duydum." dedi şaşkın bir surat ifadesiyle. Calum'ın başı ona doğru döndü; bense Mickey'e, ondan Calum'a, ondan da Luke'a baktım. Luke Calum'un kafasını koparacakmış gibi görünüyordu, Michael oldukça kafası karışmış görünüyordu ve Calum bir domatese benziyordu.

Mickey, "Ashton aşağıda...hâlâ sinemaya gitmekte kararlı mısınız?" diye sordu bize.

"Hayı-" diye başladı Luke ama ben sözünü kestim.

"Evet tabii ki de, neden gitmeyelim ki?" dedim çabucak, hiçbir şey olmamış gibi davrandım. Calum ve Luke'un bakışlarıyla sırtımda delikler açtığını hissedebiliyordum, ama onları Mickey'e gülümseyerek görmezden geldim.

"Aa, tamam o zaman, hadi gidelim?" dedi, bu daha çok bir soru gibi duyulmuştu. Ben de başımla onayladım ve Cal ve Luke'dan kaçınarak onu aşağı takip edip aşağıya indim.

Aşağı indiğimizde kıvrımlı kumral saçları olan, alnına sarı bir bandana bağlamış, güzel ela gözlü bir çocuk gördüm. Bana biraz şaşırmış gibi bakıyordu. Ardından bana hemen gülümsedi.

"Ashton, bu Luke'un kardeşi, Dani." Öne bir adım atıp elini uzattı. Ben de elini tuttum ve tokalaştık.

"Merhaba." gülümsedi, bu yanaklarımın ısınmasına neden oldu.

"Merhaba." diye cevap verdim, başka ne diyebileceğimi bilemedim. Hala mutlu bir şekilde gözlerime bakıp elimi salladığını farkettim. Tam o anda Calum ve Luke merdivenden aşağı indiler, Luke hala kızgın görünüyordu Calum ise korkmuş. Calum, Ashton ve benim elele tutuşmuş ve gülümserken görünce, yüz ifadesi endişeliden üzgüne döndü, bakışları yere düştü. Üzgün-görünen-Calum'dan gözlerimi ayırmadan Ashton'nın elini hızla bıraktım ve iki elimi de arkamda birleştirdim. Luke bana kızgın bir bakış attı ve ben de aynı bakışla karşılık verdim. Sonra Ashton'a döndü ve sahte bir gülüşle onunla çabucak tokalaştı.

"Merhaba dostum, ben Luke."

"Ashton." diye cevap verdi, gülümsemesi biraz düşmüştü, biraz önceki gibi görünmüyordu. Calum sadece olduğu yerde kaldı ve ona baktı.

Dediği tek şey, "Calum." oldu.

"Merhaba." diye karşılık verdi, gülümsemesi şimdi tamamıyla kaybolmuştu.

"Tamam, hadi gidelim." diye bir kez daha araya girdi Michael.

~

Film çok kötü geçti, kimse konuşmadı, her şeyden bihaber olan Mickey hariç, o da belli biriyle konuşmadı ama sürekli gevezelik etti. Ben, Michael ve Luke'un arasına oturdum. Ashton Luke'un yanına, Calum da Michael'ın yanına oturdu. Sinemadan ayrılırken Calum çekinerek omzuma dokundu.

Ona döndüm ve zayıfca gülümsedim. Diğer herkes önümüzden gidiyordu ve bizim bir iki metre arkada olduğunuzu fark etmemişlerdi.

"Dani, Ben - Ben, söylediklerim konusunda gerçekten üzgünüm..." dedi, gergin bir şekilde parmaklarıyla oynarken.

"Calum, üzülme, bunlar senin hisslerin, bu konuda üzülmene gerek yok." dedim ona hafifçe gülümserken.

"Evet..." kızardı, "yani demek istediğim, aa, s-sen de aynı şeyi hissediyor musun?" diye sessizce sordu, ve gözleri tekrar yere odaklandı. Ağır kapıyı iterek açtık ve dışarı çıktık, ılık hava bizi kucakladı.

"Bilmiyorum, yani, senin hakkında hiç o şekilde düşünmemiştim, ama... " durdum, o da bana bakmak için başını kaldırdı. Diğerleri çoktan arabaya ulaşmıştı, biz ise dışarıda dikiliyorduk. "Yani, galiba öyle hissediyorum." diye utanarak mırıldandım.

"Gerçekten mi?!" dedi yüksek bir sesle, tüm mutsuzluğu anında yok olmuştu. Bense kıkırdadım ve başımı salladım.

"Şey, ımm, benimle bir randevuya çıkmak ister misin?" Calum kızardı. Ben de kızardım, yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu. Onuu izliyordum oda beni izliyorum. Dudaklarımı ısırarak yavaşça başımı aşağı yukarı salladım.

"Oley!" Beni kaldırdı ve etrafında döndürmeye başladı, ikimizde gülüyorduk. Beni aşağı indirdiğinde Luke arabadan indiğini gördüm.

"Ne oluyor lan burada?" diye bağırdı bize.

3# Mustard (Hardal) // Ashton IrwinWhere stories live. Discover now