15.Bölüm: CENAZE NAMAZI

En başından başla
                                    

Kenardan telefonunu gösterdiğinde ağzını okumaya çalıştım. Sanırsam telefonunu al demeye çalışıyordu? Yoksa telefonu falan mı bozulmuştu?

Anlamaz bir şekilde kafamı salladığımda ilk önce beni gösterdi sonrada kendini gösterip telefonu salladı.

Seni arayacağım diyordu.

Hızlıca yatağın içerisinden telefonumu bulmaya çalıştım. Zıkkımın peki sanırsın yatağın içerisinde değildi de kara deliğin içindeydi. En sonunda yastığı yorganı havaya kaldırıp silkeledim.

Ve bilin bakalım ne oldu?

Her tarafına baktığım yorganı salladığım gibi telefonum güm diye yere düştü. Bir panikle yorganı bok çuvalı gibi fırlatıp telefonu elime aldığımda aramaya cevap vermiştim.

"Alo? Kartal?"

Cam kenarından ona bakarken sırıtışında ki sıcaklığı buradan hissedebiliyordum.

"Güzelim." Sesinin kalınlaşmasından belliydi ki yeni uyanmıştı. "Neden uyumadın?"

"Uyuyamadım."

Canımın sıkkınlığını sesimden anlamış olacaktı ki ufaktan kaşları çatıldı. "Bir şey mi oldu yavrum? Aklına bir şey mi takıldı?"

"Aslında evet." Dedim yine dürüstlüğümden ödün vermeden. Ya çok dürüsttüm ya da hiçbir şey söylememeyi tercih ediyordum -tabii bazı pembe yalanlarım da yok değildi.-. "Daha çok düşünmekten uyuyamadım."

"Söylesin bakalım benim güzelimin aklına ne takılmış?" Kafasını cama yaslamış hülyalı ve uykulu bakışlar atıyordu. Hala uykusu olduğu o kadar belliydi ki. Neden bu saatte kalkıp benimle konuşuyordu ki.

"Sen neden uyandın?" dedim konuyu değiştirerek.

"Şöyle bir göz ucuyla ışığın yanıyor mu diye bakayım dedim..." Lan bu uyuyordu ya hala! Herifin uykusunda bile aklında ben dönüyordum.

Yüzümde küçük bir gülümsemeyle  "Eee sonra?" diye onu dürttüm. Kapanan gözlerini bir çocuk gibi ovuştururken "Baktım ışığını açtın bir yüzünü göreyim dedim." dedi.

"He yani beni özledin?"

"Seni her zaman özlüyorum Balkız'ım." Çatallaşan sesiyle beraber boğazını temizledi ve söze tekrar girdi. "Mesela şu an yanımda, yatağımda olsan? Kollarımı beline sarsam? Kokunu içime çeke çeke uyusam fena mı olurdu?"

Onun o şapşal yüz ifadesini izlerken bir anda dudaklarımdan kendi iradem dışında bir cümle süzüldü. "Olmazdı."

"Bence de olmazdı..." Çok uykusu vardı. Cümle aralarında uyuyup uyuyup duruyordu. "Bu arada sözü kaynattığını fark etmedim zannetme. Sen o tatlı canını neye sıktın? Anlat bakalım?"

Bir elimi yanağıma koyup pencereye yaslandığımda uyku mahmuru gözlerine bakarak "Murat." Dedim.

"Hay sikeceğim en sonunda şu kıç suratlı herifi." O kapanmakta olan gözleri  Murat deyince ne güzel de açılmıştı ama.

"Sonra Ecrin neden derdini anlatmıyor." Dedim söylenerek. Maşallah kendileri sinir küpü olduğundan insan ister istemez korkuyordu.

"Tamam. Ben sakinim ve seni dinliyorum."

Şöyle ters bir şey söylesem sakinliği falan kalmayacaktı ama hadi hayırlısı.

"Böyle biraz kötü hissediyorum. Murat aklımda dönüp dönüp duruyor. İçimde kötü bir his var. Nasıl desem..." Cümlelerimi toplayamıyordum. Bununla beraber derin bir nefes aldığımda söze geri girdim. "Kötü bir şey olacak gibi Kartal."

Aşk BürosuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin