Efeslilerin Byzantium Masalı

X

Kuyumcunun birinde güzel el işleri gözümüze çarptı. Kafasını endişeyle sallarken, "İhtiyarlıyor olsan da bu çocukça şapşallıkların ne zaman bitecek?" deyip elinde tuttuğu üç Artemis heykelciğinden hangisi diye gözüyle işareti etti. Kararsız kararsız elindekileri inceliyorken, "Duyduklarıma göre sandığımız kadar vahim bir durum içinde değiliz." dedi.

Elimle ortadakini işaret edip, "Ama çok kısa birkaç cümle ettiler. Geceye dair ciddi eleştirilerdi bir bakıma. Baban ve İonnia'nın babası bizi desteklediler. Daha çok korur gibiydiler. Bir an leyjonerler, rahipler derken hesaba çekiliyor gibi hissettim." dedim.

"Çakallar elbette ısırmaya çalışmışlardır," dedi. Geceyi İonna da aramıza katılınca konuşacaktık nasıl olsa. Konu burada kapandı. "Bu aldığım Artemis heykelciği bize uğur getirecek. Canını boş şeylerle sıkma." dedi ve sonrasında yürümeye devam ederken gün boyunca uğraştığı can sıkıcı davaları anlattı.

Tiyatro'nun önünden geçipMermer Cadde'ye geçtik. Stoa'dan(5) yürüyorduk. Ephesossıradan bir günü yaşıyordu. Mermer Cadde daha kalabalıktı. Celsus Kütüphanesi'neuğrayıp İonnia'yı aldık. Merdivenleri inerken marşlarını bağıra çağıra söyleyeniki onlu tabur asker tam tedbirli halde Mazeus ve Mithridates Kapısı'na doğru ilerliyorlardı. Önlerinde öküzlerin çektiği koca yüklüğü takip ediyorlardı. Decimus'a, "Ne oluyor?" diye sordum.

Decimus da şaşkın şaşkın askerlerin arkasından bakarken, "Babalarımız ve efendiler bu sabah hayır işi yapmaya karar vermiş olacaklar. Baksana şu hale. Halkın can attığı iki şeyi iyi anlamışlar," dedi.

İonnia hizmetlilerine emirler yağdırıyor, yazma rulolarla dolu sandıkların nerelere götürüleceğini bir bir izah ediyordu. Decimus'un söylediklerini duymuş ve meraklı gözlerle bize bakıp eliyle durun diye işaret etti. Yanımıza gelince merakla, "Gizem dolusunuz. Hocalardan öğle vakti yapılmış üst kurmayların katıldığı bir toplantı gibi şeyler duydum da pek detay işitemedim. Bu askerler onla ilgili sanırım. Anlatın bakalım ne yapmış babalarımız? Kimmiş efendilerimiz? Halk neye can atıyormuş?" diye sordu.

Decimus hızla birkaç adım atıp önümüze geçince yüzünü bize döndü. Öylece durduk. Yaklaşıp kısık sesle parmaklarıyla ikiyi işaret ederek, "Halk ısrarla iki şey ister işte," dedi ve ikiyi işaret ettiği parmağını gözlerimizin önünde gezdirdi. Bir parmağını indiriyorken, "Ekmek" ve ikincisini de indirirken "ve eğlence." dedi.

Bize karşı havada yumruk gibi kalan elini itekleyen İonnia, "Halk doysun o zaman ekmeğe. Zaten eğlenceden yana dün gece doymuşlardır. Bu ekmek de onların afyonu oluversin artık. Hakikaten hala tüylerim ürperiyor. Thrud'un cüretini düşündükçe sessiz çığlıklar atıyorum." dedi.

Decimus, "İnanılmazdı," deyince yürümeye devam ettik.

"Şehrin tüm önemli isimleri daha öğle vakti gelmeden tam takım Antoninus Evi'nin bahçesinde ziyafetteydi. Ama ne gösteriş! Aralarından parçalanmadan kurtulduğuma seviniyorum. Kurt sürüsünün ortasında kalmış kayıp koyun gibi hissettim. Sizinkiler de oradaydılar. Misafirlere kapalı gizemli bir davet olduğunu bilmiyordum bile. Ev sahibi olarak aralarına karıştım. Siz asıl rahibin öfkesini görecektiniz. Korkunçtu. Neyse ki onu ciddiye alan pek kimseler de yoktu." dedim. Kuretler Caddesi ekmek almaya giden veya gelen insanlarla doluydu. İnsulalar (6) pek uzakta değillerdi. Kalabalığın arasından yürüyerek Hadrianus Tapınağı'nın önünden geçip Trajan Çeşmesi'ne doğru yürüdük.

(1) Frigidarium: Hamamın soğuk su odası

(2) Calderium: Hamamın sıcak su odası

(3) Apodyterium: Soyunma odası

(4) Celsus Kütüphanesi, kent merkezi olan Agora'ya çok yakın bir yerde, Kuretler Caddesi olarak bilinen ana cadde üzerinde inşa edilmişti. Dönemin en büyük üçüncü kütüphanesiydi.

(5) Stoa:  Bir sokak ya da agoranın yanında yer alan, üstü kapalı, sütunlu galerilerdir.

(6) İnsula: Antik Roma'da çoğu kez caddeler ile çevrilmiş çok katlı bir yapı çeşididir. Alt katlar alışveriş ve eğlence mekanları amaçlı kullanılırken, üst katlar konaklama amaçlı yapılmıştır.