30 - Nöbet

229 22 139
                                    

(30 yazınca cm çıkıyo lan dkchkdkchxnckxx)

Kate gizli sığınağa ışınlandı ve duvardaki düşmanlarının fotoğraflarına baktı. Onları tek tek öldürecekti, yok edecekti.

Bir yıl sonra=

Kate tüm düşmanlarını yok etmişti ve bu süre içerisinde Five'a hiç bakmamıştı. Dikkati dağılmasın diye.

Şimdi ise onun karşısına nasıl çıkacağını düşünüyordu. Sonuçta bir yıldır ondan gizli yaşıyordu ve hayattaydı.

Kate'in bilmediği şey ise sevgilisinin her geçen gün çökmesiydi. Hayat ışığını kaybetmiş gibiydi. Alkolü çok fazla alıyordu ve uyumuyordu.

Uyumamasının nedeni her seferinde Kate'in onu suçladığı kesitler görmesiydi.

Alkölü ise kendini uyuşturduğu ve anca öyle birkaç saatte olsa uyuduğu için içiyordu.

Herkes ona destek olsa da o Kate'ini istiyordu. Ama Kate artık yoktu.

Kate kendi evine gidip ilk önce Peter'ı gördü. Peter ilk korksa da Kate'in bunu yapmasına pek şaşırmamıştı.

Peter ile Kate konuştu. ilk önce Five'ın yanına Peter'ın gitmesi gerektiğini kabul ettiler.

Peter Five'ın evine geldiğinde kapıyı çaldı ama açan kimse yoktu. Birkaç dakika daha çalınca kapı birden açıldı.

Peter, Five'ı aylardır görmemişti ve Five resmen çökmüştü. Five Peter'ı görünce ona sarıldı. İçeri geçtiler.

P:gözlük onun mu?

F:evet.

Peter Five'ın kafasını dağıttı ve ardından direkt söze girdi.

P: Five. Sana bir şey söyleyeceğim ama şok geçirme.

Five kaşlarını çattı.

F:ne söyleyeceksin?

P:Kate ölmedi.

Five'ın gözünden bir damla yaş aktı ama gülümsedi. Sonra küçük bir kahkaha attı.

F:komik değil Peter.

K:şaka değil ki.

Arkadan çıkan Kate ile Five ayağa kalkıp dövüş pozisyonu aldı.

F:Kate öldü. Sen kimsin be?! Ne hakla sevgilimin kılığına girersin!?

K: Five. Benim. Bir iş için kendimi ölmüş gibi gösterdim. Üzgünüm sevgilim.

F:bu sen değilsin.

Gözlük bir anda parladı.

E:merhaba, Kate.

K:merhaba Edith.

Five inanmakta güçlük çekiyordu.

Peter onları yanlız bıraktığında Kate Five'a sarıldı. Five bir anlığına teklese de sımsıkı sarıldı. Özlediği kokusunu çekti. Koku varla yok arasıydı, ama yine de geliyordu.

Bir süre sarıldıktan sonra Five Kate'in dudaklarından öpmeye başladı. Özlediği dudakların tadına tekrar baktı.

Nefessiz kaldıkları için ayrıldılar ve ayrıldıkları anda Five bayıldı. Kate onu tuttu ve Five'ın yatak odasına ışınladı. Her yer dağınık ve içki kokuyordu. Five'ın odasının kendine has olan kahve kokusu gitmiş yerine alkol gelmişti.

Kate onu muayene ettiğinde kriz geçirdiğini anladı. Nöbet geçirmişti. Nöbet geçirmesini pek çok nedeni olabilirdi. Tahminleri; uzun süreli açlık, uykusuzluk, aşırı alkol kullanımı ve muhtemel olarak yoğun stresti.

Kate'i en çok üzenlerden bir tanesi ise sevgilisinin nöbet geçirme nedeninin kendisi olmasıydı.

Peterı çağırdı, uzunca konuştular.

Kate, uzaklara gidip Five'ın nöbet geçirmesini mi engellemeliydi?
Yoksa onunla kalıp Five'ı iyileştirmeli miydi?

Elbetteki onu iyileştirmeyi seçti. Hem o yokken daha kötüsü olabilirdi.

Peterı uğurladı ve Five'ın yanına ışınlandı.

Yanına uzandı ve saçını okşamaya başladı.

Kate Five'ın saçını okşarken uyuya kalmıştı. Five uyandığında Kate'i görünce rahatladı. Ona hafifçe sarıldı. Kate telaşla uyandı ama Five'ı görünce rahatlayıp gülümsedi. Kate Five'a sarıldı.

K:üzgünüm. Seni çok üzdüm.

F:sen buradasın ya, önemli olan bu.

Kate gülümsedi. Yavaş yavaş sohbet başladı ve Kate yüm bu bir yıl boyunca ne yaptığını anlattı. Five'ın anlatacağı tek şey ağlayıp alkol ve sigara kullandığıydı.

İkili birlikte özlem giderdikten sonra  Kate Five'ı zorla banyoya soktu ve saçını düzeltip sakalını kesti.

K:yine bebek gibi oldun.

F:beni böyle daha mı çok seviyorsun?

K:seni her halinle seviyorum. Ama jilet gibi olmanı tercih ederim. Böyle daha genç duruyorsun.

(midem bulanmaya başladı aq ölüyorum. Başım da geçmedi zaten.)

F:hmm öyle mi?

Kate Five'ın yumuşacık yanağından öptü.
K:öyle.

Kate Five'ı kaldırıp duşa girmesini söyledi. Five beraber girelim deyince de kızıp ışınlandı. Five gülerek banyoya girdi.

Beline sardığı havlu ile giriş yaptı Five salona. Tek eli ile saçlarındaki havluyla saçlarını kurutuyordu.

(aga başım dönmeye başladı, ölüyorum galiba)

K:hassiktir.

Five yamuk bir şekilde gülümsedi.

F:benimle banyoya girseydin dahasını da görürdün güzelim.

K:hayır. Olmaz. Her neyse kapatalım konuyu. Üstüne bir şeyler giy gel.

Five göz devirip ışınlandı. Birkaç dakika sonra giyinik geldi.

Kate'in yanına oturup ona sarıldı. Kate Five'ın boynunu kokladı ve gülümsedi.

K:işte şimdi Five gibi kokuyorsun.

F:önceden ne kokuyordum?

K:çoğunlukla alkol.

F:üzgünüm.

K:neden ki?

Five tam konuşacakken Kate onu öpmeye başladı. Five da gülümseyerek karşılık verdi.

(ölüyor olmama rağmen yazmaya devam etmem ayrı bir şey zaten)

Bir süre öpüştüler. Eski günleri yad ettiler.

Ayrıldıklarında  nefes nefese kalmışlardı. Birbirlerine gülümsediler.

Five sonunda mutluydu, ve bunlar gereçek değilmiş gibi hissediyordu.

Neyse ne, dedi içinden. Sonuçta mutluydu, huzurluydu. Kate ile beraberlerdi.

Hem, en fazla ne olabilirdi ki?

Kate ölümle kapışmış ve galip gelmişti. O bunu atlattıysa herşeyi yapabilirdi.

Değil mi?




_____________

Merhabalar sanırım ölüyorum. O yüzden biraz kısa oldu.

Yazım yanlışlarına takılmayın veya mantıksız cümlelere. Çünkü şuan kafam 1500 oldu ve içki içmedim.

Neyse. İyi gecelr diliyoeum

Bayy



Partner ~ Five HargreevesWhere stories live. Discover now