「Dövüş」

83 11 3
                                    

🌸

Artık yapacak hiçbir şeyim kalmamıştı. Budo merakla bana bakarken çığlık seslerini duyup o tarafa koşmuştu. Her şeyi berbat etmiştim, her şey bitmişti.

Kendimi şuracıkta kesip gururumla ölebilirdim ama Senpai'm için savaşmayı bırakmayacaktım. Hızla geri döndüm ve kapının açık olduğunu, ikisinin de ortalıkta olmadığını gördüm.

Tuhaf bir şekilde çok sakindim. Her şey bitmişti ama bu kadar sakin olmam asla normal değildi. Artık kendimi tanıyamıyordum. Bu olmak istemiyordum.

Birden arkamdan biri beni duvara yapıştırdı. Hiçbir şekilde hareket edemiyordum, kafamı dahi döndüremiyordum.

"Biliyordum. Beni şaşırtmadın, Ayano-Chan. Bunu yanına bırakmayacağım."

Sesin Budo'ya ait olduğunu anlamıştım. İçimden uzunca küfrettim ve mantıklı düşünmeye çalıştım. Beni duvara daha çok bastırdı.

"Uzak dur benden! Her şeyi mahvettin." dedim zorlukla konuşarak.

"Her şey senin yüzünden başladı. Artık buna izin vermeyeceğim."

Boşluğundan faydalanarak dirseğimle karnına vurdum ve ondan kurtulmayı başardım.

"Bu oyunu adaletli oynayalım ha? Ne dersin?" dedim pozisyon alırken. Şaşkınlıkla bana bakıyordu ama onun da pozisyon alması uzun sürmedi.

"Demek kendi ellerimle kendime bir rakip yetiştirmişim. Ne kadar iyisin, göreceğiz." dedi.

Bu zamana kadar kulüp aktivitelerini pek ciddiye almamıştım. Tam potansiyelimi ortaya çıkarmak için öğrendiklerimi hatırlamaya çalıştım.

Hiçbir şey hissetmiyordum ve bu beni ondan üstün kılardı. Stresli, heyecanlı veya korkmuş değildim. Hazırdım.

Açık kalan kapıdan dolayı etrafı görmek zordu. Her yer buhar ile doluyordu ve bunu kendi avantajıma çevirmeliydim.

Hamle yapıp yumruk atmaya çalıştım ama bundan kaçtı. Bana vurmak için yöneldiğinde geri kaçtım ve buharın içine girdim.

"Çık ortaya. Adaletli oynayalım diyen sendin, unuttun mu?" dedi Budo.

"Unutur muyum? Asla." dedim ve sırtına tekme atıp dengesini bozdum. Yere düşmedi fakat öne sendelediğinde sırtına atladım. Kolumu boynuna doladım ve olabildiğince sıkmaya başladım.

"Yolumdan çekilin!" diye bağırdım.

Birden Budo, tüm ağırlığını geri verdi ve yere düştük. Sert darbeyle kafamı çarpmıştım ve tamamen afallamıştım. Etrafımı görmeye çalışıyordum fakat her şey çiftti.

Önüme gelen bir gölgeyi seçmeye çalıştım. Elimi uzattım ve gölgenin Budo'nun yüzü olduğunu farkettim. Elimi çekmedim.

"Bana bunu yapmak zorunda bırakma." dedi buruk bir ses ile. Eliyle elimin üzerini kapadı ve bir süre öyle kaldı.

"Daha fazla kimseye zarar verme, sen zarar göreceksin. Yapma." dedi yaklaşarak. Neden tam da pes etmişken işimi bitirmediğini merak ediyordum.

Kısa bir zaman sonra bilincimi tamamen kaybettim. Tek hatırladığım yerden kaldırıldığım ve başımın inanılmaz dönmesiydi.

4 Saat Sonra

Çok şiddetli bir baş ağrısı ile kendime geldim. Başımı acıdan oynatamadığım için görüş açımdan nerede olduğumu anlamaya çalıştım.

Sanırım hotelin revirindeydim. Geceydi ve ışıklar yanmıyordu. Gözlerim henüz karanlığa alışmamışken yanımda nefes sesleri duydum.

"Kimsin?" dedim zorlukla.

➸ 𝐊𝐀𝐘𝐈𝐏 || 𝐀𝐘𝐀𝐍𝐃𝐎Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon