16.Bölüm: SEVGİLİ

Start from the beginning
                                    

Kartal'ın o aşığı olduğum kokusunu içime çekerken başımın ağrıdığını çaktırmıyordum. Ta ki Yiğit şapşalı yanımıza gelip "Kanka migren ilacı işe yaradı mı? Biliyorsun bak onu içince bol su içmen lazım." Diyene kadar.

Kartal kendini hiç kenara çekmeden sadece göz teması kurmak amaçlı kafasını öne eğdi. "Güzelim?" dedi sorgular bir sesle. "Migrenin mi tuttu?"

"Biraz."

Pardon ama...Bok biraz. Şu an bildiğiniz başım benim değildi. Size öyle söyleyeyim sizde anlayın.

"Peki neden bana söylemiyorsun?" Bu durumdayken bana kızmış olamazdı değil mi?

"Sebebi sen olduğun için olabilir mi? Yolda gelirken o kadar ağladım ki migrenimin tutmaması imkansızdı." Söylediğim şeyle ufaktan yüzümü süzdüğünde Yiğit'e döndü.

"Yiğit ilaç verdin dimi?"

"Verdim abi de baksana sağ gözü kanlanmaya başladığına göre pek işe yaramamış."

Tipik migren sorunları. Eğer gözünüz kanlanmaya başlıyorsa anlayın ki yarın migren ağzınıza sıçacak demektir.

"Bakayım..." Kartal Yiğit'in parmak bastığı noktayla kendini geri çekerek elini çeneme yerleştirip yüzümü tam bir açıyla görüş alanına aldı. Kaşları çatık bir şekilde bakışlarını gözlerimde gezdiriyordu.

"Çok mu kötü...?" dedim mırıldanarak. Hiçbir şey demeden sadece kafasını aşağı yukarı salladı.

"Hadi kalk seni yatıralım." Hayır demek istemiyordum ancak daha abim gelmemişti. Evet yanlış duymadınız. Daha abimle Yunus Emre abi gelecekti. Anlayacağınız baş başa kalmak hayal olmuştu.

Oturduğum yere biraz daha yerleştiğimde "Olmaz." Dedim. "Daha abimler gelecek."

"Güzelim abin sana gelmiyor ya. Çok merak ediyorsa uyuyakaldı derim. Daha da irdelerse bakarız icabına."

"Tabii abimleri çağırdığına göre kafanda çoktan bahaneler üretmişsindir. Sende haklısın."

"İnanır mısın Ecrin belki komik gelecek ama sana o kadar odaklanmışım ki Cihangir'i hiç düşünmedim bile." Yapmış olduğu itiraf komik olsa da bir o kadarda kendine çekiciydi. E malum bir şeyler hissedince böyle küçük ayrıntılara düşebiliyorsunuz.

Başımın ağrısından sıyrılmaya çalışarak Kartal'a gülümsediğimde Yiğit koca bir öksürükle araya girdi "Büyük bir organizasyon hatası var hocam. Ben Ecrin olsam 10 üzerinden 2 falan anca veririm sana."

Yiğit konuşmaya başladıysa iki kardeş arasında ki laf dalaşı başlamış demektir. Bu yüzdende Kartal'a çaktırmadan kendimi kenara doğru çektim ancak bakışları Yiğit'te olmasına rağmen aklı bendeymiş ki kendimi kaydırdığım gibi elini belime koyup beni kendine yakınlaştırdı.

Ayıptır söylemesi ama. Bu adamın aklı fikri ben olmuştum ya.

Ciddi bakışları hala Yiğit'in üzerindeyken "Yırtık dondan çıkar gibi ne araya giriyorsun? Ayrıca sen Ecrin misin Yiğit?" dedi acımasız bir sesle.

Kardeşini sevdiğine dair en ufak bir şüphem yoktu. Hatta ona düşkün olduğunu bile söyleyebilirdim ancak abilik duygusundan kaynaklanan bir siniri tamamen Yiğit odaklıydı. Bu da tahammülsüzlüğe yol açıyordu.

Yiğit tek kaşını kaldırarak muzip bir şekilde "Neden olmayayım?" dediğinde Kartal çizgisinden dışarı çıkmadı bile. "Neden dövmeyeyim?"

"Çocuk esirgeme kurumunu arayacağım işin sonunda. Bu ne şiddet yanlılığı."

Aşk BürosuWhere stories live. Discover now