0.6

583 72 41
                                    

Filmin bitmesi ile hyunjin televizyonu kapatmış ve ellerini birbirine vurarak tüm odağın kendine gelmesini sağlamıştı.

"Evet herkes yataklara. Sabah biz üçümüzün işi, senin ise okulun var seungmo"

Üç genç de hyunjin'i onaylamış ve odalarına geçmek için oturdukları koltuk tan kalmışlardı. Seungmin odasına girmeden önce ilk chan'ı sonra minho'yu ve daha sonra da hyunjin'e öpücük verip odasına girmişti. Üçünün de yüzünde küçük gülümse oluşurken oradan ilk ayrılan chan olmuştu. Buraya geldiğin de her zaman onun için ayrılan odaya geçip üzerini değiştirdiği gibi kendini yatağa attı.

Kesinlikle üçünü de çok özlemişti. Aklına gelen fikir ile yüzün de ki tebessümle yumdu gözlerini.

Minho da çocukluk arkadaşına iyi geceler dileyip kendi odasına geçti. Hyunjin ise aklın da ki bir kaç düşünce ile girmişti yatağa. Bugün ki chan ve seungmin'in yakınlığını çok mu abartmıştı? Aklın da hep bu soru var iken yatakta bir sol tarafa bir sağ tarafa dönüp duruyordu. Aradan geçen on dakika gibi bir süreden sonra tam uyukuya dalacağı vakit kapısı ilk olarak tıklatılmış peşin den de sessiz olmaya özen göstererek açılmıştı. Gördüğü kabarık saçlar ile gülümsemişti.

Seungmin sadece başını kapının arasında uzatmış ve hyungunun uyuyup uyumadığına bakıyordu. Ona gülen hyungunu görünce kendi yüzüne de bir gülümseme yayılmıştı.

"Gelebilir miyim?"

Hyunjin, seungmin'in bu tatlı sorusu ile hemen başını sallamıştı.

"Gel buraya minik"

Seungmin aldığı onay ile ayak uçların da koşar adım hemen hyungunun yatağına gitmişti. Hyunjin de yatağın da oturur pozisyona geçmiş ve prenses'e bakmıştı. Hâlâ buraya neden geldiğini anlamamıştı.

Seungmin elleri ile oynarken diyeceklerini aklın da toparlıyordu. Hâlâ oynadığı ellerine bakarken aklından geçenleri tek tek söylemişti.

"Özür dilerim hyungu. Bugün biraz sen ile minho hyungu boşlamış oldum ama far-"

Hyunjin ise karşısında ondan özür dileyen seungmin ile yaptığı saçmalığı anlamış oldu. Şuan seungmin'in özür dilemesi gerekmiyordu. O sadece bir kaç yıl önce onu büyük bir tehlikeden kurtaran adamın gelişi için sevinmiş iken hyunjin'i bu durumu bildiği halde küçüğüne trip atmıştı. Aklına gelenler ile hemen kollarını seungmin'e sarmıştı.

"Asıl ben özür dilerim prensesim. Boşu boşuna saçmaladım."

"Hayır hyung saçmalamadın. O hallerini çok tatlıydı. Ama şey chan hyungun geldiğini görünce bâyâ bir şaşırdım o yüzden senle bugün pek konuşamadık. Üzgünüm yine heyecanıma yenik düştüm de birazcık "

Hyunjin, hâlâ kendini suçlayan seungmin ile iç çekti. Seungmin'in huyunu biliyordu. Sevdiği kişiler ondan uzaklaşınca bâyâ bir üzülür ama sevdiği kişiler geri dönünce de onları kendin den bezdirene kadar sık boğaz ederdi.

Hyunjin bu durumu bildiği halde için de ki sesi durduramamış ve miniğine karşı hata yapmıştı. Seungmin'in başını hyungunun göğsün de iken hyunjin göğüs de ki saçları okşarken bu durumu nasıl telafi edeceğini düşünüyordu.

"Affettin mi beni hyung?"

Başını biraz yukarı kaldırıp saçlarını seven hyungunun yüzüne bakmıştı.

"Şapşal bir  prensesin."

"Şuan alındım gücendim beyfendi. Minicik kalbimi kırdınız"

"Seni ve minicik kalbini yerim şimdi. Tatlılığa bak.  Hem ne zaman küsmüştük"

çocukluk aşkı☆hyunseunghoWhere stories live. Discover now